Ve içeri "O" girdi... Daha doğrusu 'onlar'... Buse ve arkadaşları... Neyse ki bizim de sayımız fazlaydı. Girer girmez yaptı yapacağını ve Batu'ya laf attı.
Buse: Selam Batu, Ne haber?
Batu: Buse? Senin ne işin var burada?
Buse: Sevgilin çağırdı, biz de geldik.
Ben de boş durmadım tabi. Elim armut toplamıyor burada! Hemen yanlarına gittim. Öylece suratıma bakan Batu'nun yanağını okşayıp "Aşkım hadi sen git. Gerisini biz hallederiz." dedim.
Batu: Olmaz!
Sıla: Batu!
Batu: Olmaz ya, seni bırakamam!
Sıla: Batucuğum bak, ben yalnız kalmıyorum. Kızlar da var. Hadi sen git, beni merak etme.
Batu zorla da olsa yan sınıfa geçti. Ama giderken endişeliydi. Bu arada Zeynep de sonradan geldi. Ona durumu özet geçtiğimizde öğrenmişti. Biz sınıfta Buse, Göksu, Ceren, Seden, İpek, Nazlı; karşılarında da ben, Elif K, Elif A, Çağla, Melis, Damla ve Zeynep kalmıştık. Yani durum gayet iyiydi. Biz sekiz, onlar altı kişiydi. O saydıklarım da Buse'ye gıcık oldukları için işimiz zor olmayacaktı. Söze Buse başlayıp "Eee nasıl gidiyor sevgililik Sıla Hanım?" diyerek takıldı.
Sıla: Valla çok güzel... Birbirimizi seviyoruz ve bizi hiç bir engel yıkamayacak!
Buse: Daha hepsini görmedin.
Sıla: Seni gördüm ya, o bile yetti sağ ol (!)
Buse: Oo, laf soktu (!)
Sıla: Yoo laf sokmadım, ama tabii senin o yerlerin sokulmaya açık olduğundan girmesi çok normal!
Göksu: Yalnız Buse, bu sefer iyiydi...
Buse: Kızlar siz şöyle yana geçin, bakın hanımefendi de çetesini arkasında tutuyor...
Sıla: Yanlışın var! Onlar benim çetem değil. Onlar benim arkadaşlarım, her zaman yanımda olanlar. Popüler olsam da olmasam da yanımda olanlar. Seninkiler gibi popülerliği gitti diye arkadaşını terk edeceklerden değil!
Buse: Vay vay vay! Kızımız büyümüş de laf çarpıtıyormuş!
Sıla: Sen ayağını denk almazsan çarpıtacağım tek şey laf olmayacak!
Buse: Hahahaha! Kızlar duydunuz mu ablanız ne dedi? Batu'ya söyleyelim de buna dikkat etsin. Maazallah ısırır bu!
Sıla: Onun adını ağzına alma! Hem sana ne ki? İster ısırırım, ister ısırmam; sa-na-ne?
Buse: İnsanlık görevimi yapıyorum burada Hem ayrıca Batu senin filan değil. Daha aranızda hiç bir şey olmadı.
Sıla: Olsun ya da olmasın. O benim! Anladın mı? Benim!
Buse: Hemen de sahiplenmiş bak, ne duygusal (!)
Sıla: Bana bak orospu, eğer seni Batu'nun çevresinde görürsem-
Buse: Ne yaparsın? Saçımı başımı mı yolarsın?
Sıla: Yolunacak saçın mı var sanki? Hepsini kazıttın, kel tavuğa döndün farkında değilsin! Ayrıca yolmak benim işim değil, ben direk çarparım. Araba misali...
Buse: Açıklama ve iltifat için sağ ol (!)
Sıla: Pis pis gülme karşımda fena olacak!
Buse: Ne olacak?
Sıla: Sana Sıla çarpacak! Anladın mı?
Buse: Niye bu kadar sinirlisin?
Sıla: Çünkü benim sevgilime kimse bulaşamaz ve sen de bulaşmayacaksın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)
Teen FictionOnlar, birbirlerini biraz geç buldular. Kız, onu bekleyen hayatın farkında bile değildi. Erkek ise bu hayata doğmuştu ama kaçıyordu ondan. Başlarda her şey normaldi. İki liseli aşıklardı. Hikayelerinin adı klasikti: "Bir Aşk Hikayesi" Sonra ise her...