Sabah, kızların aynı anda bağırıp odama dalmaları ve üstümdeki yorganı çekiştirmeleriyle uyandım. Yorgan giderken "Ya!" diye yakınıp tutmaya çalıştım ama yapamadım. Zeynep "Kalksana kızım, kınan var bugün kınan!" diye şakıdı ve beni dürtmeye başladı. Anında gözlerim fal taşı gibi açılmıştı tabi. Hemen yataktan kalktım. Banyoya koşarken "Saat kaç?" diye sordum. Damla da duvardaki saate bakıp "İki." diye yanıtladı. Kapıyı kapatmadan duraksayıp boş boş baktım ve "Ya şaka mısınız? En az iki saat daha uyuyabilirdim ben! Daha çok var abi, kına yedide!" diye bağırdım. Elif ise sabır diler gibi göz devirip "Sıla! Gir tuvalete, sonra bir duş al ve gel! Kına yedide değil. Biz onu hallettik, beşe çektik. Neden? Çünkü erkekler de bekarlığa veda yapıyor. Onları basacağız." dedi. Bu sefer ben göz devirmiştim. "Öf tamam be!" diyip kapıyı çarptım. İşlerimi halledip bu sefer de duşa girdim. Kısa bir duş alıp çıktım. Bornozumu giydim ve saçımı tarayıp kuruttum. Kendi kendime "Gazan mübarek olsun Sıla." diye mırıldanıp tuvaletten çıkmamla üç arkadaşım da aynı anda bana dönüp piç sırıtışlarını takınınca tırsmıştım. Elif "Heh, güzel! Şimdi, git odaya Zeynep de gelecek zaten seninle, bindallıyı giyeceksin. Siyah topuklularını da giy. Birazdan kuaförler gelir." dediğinde Zeynep de beni döndürüp giysi odasına soktu. "Sen çamaşır giy, ben o sırada bindallını çıkarayım." diyerek dolaba döndü. Ben de iç çamaşırı giydim. Bindallıyı çıkardığında onun yardımıyla giydim. Çok kolay değildi yani. Ben aynaya bakarken ayakkabıları da getirip önüme koydu. Bir kez de onları giyip baktım kendime. Yakışmıştı. Zeynep bornozumu alıp banyoya götürmek için odadan çıkarken içeriden "Kız çıksana hadi!" diye seslenilince ben de kısa bir göz devirmenin ardından odaya geçtim. Elif hemen yanıma gelip "Kuaför geldi cicim." diyerek kapıya sürüklemeye başladı. Ben kabullenmiş, ona yak uydururken telefonumun mesaj sesi doldurdu odayı. Ben de Elif'in elinden kurtulup telefonumu aldım. Ekranı açtığımda Batu'nun mesajıyla karşılaşıp sırıttım. Tam mesajı açacakken Elif "Yürüsene kızım, sonra bakarsın!" diye yine cırlayınca açamadan odadan çıktım. Merdivenden inerken açmak için telefona döndüğümde Elif bu sefer de telefonu elimden alıp "Önüne bak. Merdivende aksi hareket yapmamanı emretti eniştem!" diyerek engelledi. Bodruma indiğimizde gördüm ki adeta bir kuaför dükkanı kurmuşlardı. Bir kadın "Sıla Hanım, buyurun şöyle. Saçınızla başlayalım." dediğinde Elif'ten telefonumu alıp kadının gösterdiği yere oturdum. Başımdaki kadın ve adam konuşurken sonunda telefonuma dönebildim.
Gönderen: Sevgilim
Günaydın sevgilim, n'aber? Şuan çete, başımda akşam hakkında konuşuyorlar ve gerçekten içim şişti. Keşke yanımda olsaydın da sana sarılıp sıkıntı atsaydım. Neyse, yarından sonra hep benimle olacaksın nasıl olsa. O zamana kadar, seni özleyeceğim bebeğim. Seni seviyorum -kalpli öpücük atan emoji-
Tek mesajıyla bile beni gülümsetebilen bir sevgilim vardı. Gülümseyerek ekrana bakarken telefon yine elimden çekildi. Kafamı yana çevirdiğimde Damla'yı gördüm. "Ne yapıyorsun?" diye sorduğumda beni takmadı. Elif'e dönüp "Doğru tahmin arkadaşım. Şuanda malum partiyi konuşuyorlar." dediğinde dertlerini anlamıştım. Bu bekarlığa veda işini fazla abartıyorlardı. Ne olacaktı ki? Bir gece eğlenmek onların da hakkıydı sonuçta. Damla telefonumu geri verdiğinde gelen manikürcü Batu'ya cevap atmamı engelledi. Bir yandan saçım yapılırken, bir yandan da ellerime bakım yapıyorlardı. Sonrasında da makyaj yapılacaktı tabi...
Batu'dan
Sabah sabah çete başıma üşüştü. Tamam, erken kalkmaya alışıktım ama böyle, hayvan gibi odaya dalan arkadaşlarımla veya tepemde zıplamaya başlayan Yiğit'le değil. Gözlerimi açıp yandaki yastığı kafasına atınca yere yapışmıştı mal. Bu sefer kahkaha sırası bizdeydi. Ama bozuntuya vermeyip sırıtmaya devam edince hayallerim suya düşmüştü. Yataktan kalkıp "Tamam, kalktım işte! Şimdi siktirin!" dedim ve tuvalete kapandım. İşlerimi halledip çıktığımda gitmediklerini gördüm. Kaşlarım çatılırken "Lan oğlum, gitsenize!" dediğimde beni fark ettiler. Yiğit bu sefer suçlu suçlu sırıtmaya başlamıştı. "Gene ne bok yedin lan?" diye sorduğumda Kuzey ve Denizalp gülerken o, gülümsemesini silip "Aşkolsun abi!" diye sitem etti. Gülüp "Ne aşkolsun lan? Ben iyi biliyorum o sırıtışı, bir haltlar karıştırdığını gösteriyor o." dediğimde Kuzeylere baktı. Kuzey gözleriyle Yiğit'i göstererek "Bu mal, geceyi barda geçireceğimizi Zeyno'ya ötmüş." dedi. Omuz silkip "Sıla da biliyor, ne var ki bunda?" dediğimde gözleri büyüdü. "Yav mal mal bakmayın! Ne istiyorsunuz siz?" diyip sıkıldığımı belli ettim. Yiğit öne atılıp "Kızmadıysan sorun yok abem! Amma hindi, ben sana programı anlatacağım, o yüzden geldik biz aslında." diyince oflayıp "İyi sen anlat, ben üstümü değiştireceğim." dedim ve o, car car konuşmaya başlarken giysi odasına kaçtım. Sesi geliyordu ama takmıyordum Dolaptan hızlıca siyah tişörtümü, kot pantolonumu, siyah spor ayakkabımı ve deri ceketimi çıkardım. Üstümü değiştirip odadan çıktım. Yiğit hala konuşuyordu. Telefonumu alıp "Ben aşağı iniyorum, gelecekseniz gelin." dedim ve odadan çıktım. Aşağı inerken mutfaktan çıkan çalışana "Bodruma tost ve portakal suyu getirir misiniz?" diyip yola devam ettim. Ama Yiğit bu arada sustu mu? Susmadı. Koltuklara yerleştiğimizde hemen Sıla'ya mesaj attım. Bekledim, görüldü ama cevap gelmedi. Yiğit'i umursamadan bizimkilere "Kızlar Sıla'da mı?" diye sordum. Kuzey "Bildiğim kadarıyla evet." diye yanıtladığında da başımı sallayarak önüme döndüm. O sırada gelen tostumu yemeye başlarken bir anlığına çeteye "Kusura bakmayın ya sormadım, bir şey ister misiniz?" diye sordum. Kuzey hemen "Bir kareokeni alırım." diyerek göz kırpıp ayaklandı. Sanki başarabiliyormuş gibi, her dakika onunla uğraşmasına göz devirdim. Televizyonu açıp başlattı. O bitirdi sıra Yiğit'e geçti derken eğlenmeye başladılar. Ben de onları izleyerek vakit geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)
Roman pour AdolescentsOnlar, birbirlerini biraz geç buldular. Kız, onu bekleyen hayatın farkında bile değildi. Erkek ise bu hayata doğmuştu ama kaçıyordu ondan. Başlarda her şey normaldi. İki liseli aşıklardı. Hikayelerinin adı klasikti: "Bir Aşk Hikayesi" Sonra ise her...