-32- Doğum Günü

95 4 0
                                    

Bu sabah telefonumun sesiyle uyandım. Gözlerimi dahi açmadan el yordamıyla telefonumu buldum ve arayana bakmadan açtım. Karşıdan Elif'in sesi geldi.

Elif: Kalk bakalım uykucu, bugün çok işimiz var.

Sıla: Lan cumartesi bugün, ne işimiz var?

Elif: Çok işimiz var canısı... 'Aşkıceğizimin' doğum günü bugün.

Bu sefer gözlerimi açıp, tam anlamıyla uyandım.

Sıla: Eee Elif?

Elif: 'Eee'si partiyi sizin evde yapacağız ve o yüzden de alışverişe gitmemiz gerek. Ayrıca bir alışveriş de kıyafetlerimiz için lazım.

Sıla: Anladım da 'sizin ev' derken?

Elif: Sıla sabah sabah üstündeki bu mallık ne canım? Batu'yla senin ev işte!

Sıla: Tamam ya ne bağırıyorsun? Kalkıyorum şimdi, kahvaltı edip gelirim seni almaya.

Elif: Tamamdır. Öpüldün canım.

Sıla: Görüşürüz.

Telefonu kapatıp yatağa fırlattım ve gözlerimi ovuşturarak yataktan kalktım. Ayaklarımı sürüye sürüye tuvalete girip işlerimi hallettikten sonra kısa bir duş alıp çıktım. Odama geçtiğimde dolabımdan iç çamaşırlarımı, kot pantolonumu ve beyaz kısa kollu tişörtümü çıkartıp giyindim. Siyah konverslerimi ayağıma geçirdikten sonra saçlarımı tarayıp kuruttum. Telefonumu alıp yatağımı topladım ve aşağı indim. Annemler tabi ki evde yoklardı. Bugün Arzu Teyzelerle buluşacaklardı. Hızlıca bir tost yapıp portakal sıktım. Kahvaltımı edip mutfağı topladıktan sonra tekrar odama çıktım ve saçımı önden biraz alıp arkada tel tokayla birleştirdim. Koluma siyah saatimi takıp siyah çantamı aldım. İçine cüzdan, telefon ve bizim evin anahtarını yerleştirdim. Son olarak araba anahtarımı ve siyah güneş gözlüğümü de alarak aşağı indim. Anahtarlıktan anahtarımı aldım ve evden çıktım. Güneş gözlüğümü takıp kapıyı kilitledim ve anahtarı çantama attım. Arabaya bindikten sonra evin önünden ayrıldım. Siteden de çıktıktan sonra Eliflere doğru yola koyuldum.

Kısa süre sonra evin önüne park ettim ve arabadan inip kapıyı çaldım. Kısa sürede Elif kapıyı açtı ve içeri girdim. Elif "Sen otur. Tam üstümü değiştiriyordum, hemen geliyorum." diyip yukarı çıktığında ben de salona geçip oturdum. Otururken telefonum çaldı. Çantamdan çıkartıp arayana baktığımda Batu'nun aradığını gördüm.

Sıla: Efendim?

Batu: Aşkım neredesin?

Sıla: Eliflere geldim, neden?

Batu: Size gelmiştim de araban yoktu. Ne yapıyorsunuz?

Sıla: Elif üstünü değiştiriyor, işi bitince çıkacağız.

Batu: Alışverişe mi?

Sıla: Evet.

Batu: Tamam. Ama AVMdeki işinizi bitirince bizim sitenin oradaki markete gelin. Bana da haber verin geleyim.

Sıla: Tamam.

Batu: Hadi öptüm, görüşürüz.

Sıla: Ben de öptüm, görüşürüz.

Telefonu kapatıp çantama koyarken Elif aşağı indi ve evden çıktık. Arabaya atlayıp her zamanki gibi Cepa'ya doğru yola çıktık. Vardığımızda vakit kaybetmeden mağazalara bakmaya başlamıştık. Sonunda bir modelin beyazını Elif'e, mavisini ise bana alıp mağazadan çıktık. İkimiz de ayakkabıyı evden giyeceğimiz için başka mağazaya girmeden Cepa'dan ayrıldık. Arabaya bindiğimizde Batu'ya mesaj çektim ve markete doğru yola koyulduk. Geldiğimizde Batu kapıdaydı. Arabayı park edip yanına gittik. Kısa bir sarılma-selamlaşmanın ardından içeri girdik. Reyonları geze geze bir sürü malzeme alarak işimizi bitirdik. Kasada parayı ödeyip poşetleri yüklendik ve dışarı çıktık. Batu kendi arabasına, biz de benim arabaya bindik ve siteye doğru yola koyulduk.

THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin