"Belki de şuan boşuna uzatıyoruz. Belki de artık ayrılma vaktidir!" dedim ve koşarak oradan uzaklaştım. Ağlamıyor muydum? Hayır, ağlıyordum. Yalandan da olsa ondan ayrılmak çok zordu. Zaten zor bulmuştum, şimdi de kaybediyordum. Tabi eğer testime ters cevap verirse. Ben ondan ayrıldığım zaman Buse'ye koşarsa... Ya da bir başkasına... İşte o zaman test edeceğim derken göt olurum! Sonuçta "Eğer onu test etmeyip de uyandığım an boynuna atlasaydım başkasına gitmezdi!" durumuna gelirim. Ve inanın bana bu hiç hoş olmaz. Kafamda bu düşüncelerle yine koşmaya başladım. Bu sefer kendimi yormayacaktım. Yorulunca ne olduğunu gördük... O yüzden oradan biraz uzaklaşınca yürümeye başladım. Evin önüne geldiğimde Elif içeri girmemişti. Orada beni bekliyordu. Geldiğim an soru sormaya başladı.
Elif: Sıla! Ne oldu? Ne konuştunuz? Barıştınız mı? Ya da barışmadınız mı? Neden? Her şeyi anlatmadı mı? Kızım niye susuyorsun? Cevap versene!
Sıla: Elif bir dur nefes al ya!
Elif: Ya ben alırım nefes, sen ne oldu onu söyle!
Sıla: Oturduk. Batu bir şeyler geveledi. Ben de inanmadım ve ayrılmak istediğimi söyleyip geldim.
Elif: Ya sen manyak mısın?
Sıla: Ne yapsaydım Elif? Ha? Ne yapsaydım? "Ah canım ya sen beni aldattın ama ben seni çok seviyorum. Sen istediğin kadar aldat beni ben seni affederim." mi deseydim?
Elif: Ya onu mu diyorum ben? Bir oturup adam gibi dinleseydin. Belki de doğru söylüyordur...
Sıla: Neyini dinleyeceğim acaba? Ya sen de oradaydın, sen de gördün. Ya Buse'yle öpüşüyordu, öpüşüyordu! Daha ne bahanesi olabilir ki?
Elif: Ya belki zorla öpmüştür.
Sıla: Hep öyle olur zaten!
Elif: Ya gidip bir de ben mi konuşsam?
Sıla: Sakın! Böyle bir şey yapmayacaksın! Tamam mı? Sakın!
Elif: Aman iyi tamam! Neyse gel hadi içeri girelim.
Kapıyı çalıp içeri girdik. Doğal olarak odama çıktık ve orda biraz dedikodu yaptık. Ben gayet eğleniyordum, çünkü Batu'dan ayrılmam numaraydı. Elif de bu kadar eğleniyor olmamı garip buldu tabi ve sordu...
Elif'ten
Artık dayanamadım. Batu'yu sevdiğini ve kaybetmek istemediğini biliyorum. Peki şimdi neden ondan ayrılmış olmasına rağmen böyle karşımda gülüp duruyor? Bunu ona soracağım. Ve bu sefer başka bir tanık daha olacak... Ses kaydını açalım bakalım. O da sevdiğini ötsün ve ses kaydı sevgili eniştemin telefonuna uçsun!
Sıla'dan
Elif: Ya Sıla, sen niye bu kadar mutlusun?
Sıla: Ne açıdan?
Elif: Ya Batu'dan ayrıldın farkında mısın? Batu'dan diyorum bak! Hani şu ölüp bittiğin Batu'dan!
Sıla: Of Elif üstüme gelme ya! Belki de sevgimin ona değmediğini anlamışımdır. O beni aldattı Elif! Bunu nasıl hazmedebilirim?
Elif: Tamam da ayrıldığınız için en azından bugün ağlıyor olman gerekmez miydi?
Sıla: Onun için tek bir damla gözyaşı bile dökmeyeceğim!
Elif: Demek ki onu o kadar da sevmiyormuşsun!
Sıla: O nereden çıktı şimdi?
Elif: Eğer öyle olsaydı şuanda ağlıyor olurdun!
Sıla: Ya sen beni hiç mi tanımadın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)
Teen FictionOnlar, birbirlerini biraz geç buldular. Kız, onu bekleyen hayatın farkında bile değildi. Erkek ise bu hayata doğmuştu ama kaçıyordu ondan. Başlarda her şey normaldi. İki liseli aşıklardı. Hikayelerinin adı klasikti: "Bir Aşk Hikayesi" Sonra ise her...