Üç Hafta Sonra...
Hamile olduğum için Adnan Amca'nın erkene aldırdığı üniversite sınavının ikinci günü gelip çatmıştı. Elif ve Kuzey de bizimle giriyorlardı. Son üç haftadır derslerle boğuşuyorduk. Dün ilk ayağı atlatmıştık ve sırada ikincisi vardı. Uzun zamandır erken kalkmıyordum ama bugün önemli bir gündü ve kalkmak zorundaydım. Sabaha alarmın sesiyle açtım gözlerimi. Saati kapattıktan sonra oflayarak Batu'ya döndüm. O da uyanmaya başlamıştı. Gözlerini açıp beni görünce gülümsedi. Ben de gülümseyerek "Günaydın." dedim. "Günaydın hayatım." diye karşılık aldığımda da "Kalkıyorum ben." diyerek yataktan çıktım. Ayaklarımı sürüye sürüye tuvalete girdim ve işlerimi hallettim. Çıktığımda Batu yatağı topluyordu. Ben de giysi odasına geçtim. Tayt ve salaş bir bluz, ayağıma da boğazlı Adidas giyip odaya döndüm. Tuvalet masamın önüne geçip saçımı tepeden atkuyruğu yaptım. O sırada Batu tuvaletten çıkmış, giysi odasına geçmişti. Yanıma döndüğünde telefonlarımızı da alıp odadan çıktık. Ayşe Abla yine sofrayı donatmıştı. Sofraya geçerken kapı çaldı. Gidip açtığımda Eliflerle karşılaştım. "Hoş geldiniz." diyerek içeri aldım. Hep beraber masaya oturduk ve bir şeyler atıştırdık. Sonra kimlik ve belgelerimizi toparlayıp evden çıktık. Şoförün kullanacağı arabaya yerleşip sınavın yapılacağı okula doğru yola koyulduk.
Okula vardığımızda saat de yaklaşmıştı. Kimlik kontrolünden geçtik ve sınıflara dağıldık. Çok stresli değildim ama tabi ki bu hayatımızın sınavıydı, önemliydi ve bu yüzden üstüne düşüyordum.
***
Sınav bittiğinde resmen kendimi dışarı attım. Kötü geçmemişti. Hatta gayet iyiydi ama sıkılmıştım. Bizimkilerle buluştuğumuzda onlar da aynı şeyi söylemişlerdi. Bir yerlere gidip bir şeyler içmeye karar verdik ve şoförden aldığımız arabaya doluştuk. Kısa sürede Batu bir kafenin önünde durdu. İçeride bir masaya yerleştik ve içeceklerimizi söyledik. O sırada ailelere haber vermiştik. Kendi aramızda da sınav hakkında konuşurken Kuzey'in telefonu çaldı. Konuştuktan sonra "Abi bardan çağırıyorlar, önemliymiş." diyerek Batu'ya baktı. Batu da başıyla onaylayıp "Tamam, kızları bırakıp geçeriz." dedi ve garsona hesap için el etti. Hesabı beklerken "Sizin bırakmanıza gerek yok, biz gideriz." dedim. O ise hiç beklemediğim bir şekilde hışımla bana döndü ve işaret parmağını sallayarak "O hatayı bir kere yaptım, bir daha yapmam. Ben sizi sokakta bulmadım!" diye adeta tısladı. Zorlukla yutkunup ellerimi havaya kaldırdım ve "Tamam, sustum." diyerek olduğum yere sindim. Hesabı ödeyip kalktığımızda Elif'le Kuzey önden giderken Batu beni bekledi. Ellerimizi kilitleyip beni kendine çekti ve şakağımdan öpüp "Özür dilerim." diye mırıldandı. Bana baktığında tebessüm etmekle yetindim. Bu onu da rahatlatınca uzatmadık ve Eliflerin arkasından çıktık. Tekrar arabaya doluştuk. Elif'le eve bırakıldığımızda salona geçtik ve sohbet etmeye başladık.
Batu'dan
Kızları bırakıp evden ayrıldıktan sonra bara geçtik. Arabayı otoparka çekip içeri girdiğimizde babamı locada görmek beni şaşırtmıştı. Yanlarına gittiğimizde ufak bir girizgahtan sonra "Bir süre buralardan uzaklaşsanız iyi olacak" diyerek asıl çağırma sebebini belirtti. Kaşlarımı kaldırarak "Neden?" diye sordum. Derin bir nefes alıp "Hem senin için, hem Sıla için, hem de bebek için en iyisi bu oğlum. Gidin bir süre Bolu'daki dağ evinde kalın. Orası hem güvenli, hem de biraz değişiklik olur." diye yanıtladı. Altında başka şeyler olduğunu hissetmiştim ama çaktırmadım. "Tamam, gideriz ama birkaç hafta sonra. Artık bebeğin cinsiyeti de adı da belli ya, odasını düzenleyeceğiz. İşlerimiz var." diyerek ufak bir şartla kabul ettim. Babam da benim şartımı kabullenmişti. Tahmini iki saat daha barın işletmesiyle ve şirket işleriyle ilgili konuştuktan sonra bara insanlar, yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Oradan ayrılıp Kuzey'le birlikte bizim eve geçtik.
Sıla'dan
Salonda otururken sıkıldığımı hissedip Elif'e film izlemeyi önermiştim ve o da kabul edince sinema salonuna inmiştik. Yaklaşık bir buçuk saatte filan film bitmişti. Toparlanıp yukarı çıktığımızda Batular içeri giriyorlardı. Salona onlarla geçtik. Çok geçmeden Elifler "Biz artık kalkalım." diyerek ayaklandılar. Biz de onlarla beraber kalkarken "Yemeğe kalsaydınız?" dedim ama kabul etmeyip gittiler. Onlardan sonra biz yemeğe oturduk.
Yemekten sonra salona geçtiğimizde Batu "Yarın, Gece'mizin odasına eşya bakmaya gidelim." dedi. Gülümseyerek onayladım. Kızımın odasını kendim düzenlemek istiyordum. Aklımda güzel planlar vardı. Oda hakkında konuşurken Batu "Bir şey daha var." diyerek çekingence bana baktı. "Neymiş o?" dediğimde biraz öne eğilip "Bu işler bitince Bolu'ya gitmemiz gerekecek." diye mırıldandı. Kaşlarım havaya kalkarken "O neden?" diye sordum. Tekrar arkasına yaslanıp "Dağ havası, değişiklik olsun diye." dedi. Ben de uzatmayıp "Olur." dediğimde sevinmişti. Gülümseyerek bana bakarken Ayşe Abla "Efendim, ben çıkabilir miyim?" diye seslenince ona döndük. Gülümseyerek "Tabi, çıkabilirsin." dediğimde teşekkür edip evden çıktı. Tekrar Batu'ya döndüğümde oturduğu yerden kalkıp yanıma oturmuştu. Sırıtarak bana bakarken ben de gülümseyip "Niye öyle bakıyorsun?" dedim. Yavaşça yaklaşıp "Ben seni özledim." diye fısıldadı. Kıkırdayıp "Sürekli dip dibeyiz zaten?" dedim sorar gibi. O ise ellerini yanaklarıma koyup "Öyle değil. Seni öpmeyi, sana dokunmayı özledim." dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ben de itiraz etmeyip karşılık verdim. Dudaklarımın arasına iyice yerleşip ellerini de yanaklarımdan çekti ve bacaklarımı beline sardı. Kollarım da boynunda yerini almıştı. Ben kucağındayken ayağa kalkıp merdivene yöneldi. Öpüşerek merdivenden çıktık. Odaya geldiğimizde yatağa yattık ve üstüme çıktı. Alnını alnıma yaslayarak dudaklarımızı ayırdığında dudaklarımı yalayarak gözlerimi açtım. O da aynı şeyi yapmıştı. "İşte bunu." diye fısıldadığında ufak bir tebessüm ettim. Üstüme yatıp tek kulağını ve elini karnıma koydu. "Kızım Gece, çabuk çık oradan bak baban delirecek yoksa." diyince gülmeye başlamıştım. Kafasını kaldırıp tekrar yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve "Öf evlendik karımıza dokunamıyoruz resmen! Beni kesmedi bu öpüşme, biz biraz daha mı şey yapsak?" dedi. Gözlerimi kısıp "Ne biçim konuşuyorsun çocuğun yanında!" diyerek sahte bir şekilde kızdım. Gülümseyip "Kaçışın yok karıcım. Sen zaten Gece'ye dua et. O olmasa biz öpüşmekle kalmayız." diyince de "Batu!" diye kızdım. O ise içli içli "Sevgilim..." diyip tekrar dudaklarıma kapandı. Ben de gülümseyip eşlik ettim.
&
Düzenlenmiştir.
Yayın Tarihi: 8 Mart 2016
Düzenlenme Tarihi: 08.12.2019
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)
Fiksi RemajaOnlar, birbirlerini biraz geç buldular. Kız, onu bekleyen hayatın farkında bile değildi. Erkek ise bu hayata doğmuştu ama kaçıyordu ondan. Başlarda her şey normaldi. İki liseli aşıklardı. Hikayelerinin adı klasikti: "Bir Aşk Hikayesi" Sonra ise her...