Biz sınıfta birbirimize aşk sözcükleri saydırırken kapı açıldı ve birisi "Sıla!" diye bağırdı. Tabii ben de korktum ve gözlerimi Batu'dan kapıya yönlendirdim. Yine o gelmişti. Buse. Göz devirip bayık bir bakış attım ve "Ne var?" dedim.
Buse: Buraya gel!
Sıla: Gelmezsem ne olur?
Buse: 'Gel' dedim!
Daha fazla uzamasın diye oflayarak kapıya doğru yürümeye başladım. Arkamdan Batu bana yetişti ve kolumdan yakalayıp "Gitme." dedi. Onun endişesine karşılık sakin bir tonda "Batu sakin ol. Bir şey olmayacak." dedim ve onu öpüp yürümeye devam ettim. Buse'nin yanına vardığımda beni biraz içeri itti ve kapıyı sert bir şekilde kapattı. Alaycı bir tavırla yüzüne bakarak "Ne vardı?" dedim, ama keşke demez olaydım. Buse bu sefer kapıyı kapatırken yaptığının iki-üç katı bir şiddetle itti beni. E doğal olarak düştüm. Batu da tabi ki durmadı ve "Sıla!" diye bağırdı. Ben de tek elimi kaldırıp "Merak etme, iyiyim." dedim. Ayağa kalktım ve ben de bu sefer Buse'ninkinin iki-üç katı kuvvet uygulayarak onu düşürdüm. Kimseden çıt çıkmıyordu. Buse ayağa kalktı ve üstüme yürümeye başladı. Tabii ben de bir anlık refleksle suratına tokadı yapıştırdım. Oh canıma da değsin! Tabii sonrası öyle olmadı. Batu gelip Buse'yi yerden kaldırdı ve "Yeter artık!" diye bağırdı. Hala Buse'nin yanındaydı. Sonra ona "İyi misin?" diye sordu. Tabii sen şuan onun yanındasın nasıl kötü olsun? O da zaten "İyiyim." dedi. Batu bana baktı ve ağlamaklı olduğumu gördü. Nasıl ağlamayacaktım? Sevdiğim adam bana acı çektiren eski sevgilisinin yanındaydı. "Burada bekle!" dedi ve Buse'yle beraber sınıftan çıktı. Ama ben demiştim onun yüzünden kavga etmesek bari diye. Al işte dediğim oldu, kesin kavga edecektik. Olduğum yere oturdum. Sağ gözümden bir damla yaş aktığını hissettim. Orada durmasına izin verdim. Silmedim. Batu gelip bu halimi görmeliydi. Derken yanıma Elif geldi ve "Sıla hadi kalk, bak gelsin konuşursunuz." dedi.
Sıla: Ya gelmezse?
Elif: Kuzum saçmalama tabi ki gelecek. Batu seni seviyor!
Sıla: O zaman niye onun yanına gitti.
Elif: Sadece yardım etti. Kız yere düşmüştü hatırla.
Sıla: Onun yüzünden aramız bozulacak.
Elif: Merak etme bir şey olmaz. Hadi kalk artık.
Sıla: Kalkmayacağım. Burada oturup onu bekleyeceğim.
Elif: Peki. nasıl istersen...
O, kızların yanına geri döndükten birkaç dakika sonra Batu içeri geldi. Beni görünce durdu. Gözümden akan yaşı fark etmişti. O da önüme diz çöktü. "Sılam?" dediğinde sessiz kaldım. "İyi misin?" dediğinde ise tek söylediğim "Neden onunla gittin?" olmuştu.
Batu: Konuşmak için.
Sıla: Niye burada konuşmadın? Benden gizli saklın mı var?
"Aşkım saçmalama. Hem sen ne yapıyorsun böyle yerde? Hadi kalk ayağa!" dedi ayağa kalkarken ve arkama geçip beni kaldırdı. Tekrar önüme geldi.
Sıla: Ne söyledin ona?
Batu: Bizi rahat bırakmasını...
Sıla: Gerçekten mi?
Batu: Gerçekten.
Sıla: Ben sanmıştım ki...
Batu: Ne sandığını biliyorum, ama öyle bir şey yok. Hem unuttun mu, ben seninim.
"Benimsin." dedim ve sarıldım ona. Bir süre sonra ayrıldık birbirimizden. Ama beni kuru kuru sarılmak kesmemişti. Yanağından öptüm onu. Tabi doğal olarak hemen sırıtmaya başladı.
Sıla: Ne sırıtıyorsun?
Batu: Çok komik gözüküyorsun.
Sıla: Niye?
Batu: Çünkü beni kıskandın ve kıskanmış hallerin çok komik.
Sıla: Hiç de bile, kıskanmadım ben seni.
"Kıskandın, kıskandın." dedi ve sınıfa dönüp "Sizce de kıskanmadı mı?" diye sordu.
-Kıskandı
-Kıskandı
-Kıskandı
Batu: Bak gördün mü?
Sıla: Aman iyi tamam be; kıskandım! Var mı bir itirazın?
"Yok!" dedi ve o da beni öptü...
&
Düzenlenmiştir.
Yayın Tarihi: 24.03.2019
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ARSLAN (Bir Aşk Hikayesi)
Teen FictionOnlar, birbirlerini biraz geç buldular. Kız, onu bekleyen hayatın farkında bile değildi. Erkek ise bu hayata doğmuştu ama kaçıyordu ondan. Başlarda her şey normaldi. İki liseli aşıklardı. Hikayelerinin adı klasikti: "Bir Aşk Hikayesi" Sonra ise her...