24.Bölüm: Beni İçeri Davet Ettin..

4.2K 345 103
                                    

Carl, kapıyı açıp karanlık eve girdi. Gözleri ne ışığı ne de evi aydınlatacak lambayı aradı. Tek istediği salondaki koltuğa uzanmak ve bir daha hiç hareket etmemekti. Elinde tuttuğu kâğıt parçasını sıktığının farkında bile değildi. İçindeki harf kalabalığının da...

Salona doğru giderken önce ceketinden kurtuldu. Portmantoya asmakla uğraşmadı, kollarından aşağı düşmesine izin verdi. Ceket düştüğü yerde sonsuza kadar durabilirdi. Sonra gömleğinin birkaç düğmesini açtı. Belki nefes almak daha kolay ya da eğlenceli olabilirdi. Eğlence... Şu yedi harf daha önce hiç bu kadar rahatsız edici olmamıştı.

Vücudu saatlerdir striptiz yapmışcasına yorgun, beyni dokuz basamaklı iki sayıyı çarpmışçasına bitik, gözleri çıkardığı ultraviyole ışınlarla üç ülkeyi kurtarmışçasına uykulu ve kalbi Iron Man'in yüksek teknolojili kalbine kafa tutmuşçasına ürkekti.

Sıktığı elini serbest bıraktı ve kâğıdın yere düştüğü anı dinledi. Siktiri boktan bir kâğıt parçasının yere düşerken bu kadar ses çıkarması tam da filmlere yakışır bir sahne olmalıydı. Yüzüstü kendini koltuğa bıraktığında yüzünün tam altındaki yastıkla kendini boğmayı düşündü. Hiç hareket etmese olabilirdi aslında ama anlaşılan ciğerleri henüz nefes almayı seviyordu.

Sırt üstü dönüp karanlık evi dinledi Ancak evin bir şey söylediği yoktu. Ne duvarlar, ne mutfak, ne kapılar... Hatta su boruları bile susmuştu. Sanki hepsi "Bizi değil salak, kendini dinle!" diyordu.

Hiçbirini yapmadı ve kalkıp banyoya gitti. Banyoya girer girmez aynadaki aksiyle göz göze geldi. Moraran göz altları, saçlarının dağınıklığı, sakallarının berbatlığı umurunda değildi. Elleri gömleğinin düğmelerine giderken Ethan'ın burnunu hatırladı.

Tüm kıyafetlerinden kurtulunca kabine ilerledi ve musluğa uzandı. Suyun soğuk ayarda olduğundan emin olunca da musluğu açtı. Su hızla vücuduna akmaya başlarken irkilmedi bile. Başı öne eğik, saçlarından, omuzlarından, burnundan, dudaklarından aşağı akan soğuk suyu dinliyordu. Dinlediği diğer ses ise doktorun söylediği cümlelerdi.

Carl sakin ol. Çok belli ki ikinizin tepkilerini gösterme biçimi farklı.

Carl şampuana uzandı. Ethan'ın söyledikleri ise hâlâ kulaklarında çınlamaya devam ediyordu.

Kendinle çelişmen, duygu geçişlerin normal. Bir an sakin olman, bir an sonra da öfkeyle 'patron benim' tavırlarına girmen de. Bu duyguların seni panikletmemeli. Kısa bir süredir gerçeği bildiğini unutma. Zamanla ilerleyeceğiz.

Carl saçlarını sabunlarken homurdandı. Normalmiş! Normal olan adamın ona "Sen de kalp yetmezliği var" demesi olabilirdi. Lanet olsun, kıl dönmesini bile kabul edebilirdi! Ama bu durum, hemen kabul edebileceği ya da içeride çay partisi verebileceği bir şey olamazdı değil mi?

Tekrar suyun altına girdiğinde Ethan'ın sesini duymaya başlamıştı. Yine!

Bu durumda genelde kişilikler farklı isimler kullanır ancak izlenimime göre sende böyle bir şey yok. Carl ismini garipsemedi, aksine tepki verdi. Ama bu sana özel bir durum değil, endişelenme.

Tabii ki endişelenmemişti! Bu es kaza onu tanıyan ama onun tanımadığı kadınların nasıl da yılışarak "Carl" dediğini açıklayan boktan bir puzzle parçasıydı sadece.

Carl, derisi buruşana kadar duşta kaldı. Derisi buruşana kadar düşündü. Derisi buruşana kadar sinirlendi. Derisi buruşuna kadar küfretti. Derisi buruştuğunda ise tepesindeki başlığı aldı ve arkasındaki duvara fırlattı. Kısa kaldığı için fayansa çarpamayan başlık yarı yolda dönerek onu ıslatmaya devam ettiğinde onun tek yaptığı şey hızla nefes alıp vermekti.

SEN DE KİMSİN? (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin