75. Bölüm: Ve Onlar Konuştular

1.1K 137 64
                                    

Carl, gözlerini açtığında kıyafetleriyle uyuduğunu fark etti. Tarihi kontrol etmek için sağındaki komodine döndüğünde telefonun orda olmadığını görüp kaşlarını çattı. Onun yerine çerçeve içerisinde büyükbabası ile olan fotoğrafı duruyordu. Anlamıyordu.

Doğrulup telefonu yatağın içinde aradı ama bulamadı. Hızla kalktı ve salona indi. Telefonu sehpanın üzerinde duruyordu. Adeta kaparak eline aldı ve kilidi açtı. Yalnızca bir gün geçmişti. Telefonu kurcaladı, son aramalara baktı. Son aranan kişi Ethan'dı. Bu kez kaşını çatmak yerine havaya kaldırdı. Telefonu indirip boşluğa baktı. Hızla dönüp merdivenleri ikişer ikişer çıktı ve çalışma odasına daldı. Ancak adımları birden duraksadı. Masa fazla toplu görünüyordu. Viski şişesi gitmişti. Kâğıtlar da sanki daha az ve daha düzenliydi.

Daha az! Hızla masaya yürüdü ve kâğıtları dağıttığının farkında olmadan kontrol etti. Hepsi işle ilgili alınan notlardı. Konuşma kâğıtları neredeydi? Diğeri ne boklar yemişti?! Sandalyeyi sertçe çekip oturdu ve bilgisayarı açtı. Cihazın açılmasını beklerken sağ bacağını stresle oynattığının farkında değildi. Bilgisayar kendine gelir gelmez her zaman olduğu gibi Mor klasörüne tıkladı, ancak sonrasında kalakaldı. Videolarla dolu olan klasörde tek bir video kalmıştı. Mor – Son adındaki videoya ağzı açık bir şekilde bakıyordu. Bu ne demekti? Her şeye hazırlıklıydı ama buna?

Korkarak, heyecanla, titreyerek videoya tıkladı. Umut biraz daha bekleyebilirdi...

***

Video biteli birkaç on dakika olmuştu. Artık bilgisayara bakmıyor, onun yerine masaya arkasını dönmüş camdan dışarıyı izliyordu. Dirseklerini dizlerine dayamış, ellerini çenesine birleştirmiş, hiçbir duygu kırıntısı olmayan yüzü ile gökyüzüne bakıyordu. Görmeyen gözlerle...

Kafasının içinde duygularının birbiri ile savaşı vardı adeta. Bir kesim sevinçten çığlıklar atıyor, bir kesim panikten altına sıçıyor, bir kesimin heyecandan sürekli çişi geliyor, bir kesim korkudan hareket edemiyor, bir kesim de sakinlikle tüm olan biteni izliyordu. Kişiliğinden sonra parçalanma sırası duygularına geçmiş gibiydi.

Derin bir nefes alıp doğruldu ve birden kendini bıraktı. Tüm duygularını serbest bıraktı. Hepsinin kendi bildiği gibi akmasına izin verdi. Kontrol etmeden, akışı görerek ve kendini o akışa bırakarak... Sevindi, korktu, üzüldü, heyecanlandı, umutlandı. Sesli bir nefes aldı. Sanki bağırır gibiydi. Sanki "buradayım" der gibiydi. Nefesin sonunda o titreyen anı da kaçırmadı. Yutkunmasının zorlanmasını da... Etrafı biraz yaşlı görmeye başlamasını da... Her duygusunu kabul etti, her duygusuna sarıldı.

Bir sesli nefes daha aldı ve yavaşça doğruldu. Hâlâ bir inanamazlık vardı üzerinde, hatta adımlarında. Yürürken elleri ile yüzünü sıvazladı. Saçlarıyla oynadı. Hatta onları biraz çekti. Yanaklarını havayla doldurdu. Nefesini tuttu. Sonra birden bıraktı. Salona, telefonuna gelene kadar olabilecek her mimiği yapmıştı. Telefonun kilidini açtı ve Ethan'ı aradı. Adam telefonu yanıtladığında bir an için konuşamadı. O boşluğu Ethan doldurdu.

"Merhaba Carl."

Carl sesinin çıkmama ihtimaline karşılık boğazını temizledi.

"Ethan-" Becerememişti. Devamını getirememişti. Sanki sesli dile getirdiği an her şey daha gerçek olacaktı. Bir kere daha denedi. O gerçekliğe ihtiyacı vardı. "O... Gerçekten bunu yaptı mı?"

"Evet Carl."

"Yani benimle birleşti."

"Evet."

"Artık tek kişi miyim?"

"Artık parçalanmış değilsin."

Carl, Ethan'ın onu düzeltmesine gülümsedi.

SEN DE KİMSİN? (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin