69. Bölüm: Mavi - 11

1.4K 181 69
                                    

Gözlerini açtığında yatağındaydı. Neden orada olduğunu sorgulamadı. Demek ki ortalarda yoktu ve geri dönmüştü. Bir süredir kendine geldiğinde panikle uyanmıyordu Carl. Bay Serseri'nin artık onunla birleştiği gerçeği biraz daha güçlü hissetmesini sağlıyor olabilirdi. Sebepleri üzerinde çok düşünmedi. Yataktan yavaşça kalkıp banyoya gitti.

Yüzünü suyla yeteri kadar dondurduktan sonra doğrulup aynadaki aksine baktı. Son hatırladığı, uzun süredir merak ettiği soruyu sonunda diğerine sorabilmiş olmasıydı. Bu anı açlığından bile baskın geldi. Havluya uzanıp yüzünü kurularken çalışma odasının yolunu tuttu.

Odaya girdiğinde hâlâ yerde duran fotoğraflara bakmadı. O gün, viskiyi ararken bir anlığına bakmış ve birkaç saniyesini burada harcamıştı. Ama şimdi tüm bu kâğıt parçaları bekleyebilirdi. Sandalyeye oturdu ve bilgisayarı açtı. Bilgisayarın açılmasını beklerken hard diski izliyordu. Küçücük, hareketsiz, artık çok tercih edilmeyen, birçok evde olmayan, insan eli değmese bir anlamı olmayacak bu nesne, bir süredir en öncelikli eşyasıydı ne de olsa. Bilgisayar ekranı açılınca gözlerini hard diskten ayırıp hızla işe koyuldu.

Video açıldığında gözlerini kırpmadan ekrana bakıyordu. Görüntü geldiğinde ise sanki aynaya bakıyor gibiydi. Diğeri ne demiş olabilirdi? Her şeyi gören adam neden rüyasını bilmiyordu? Cevap çok geçmeden üzerinde taşıdığı hayal kırıklığı ile birlikte geldi.

Adam tıpkı onun gibi oturuyordu, tek fark; kendisi gelecek cevaptan ötürü vücudunu kasmışken diğeri koltuğunda rahatça yayılmıştı. Cevap vereceği esnada ise kameraya yaklaşmıştı.

"Neden gördüğün rüyayı bana da anlatmıyorsun?"

Video bittiğinde, ekrana doğru ne ara eğildiğini fark etmeyen Carl doğruldu. Her anını artık ezberlediği rüyayı ilk kez kendi dışında biriyle paylaşacaktı. Kendi dışında... Düşüncelerine gülümsedi ve yeni bir video çekmeye hazırlandı.

***

"Ve sonra sen de dedin ki: 'Ey ruhum, sana artık her şeyimi ve en son şeyimi vermiş bulunuyorum. Ellerim tamamen boşalmıştır. Sana şarkı söylemeyi önermek son işimdi! Şimdi söyle! Sana şarkı söylemeyi önerdiğime göre, kim kime teşekkür borçludur? Ama daha iyisi, ey ruhum, bana şarkı söyle, bana şarkı söyle, söyle de sana teşekkür edeyim'. Sonra ışığın söndü, sen de gittin."

Carl, koltuğa yaslanmış, sağ elinin parmakları masaya ritmik bir şekilde vururken ekrandaki videoda konuşan adama bakıyordu. Çatık Kaş'ın, rüyasını hiçbir duygu belirtisi vermeden anlattığı detayını kaçırmamıştı..

Videoyu durdurup koltuktan kalktı ve ekrana arkasını dönüp pencereden dışarıyı izlemeye başladı. Bir an "keşke şu an bir gökkuşağı görebilseydim" diye geçirdi aklından. Takip eden saniyenin onda birine denk gelecek bir zaman dilimi boyunca da hiçbir şey düşünmeden karşısındaki manzarayı gülümseyerek izledi. Ve sonra büyükbabasının o kahramanlık tanımını yine anımsadı. Kulaklarında hâlâ onun sesi varken eli arka cebine gitti ve telefonunu çıkardı. Hızlı aramaya kaydettiği Ethan'ın numarasını bulup ara tuşuna bastı. Telefon çalarken gerilerde hâlâ büyükbabasını dinliyordu. Telefon üçüncü çalışında açıldığında da tüm sesler kesildi ve Carl direkt konuya girdi.

"Artık ne yapacağımı biliyorum, bugün müsait olduğun bir zaman var mı?"

***

Carl, gözlerini açtığında karşısında Ethan'ı görmeyi beklemiyordu. Bu sebeple şaşırarak yattığı yerden hızla doğruldu.

"Ethan nele-"

"Carl?"

"Evet?"

Carl sabırla Ethan'dan bir yanıt beklemeye devam etti.

SEN DE KİMSİN? (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin