"Tamam."
Kolayca dudaklarından dökülen tek kelime aslında beraberinde yirmi bir yıllık bir anıyı da taşıyordu. Yalnızca ayna karşısında hatırladığı bir an değildi bu tek kelimenin sahibi, o an'a sahip olan yıllar vardı bir de... Carl tutmadı kendini. İlk kez büyükbabası ile olan anlarından kaçmadı. Bıraktı kendini çocukluğuna. Hatırlamak güzeldi. Güzel olmalıydı.
GEÇMİŞTE BİR ZAMAN
"Sevmedim."
Karşısındaki çocuğa gülümseyerek bakan adam konuştu.
"Neden?"
"Çocuk neden yalnız kalıyor?"
"Çocuğun neden yalnız kaldığını düşünüyorsun?"
"Çünkü kahramanı gidiyor."
"Gerçekten gidiyor mu Carl?"
Çocuk bir an durdu. Sorunun ne anlama geldiğini düşündü. Büyükbabasının ucu açık sorularına alışmıştı, hatta onları seviyordu. Ama kahraman gidiyordu işte. Tek gerçek buydu. Bu kez diğer cevapları düşünmek istemiyordu. Tıpkı büyükbabası gibi cevap verdi.
"Çocuk, kahramanı gittikten sonra da onunla her gece yüz yüze konuşabilecek mi?"
"Hayır."
"O zaman gidiyor."
"Bir kahramanın görevi nedir Carl?"
"Ona inananları yalnız bırakmamak."
"Spider-Man'in kurtardığı insanlarla birlikte yaşadığını hiç görmedim. Ya da Superman'in. Ya da-"
"Evet biliyorum ama-"
"Bir kahramanın görevi ona inananların, onu sevenlerin iyi ve güvende olduğuna emin olmaktadır. Koruduğu ya da örnek olduğu insanların yolunda yalnızca bir durak olduğunun farkında olmaktır. Spot ışığını kendine tutmak yerine, o ışığı karanlık yola tutmak ve insanların düşmeden o yoldan yürüyüp gitmesini sağlamaktır. Bir kahraman olmak sevdiklerinin her zaman yanında olmak, her zaman sırtlarındaki el olmak yerine, sevdiklerinin desteksiz de yürüdüğünü, koştuğunu, düşse de ayağa kalkıp yoluna devam edebildiğini görmektir."
Carl sessizce büyükbabasına baktı. Gözlerinde hâlâ direnen bir ışıkla. Kabul etmek üzüyordu onu. Geceleri odasında nasıl vakit geçirecekti? Öğrendiği hikayeleri kiminle paylaşacaktı?
"Çocuk çok üzülecek."
"Kahramanı da."
"Kahramanını bir daha görecek mi peki?"
"Hiçbir kahraman ona inananları gerçekten terk etmez."
"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
"Bir kahramanı tanıyorum diyelim."
"Çocuk için zor olacak. Ya kahramanı yokken karanlıktan korkarsa? Ya geceleri uyumakta zorlanırsa? Ya konuşacak kimseyi bulamazsa?"
"Hiçbiri olmayacak. Çocuk sırtındaki elin yoksunluğunu belki bir süre hissedecek ama unuttun mu, kahramanı çoktan yolunu aydınlatmış olacak. Çocuk düşse de kalkacak. Mola vermek istedikçe kahramanını görecek. Sonra yoluna yine devam edecek. Sonsuza dek, birbirlerini severek mutlu yaşayacaklar."
Carl hikayeyi tam olarak anlayamıyordu. Büyükbabasının hâlâ ona anlatmadığı şeyler vardı, bunu hissediyordu. Ama onu konuşturamayacağını da biliyordu. Sesindeki kabullenmeyi duymazdan gelmeye çalışarak kırgın bir şekilde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN DE KİMSİN? (TAMAMLANDI)
Romance32 yaşında, genç yaşına rağmen kariyeri başarılarla dolu, mükemmeliyetçi, sıkıcı derecede iyi olan Carl'ın, terapisti ve yakın arkadaşı dışında kimsenin bilmediği ufak bir problemi vardı. Bazen bilmediği yerlerde uyanıyor, gardrobunda tarzı olmayan...