Da Vinci Havaalanındayız. Artık İtalya'yı fethettik İstanbula dönüyoruz. Uçağa bindik. Hemen yanımda William var. William'la muhabbete tutulduk. Florida'nın Miami köyünde yaşayıp tarih okuyormuş. Babası MİT'de Profmuş. Davet etti beni köyüne. Gel dedi her şeyin benden. William'la aramızda çok sıkı bi' bağ kuruldu. İndik uçaktan Sabiha Gökçen Havaalanındayız. Karaköyde bi' otelde arkadaşlarının yanına gidecekmiş. Taksiye binmeye çalıştı. Dedim stupid misin? En az 100$ tutar. Sonra ben bunu bindirdim E3 numaralı İETT otobüsüne. Çocuk, ben öyle birbirmizi hiç tanımadan yardımcı olunca "Günün sonunda organlarımı çalmayacaksın değil mi?" Diye şaka ayağına endişesini dile getirdi. "Yok be olm senin böbrekler bitmiştir." Deyince William rahatladı. Ebeveynleri uyarmış, "dikkatli ol orada organ mafyası çok" diye. Garip ne bilsin herkesi organ mafyası sanıyor. Otobüste içki içmeme bir şey demezler değil mi deyip çıkardı bi' şişe Jagmeister'ı uzattı bana. Dedim sok onu çantana yoksa bize sokarlar. Muhabbete devam ederken sordum niye geldin İstanbul'a. Arkadaşı kansermiş. Ölmek üzereymiş. "Ölmeden önce onunla son bi' içki içmek istiyorum. Sonra Amerikaya geri döneceğim." Dedi. İçim burkuldu. Dedim bu ne biçim arkadaş, arkadaşı ölüm döşeyinde hala içip, sıçma derdinde. Şakası bi' yana sanki bi' filmden kesit gibiydi. Arkadaşına yetişmen için elimden geleni yapacağım dedim. 4. Leventte indik. Taksiyle buradan daha az para ödersin dedim. Paramı koruduğun için çok teşekkürler my best friend dedi. Hemen bi' taksi çevirdim. Taksici benim de bineceğimi düşündüğü için mutsuzluktan kıvrınıyor. Abi çocuk emanet gözünü seveyim bi' şey olmasın. Dedim. Adam; "Sen gelmiyor musun? Derken ki yüz ifadesini görmeliydiniz. İnsanlığımdan utandım. Niye burada yaşıyorum diye sorgulamaya başladım. Adamın yabancı bir müşteriye saplama arzusu yüzünden okunmuyor adeta izleniyordu. Acıdım. Lakin ben böyle bir şey olacağını tahmin ettiğim için otobüsteyken William'ı taksicilerden ötürü uyarmıştım. Hatta kaç para vermesi ve paraüstü olarak kaç para alması gerektiğine kadar söylemiştim. O gün bugündür William'la hiç görüşmedik. Lan yoksa taksici organ mafyasından olmasın...
Monteyn şüpheyle sundu.
William kardeş bunları okuyorsan büyük ihtimalle anlamıyorsun. 2 haftada Türkçeyi çözmüşsündür diye düşünüyorum. Eğer burayı okuyorsan bana ulaş. Merak içindeyim.
Bölüm Sonu canavarı : Deniz Tekin (Daphead) - Bende bi' problem var.
Hadi kalın sağlıcakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Denemeydi Dostum.
HumorEğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Şaka lan şaka nereye okuyun işte. Buraya dikkat çeken bir şeyler yazmam gerektiğini söylediler. Yeterince dikkat çekti sanırım. Çekmedi mi? Bir gün çeker, her şey geçer.