Kitapception.

1.9K 194 34
                                    

Merhabeyn arkadaşlar. Bugün size kitap içinde kitap yazmaya geldim. Soluksuz bir maceraya hazır mısınız?

Yazacağım hikaye benim hikayem. Bir sabah böcek olarak uyandım. Şaka şaka uyanmadım. İsmim Haşmet. Haşmet Rokfelleroğlu. Bu sabah bir böcek olarak uyanmasam da fırıncı olduğunu sandığım babamın büyük pis bir örgütün lideri olduğunu öğrenmemle başladı. Kardeşim Akın Rofeller ile birbirimize ikizmişçesine benziyoruz. Ben ondan daha tembel olduğumdan aynı sene aynı bölümü bitirdik. Farklı yönde ilerletme kararı aldık kariyerlerimizi o facebook aşkı olan İsrailli kızla hayatın tadını çıkarmaya İsrail'e ben sevdiğim kızla evlenebilmem için önümde duran tek engel olan askerliğe gittim. Kız arkadaşımın adı Aslıydı. Ona erkenden kavuşabilmek içindi her şey. Askerde çarşı izinlerini genelev ziyaretlerine ayıran tertiplerime inat bütün vaktimi kokmuş internet kafe bilgisayarında webcam önünde öl dese bilmem ama öldür dese düşünmeyeceğim tek kıza harcadım. Şaka olsun diye dolabımdan onun resmini alıp saklayan tertibime yumruk attığım için 2 hafta disiplin cezası aldım, umursamadım. Askeriye gibi bir ortamda o resmin ne kadar değerli olduğunu askerliği solumuş olandan başkası mümkün değil anlamaz anlayamaz zaten.

Askerliğimin bitmesine 3 ay kala kardeşimin ay sonunda evleneceği haberini aldım. Facebook aşkı hayatının aşkına dönüşmüş, evlilik kararı almıştı kardeşim. Aynı zamanda kızın babasının mobilya mağazasında müdür olmuş, hem aşkta hem kariyerinde kazanmıştı. Askerliğimi bitirmemi beklemesini, çifte düğün yaparsak daha iyi olacağını söyleyip takıldım ona. Telefonu kapattığımda halen şaşkındım. Gözümde halen bir çocuktu kardeşim, vazoyu kırdığında yerine dayak yediğim, sırf ezilmesin diye yazdırdığım karate kursunda saatlerce tekme atmasını beklediğim, sırf keyfi bozulmasın diye bakkala dahi göndermediğim dünkü çocuktu. 5 yaşına kadar ağır havaleler geçirip sürekli ölüm tehditi atlattığından hep el bebek gül bebek büyütmüştü ailem de onu. O yüzden her şey şaka gibi gelirdi kardeşime. Üniversitede dahi karşılaştığı en ufak bir sorunda, zorlukta hüngür hüngür ağlar sorunu benim çözmemi beklerdi.

Askerliğim bitip eve döndüğümde Aslı okulunu bitirip işe başlamış, kardeşim yaklaşık üç aylık evli bir İsrail vatandaşı olmuştu. Hızlı bir şekilde nişanlandık Aslıyla. Zaten askerden önce nişanlanıp işin adını kesin olarak koymadığımızdan az uykum kaçmamıştı. Daha önce bana zerre anlam ifade etmeyen şubat ayı hayatımın aşkıyla nişanlandığım ay olmuştu. Şubat'a yüklediğim anlam onunla evlenmeyi kararlaştırdığımız eylül ayına kaptıracaktı nasıl olsa yerini kısa zamanda.

Nisan ayındaydık gece evin telefonu çaldı. Ağlamamamak için kendini zor tutan kardeşim karısının beyninde tümör olduğunu söylüyordu. Sabaha kadar konuştuk onunla, teselli ettim karısına o haliyle görünmek istemediği için işyerinde odasına içen kardeşimi. Çok zor bir 2 ay yaşadı sonrasında bense bir yandan nişanlımla kendime mutlu bir gelecek kuruyor bir yandan kardeşim o haldeyken mutlu olabildiğim için pişmanlık duyuyordum.

Hiç unutmam bir haziran gecesi nevizadede arkadaşlarımla içmişim son bekarlık gecelerimi dolu dolu yaşamak adına, eve döndüğümde saat 2.00 falan civarı yine. Kapıyı açtım annem, babam uyanık ve üzüntülerini gizleyemedikleri halde beni bekliyorlar. Hep en kötüsünü düşünen insanlardan olduğumdan direk aklıma kardeşimin eşi geldi annemlerin bu haline göre o ölmüş olmalıydı. Ben ne oldu, ne bitti diye soru yağmuruna tutarken onlar bana telefonu gösterdiler "kardeşini ara" diyerek. Aradım ağlamaklıydı yine sesi. Ne olduğunu sordum. "Abi, abi , abi askere alacaklarmış beni" der demez hüngür hüngür ağlamaya başladı. Sonradan öğrendim dünyanın en kolay vatandaşlık veren ülkesidir İsrail. Yaşam kalitesi ve nüfus azlığı değil bu kolaylıktaki sebep, vatandaşının israil devletine olan inanılmaz ağır yükümlülükleri. Terör tehditi altındaki bir ülke, ağır vergiler ve askerlik İsrail vatandaşı olma hayali kurdurmaz kimseye. "bırakamam abi karımı bu halde askerlik abi askerlik yapamam ben askerlik" diyor deli gibi ağlıyordu. O ağladıkça ben de tutamıyordum gözyaşlarımı. Onu her düştüğünde defalarca kaldırmıştım ama bu defa büyük bir çukurdaydı. Askeriyeye teslim olmak için 2 haftası vardı, ve askerliğini bitirmeden yurtdışına bütün çıkışları yasaklanmıştı. "Abi abi lütfen lütfen bişey yap kurtar beni askerden dayanamam öldürürürüm kendimi" demesi son noktaydı artık benim için.

İyi Denemeydi Dostum.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin