Bir WattPad Hikayesi -2-

727 61 3
                                    


Cinayet Büro Amirliğinin en popüler isimlerinden Cemil Biber evinde terliklerini giymeden önce Büro'yu aradı "Bir şey var mı Komiser?" dedi.

"Beşiktaşta Mepheus Yayın Evinde kadının biri intihar etmiş. Başka bir şey yok." dedi telefondaki komiser. "Temizlikçi kadın bulmuş. Karakoldaki elemanlar orada şimdi."

"Sabah uğrar bir bakarım." diye karar verdi Cemil Biber. Bu tür olaylar hep birbirine benzer.

Ertesi gün, cumartesiydi. Dolayısıyla Baha Müren araştırma görevlisi olduğundan laboratuvarda çalışmalarına devam ediyordu. Çalışmaları son sürat devam ederken telefonun çalmasıyla bütün dikkati dağıldı.

"Buyur Cemil Abi? Hayırdır.."

"Sen birçok kez bana polisin cinayeti intihardan nasıl ayırt ettiğini sormuştun?" diyordu Cemil Biber. "Ben şu anda tipik bir intihar vakasının gerçekleştiği yerdeyim. Her ayrıntı, önemsiz gibi görünen bir tanesi dışında mükemmel. Gelip bir bakmak ister misin? Eğer acele edersen, cesedi morga gitmeden önce görebilirsin."

"Gelirim" diye kararını bildirdi Baha. "Ama özellikle cesede rastlamamak için işi ağırdan alacağım."

O kadar ağırdan aldığı halde hatta on katı merdivenden çıktığı halde kitap evinin sahibi Sırrı Peyda'nın ofisine gene de morga götürecek adamlardan önce vardı.

Temizlikçi kadın geceyarısı gelmiş ve kapıyı kilitli bulmuştu. Kapının dışarıdan kilitlenmiş olmadığım görünce, içeride birisinin hasta filan olduğunu düşünmüşler ve dolayısıyla gece bekçisine kapıyı zorla açtırmışlardı. Birisi vardı içeride, düşündükleri gibi. Adli doktor incelemesi sonucunda kızın ağzının kenarlarında zakkum zehiri kalıntıları buldu, otopsinin de bunu teyit edeceğini söyledi.

Baha Müren başıyla tasdik ederek, "Çok da genç duruyor" dedi.

"Öyleymiş" dedi Cemil Biber ona.

"Kızı soruşturduk. Giresun'da bir liseden, yazar ve zengin olmak için kaçmış. Onun için zannettiğinden de genç. Beş aydır İstanbuldaymış ama sürekli reddedilmiş. Başka bir şey elde edememiş. Dün öğleden sonra bir kez daha reddedilmiş ve herkesin gitmesini bekleyip kendini öldürmüş. İçeriye bir intihar notu da bırakmış."

Cemil Biber kahverengi zarfı uzattı.

"Reddedilen eserin bulunduğu zarfın üzerine yazmış notu. Dikkat ettin mi? Neredeyse son kelimeye kadar, yazısı ne kadar düzgün eli hiç titrememiş."

Baha'nın dikkatini çekmişti bu. Notu inceledi.

"Kalbim paramparça ya da taş gibi katılaşmak zorunda kaldığı bu dünyayı terk ediyorum."

Bir kez daha okudu.

"Kızın el yazısı olduğu kesin. Zarfın içindeki reddedilmiş kitabın yazısıyla uyuşuyor. Ayrıca çantasında postalanmak üzere duran mektuptaki yazıya da uyuyor." dedi Cemil Biber.

"Bir mektup mu?" Baha zarfı geri verdi. İş başvurusu yapmak için hazırladığı ve imzaladığı evrakların bulunduğu bir mektuptu bu.

Baha mektubu geri verdi. Ölmüş kıza ait olan ufacık el çantasını alarak bir an inceledi. "Ufak bir tükenmezkalemi varmış, gördüğüm kadarıyla" dedi Baha "Yazıyor da kalem. Neden kurşunkalem kullandı acaba?"

"Kurşunkalem kullanmış, işte burada." Cemil Biber ona yerde duran uzun sarı kurşunkalemi uzattı. Baha kaleme uzun uzun baktı.

"Tablo müko" dedi Cemil Bipber neşeyle.

İyi Denemeydi Dostum.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin