O öğleden sonra Baha, Aylin'nin oturduğu apartı işleten ev sahibi Nuray Hanım'ı ziyaret etti. Kadıncağız şişman, bakımsız ve halden anlayan biriydi.
"Zavallı kızcağız, çok sessiz biriydi. Ama öyle insanlar sessiz ve derinden giderler." dedi Nuray Hanım.
Baha da ona katıldı. "Acaba odasını görebilir miyim?"
"Tabi, diye onayladı." Nuray Hanım.
"Her şey olduğu gibi duruyor, çünkü kirası yıl sonuna kadar ödenmişti." dedi. 1 kat yukarı çıktıktan sonra aparta girdiler. Oturma odası ve yatak odası haliyle aynı yerdeydi.
"Eşyalar hakkında hiçbir şey söylemedi, zavallı kızcağız. Bi kaç eşyası var onları toplasam iyi olacak. Buralarda böyle bir şey hayatta olmazdı. Nasıl olduğunu anlamadık. Bizim görümcenin hala oğlu hapse girmişti. Burada ondan başka suçlu yoktu. Burası çok nezih bir yerdir..." Nuray Hanım amansız bir şekilde konuşmaya devam ediyordu. Baha kadını dikkatle dinledi, ama kısa bir süre sonra Nuray Hanım'ın Aylin hakkında kendisinden bile daha az şey bildiğini fark etti. Kadın, Aylin'nin apartına hiçbir zaman erkek ziyaretçi gelmediği konusunda emin olduğunu söylüyordu ısrarla. Gelse mahallede dedikodusu çıkardı çoktan diyordu.
Her ne kadar polisin olağan işlemler yaptığım bilse de, gene de etrafa bir göz atmayı her şeyden çok istiyordu Baha. "Eskiden kalma, bayılma ve bir bardak su isteme numarasına başvurmalı mıydı" diye düşünürken, kapı zilinin çalınması onu bu dertten kurtardı.
Nuray Hanım"Bi' dakikaya dönerim" dedi ve odadan hızla çıktı. Baha, süratli bir şekilde küçük masanın çekmecelerini ve etrafı iyiyce karıştırdı, ama ona ipucu verecek hiçbir şey bulamadı. Çok miktarda kağıt vardı, beş altı tane de müsvedde halinde reddedilmiş kitap. Tamamı buydu. Odanın hiçbir özelliği yoktu.
Baha, Aylin'nin bilgisayarını buldu ve karıştırmaya devam etti. Kitaplarının çoğunu bilgisayara da kaydetmişti. İnternet geçmişine baktığında WattPad diye bir sitede profili olduğunu ve bir sürü yayınlanmış hikayesi olduğunu gördü. Baha bir şey düşündü o anda. Bir yerlerde okumuştu. Bir insanın karakterinin en büyük göstergelerinden biri, kullandığı masasının altında biriken çöplerde yatıyordu. Masasına doğru yöneldi aceleyle karıştırmaya başladı. Ufacık kalmış bir kalem ve kağıtlardan başka bir şey yoktu. Kağıtları yerine koymak üzereydi ki, birinin merdivenleri çıktığını duydu. Bu Nuray Hanım olmalıydı. Telaşla giyim eşyalarını çekmeceye tıktı ve bunların altındaki katlanmış gazeteyi cebine soktu.
Nuray Hanım ziyaret nedeni hakkında hiçbir malumat vermeden, kısa bir süre sonra oradan ayrıldı. "İnşallah gazeteci falan değilsindir. Evimin şöhretine zarar gelmesini istemem." dedi.
Baha dışarı çıktığında cebindeki gazeteyi çıkardı, fakat atmadı. Kelebek gazetesinin magazin sayfasından kesilmiş bir parçaydı bu. "Yakışıklı Osman bu sezon 5 Turisti Müslüman" yaptı başlıklı bir haber ile ilgiliydi. Yakışıklı Osman'nın turist kızları nasıl müslüman yaptığını maddeler halinmde anlatan ve resimlerinin olduğu bir haberdi.
Ama Baha'nın keskin bakışları bu haberin konusundan başka bir şeye takılmıştı. Gazetenin üst kenarında bir not yazılıydı "Zekeriyaköy'deki 14. yalı."
"Doktor Sedat? Ben Baha Müren. Evet Müren. Size çok önemli bir konuda bir soru sormak istiyorum. Bu Aylin isimli kızın otopsisini yaparken, hamile olup olmadığına dikkat ettiniz mi? Çok önemli bu doktor, yoksa sizi rahatsız etmezdim. Eğer, "Evet" derseniz, intihar cinayete dönüşebilir.
"Hayır derim çünkü dikkat ettim, hamile değildi." dedi. Dr. Sedat.
Bu cevap, hiç hoşuna gitmemişti Baha'nın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Denemeydi Dostum.
HumorEğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Şaka lan şaka nereye okuyun işte. Buraya dikkat çeken bir şeyler yazmam gerektiğini söylediler. Yeterince dikkat çekti sanırım. Çekmedi mi? Bir gün çeker, her şey geçer.