Ms word:1769 kelime
2 Bölüm
Kaçak
''Zayıf Tarnovalı gördüğünüzde acımadan öldürünüz eğer o güçlenirse size acımayacaktır!'' Kalmukya İmparatorun karısı Allysa
Kadran gözlerini Kırmızı sarık han'ın olduğu Frye kasabasında açmıştı. Etrafında genç bir kadın ve yaşlı bir adam vardı. O gözlerini açtığında ona doğru bir adım daha atmışlardı. Borla ile birlikte kaldığı yıllarda hep yerde uyuduğu için henüz yataklara alışamamış ve belini ağrıtmıştı. Kadran
''Keşke beni yerde yatırsaydınız bu tarz yataklara pek alışık değilim de. Hayatımı kurtardığınız için teşekkür ederim'' dedi. İhtiyar onun yanına gelip diz çöktü. Kadran onun kendisine bir anda yaklaşması sonucu ayağa kalkıp doğruldu sırtını duvara verdi. Eline geçirdiği tencere ile gözlerine kadar örtüp savunmaya geçti. Genç kadın tedirgin olurken ihtiyar ise huzurunu bozmamıştı.
''Sakin ol Borla'nın oğlu sana verecek değiliz'' dedi. Kadran sakinleşmemiş aksine daha çok sinirlenmeye başlamış saldırmak için doğru zamanı kollamaya başlamıştı. İhtiyar onun saldırmak için beklediği anlaması çok uzun sürmemişti. Tarnovalılar hep temkinli yetiştirilmişlerdi. Bütün krallıkların kabul ettiği bir yasa vardı ''Zayıf bir Tarnovalı gördüğünüzde acımadan öldürünüz çünkü o güçlendiğinde size acımayacaktır!'' Kadran bunu çok iyi biliyordu. Bu yasanın çıkması Borla yüzünden meydana gelmişti. İhtiyar ne söylese Kadran'ın inanmayacağını anlamıştı ve üzerinde ki elbiseyi çıkartıp göğsünde ki Kurt Ilenyas simgesini göstermişti. Hem Tarnova'nın hem de dünyanın bilinen ilk efsanesiydi. O günden beri bütün Tarnova'ya ölümüne bağlanmış ve kılıç gününe inanmış kılıç ustaları göğüslerine veya sırtlarına bu simgeyi dağlarlardı. Bu simgeyi her Tarnovalı kılıç ustası kullanamazdı. Hilal iki kılıcın arasında kurt kafası şeklinde olan simgeyi bedenlerine dağlayabilmesi için ölümcül görevlerini yerine getirmek gerekiyordu. Kadran elinde ki tencereyi bıraktı bu seviyede olan ihtiyarın kendisini gammazlamayacağı biliyordu. Kurt Ilenyas'ı göğsüne dağlayabilmek için kaç ölümcül görevin üstesinden geldiğini kimse bilemezdi.
''Neden buradasınız? Savaştan sonra ne oldu?'' dedi. İhtiyar arkasına dönüp kadına işaret etti. Kadın daha önce hazırlamış olduğu yemeği Kadran'ın önüne koydu. İhtiyar
''Elimizde ki tek yiyeceğimiz lapa sana daha fazlasını veremediğimiz kusura bakma. Yaralarını tedavi ettik fakat bir iki gün burada kalman uygun olur. '' dedi. Kadran başını olumsuz salladı.
''Lapa için teşekkürler fakat bana olanları anlattıktan sonra gitmek zorundayım. Peşime çoktan Aydınlık Efsanesi Selena ile yancısı Savaş Lordu Vile düşmüştür. Burada beklersem benim izimi bulurlar ve sizde canınızdan olursunuz'' derken lapasını yemeğe başladı. İhtiyar kendine bir yer bulup oturdu. Genç kadın aralarından ayrıldı konuşmaları uzaktan dinlemeyi tercih ederken evin penceresinden dışarıyı gözetliyordu. İhtiyar
''Savaştan önce şehri terk etmek zorunda kaldık. Genç kılıç ustaları Kornapa Krallığına esir düştü. Halk ise oyuna getirildi Dron ve Gezici haydutlara esir düştük. Bazılarımız kurtulmayı başlardı kızım ve ben onlardanız fakat çoğu köle pazarlarında satıldı. '' dedi. Kadran
''Aiaria adında genç kız duydunuz mu? Ya da gördünüz mü?'' diye sordu. İhtiyar olumsuz yanıt verdi. O kadar Tarnovalı'nın içinde Aiaria tanımamasını normaldi. Onun başına neler gelmiş olabileceği İhtiyar söylemişti zaten. Aiaria yaşıyorsa da ölmüş ise de onu bulacaktı. Kadran başka bir soruya geçti yumruğunu sıktı sormak zor geliyordu ama öğrenmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.