Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]

Y.E-78 Kadran VS Palmon

Kelime Sayısı:1069

Deadly Avenger Invincible

78 Bölüm

Kadran VS Palmon

                         Aiaria ve minik Kadran yakalanmıştı. Köyden apar topar götürüldüler, Aydınlığın lordu onları bir eve götürdü yerleştirdi. Diğer yakalayanlar onun karşısına dikilmişti. Butün bunların sorumlusu o değildi. X Kadran emretmişti ve o uygulamıştı. Adamlar ne yapacakları bilemediler. Bir efsaneyi devirmek için yollara koyulan Kadran'a açık tehtit edebilirlerdi kendi aralarında konuşurken Aydınlığın lordu çakısını açtı iki parmağının ortasında tuttu işaret parmağı ile burun deliklerini kapattı, masanın üzerinde ki şeftaliye bakıyordu. Onlar kendi aralarında konuşurken ''Bir adamın namusunu elinden almışsanız ya onu kirletirsiniz ya da onu öldürüp bırakırsınız. Onu tehdit olarak geri veremezsiniz bu çok küçük düşürüşü bir durum. Onu geri verseniz bile Kadran'ın sizin peşinize düşmeyeceğinden emin misiniz? Yine peşinize düşecek. Ayrıca Miçoz'da ve Exes'te sizin peşinize düşecektir. Aiaria'yı sevenler derneği karşınıza aldınız.'' Dedi. Edes ''O zaman öldürelim gitsin madem peşimize düşecek. '' dedi. Miielana ''Öldürmeye lüzum yok ben sadece Kadran'ın karşıma dikilmesini istiyorum. Benim onun ailesi ile alıp veremediğim yok. '' dedi. Oro Jackson ''Benimde ailesi ile bir alıp veremedğim yok yarım kalan işimi bitirmek istiyorum. '' dedi. Danpatcher, Verulia, Caran, Xeyroa sessiz kalmayı tercih ederken Aydınlığın lordu. ''Herkes görüşlerini belli etsin. Tecavüz mü ve öldürmek mi? Öldürmek mi? Yoksa serbest bırakmak mı?'' dedi.

...

                     Selena'nın Borla kalesine yaptığı baskından sonra Rheameth Krallığı kaleyi kuşatma altına almıştı. Kral bizzat sefere katılmıştı. Kötülerin en güçlüleri olarak nitelendirilen Karanlığın Ordusu kaleyi ölümüne savunuyorlardı, içeride zehirlenen siyah pelerinliler ve vanun birlikleri sayısı fazla iken zehirlenmeyenlerde vardı. Arslan burçlara çıkıp krallık askerlerine hareketler ediyor meşhhur kelimelerini söylüyordu. İçeride ise durum son derece vahimdi. Zehirin panzehirini yapacak vakit yoktu. Duran Zaka onlarla ilgileniyor yaşamalarını biraz daha uzatmaya çalışıyordu. Panzehir yapmak en az iki günü alacaktı. D.Zaka Arslan'a ne pahasına olursa olsun iki gün direnmelerini söylemişti. Arslan elinde fazla siyah pelerinli ve vanun olmadığını biliyordu. Kendini göstermekten başka bir seçenek yoktu. Kale sabah ağır bombardımana tutulmuştu. Başkomutan Linn Kral Aehemath'ın yanına gelmişti. Son raporları ona iletmek için çadırın kapısını açtı. Kral onu çadıra habersiz girdi diye suçlamamıştı her zaman özel izinliydi Linn. ''Kralım gönderdiğimiz öncü birlikler Arslan tarafından yok edildi. '' dedi. Aehemath ''Normal Arslan bunu yapabilecek güçte içeride durumlar ne?'' dedi. Linn

''Kale yakında düşecek zira çok fazla zehirlenme var. Kalede Arslan dışında başka kimse bulunmuyor. Sagata, Rarar ve Vile öldüğü doğrulandı. En geç iki gün içerisinde kaleyi ele geçirmeyi umuyoruz. '' dedi. Aehemath ''Emin misin içeride sadece Arslan yoktur. Varsa neden bu kaleyi tutmaya devam etsin. Yardım bekliyorlar olabilir.'' Dedi. Başkomutan Linn ''Efendim onlara yakın bir tek Yorgun Savaşçı, Mordekei ve Nelsan Dara Ben'den başka kimse yok Kadran'ın yetişmesi imkânsız gibi.'' Dedi. Aehemath ''Arslan Borla gibi değildir bir yere savaş açmışsa bir nedeni vardır. Kaçmıyorsa bir bildiği vardır. Yarın sabah o kaleyi içindekiler öldürülmüş bir şekilde istiyorum. Asker bu gece dinlensin'' dedi. Başkomutan Linn ''Anlaşıldı efendim''

                            Hava kararmaya başladığında krallığın saldırıları duymuştu. Duran Zaka ve Arslan kalenin ortasına bir masa kurup oturmuşlardı. Duran Zaka ''Ne yapacağız daha fazla dayanmayız içeride neredeyse hiç adamımız kalmadı. '' Arslan ''Gece saldırıya geçecekler ve baskınla bizi öldürmeye çalışacaklar. Aptal herifler tanımıyorlar beni. Hahaha metodumu bilmiyorlar. Sokak savaşçısı zannediyor beni. Cezalarını çekecekler. '' dedi elini sandalyeye attı ve arkasına döndü hayatta kalan siyah pelerinlere ''Arkadaşlarını gömmeye başlayın onlar gelmeden kaleyi terk edeceğiz burayı'' dedi. Duran Zaka ''Burada çıkış yok dışarıya çıkmada nasıl kaçacağız?'' diye sorduğunda Arslan ''Hahaha budala tanımıyorsun beni. ''

...

                         Gün yeni ağırmaya başlıyordu, Saber uyandığında Kadran'ın yanlarında olmadığı fark etmişti, Negro'nun yanına geldi, onu sarsıp uyandırdı. Negro yarı uykulu bir şekilde gözlerini araladı. ''Ne oldu?'' diye söylendi. Saber ''Usta gitmiş'' dedi. Negro ayağa kalktı, Yukira ve Sarışın uyanmıştı. Forcelini nöbet tutarken uyuya kalmıştı. Herkes kısa sürede toparlanırken Negro söylene söylene Palmon'un kulesine gidiyordu. Kadran erken uzanmış kimseye farkettirmeden Palmon'un kulesine ulaşmıştı, orada Palmon yerine onun su adamlarını görmüştü. 12 kişi onun etrafında çember oluşturmuşlardı. Kadran bıçağını çıkartı kılıçlarını şimdiden çıkarmanın bir anlamı yoktu. Etrafında dikilmiş su adamlar onun bıçağı çıkarmasına sinir olmuştu. Kadran ''Öylece kalacak mısınız?'' dedikten sonra harekete geçti ileriye doğru gitti, iki su adamın yanından geçti ve sola doğru ilerlemeye başladı. Yanından geçtiği su adamları suya dönüşüp yere dökülmüştü. Diğerleri birbir bıçakla kesilip yere dökünüyordu. Yere dökülenler tekrar bir araya gelememişlerdi. Karanlık güç onları sonsuza kadar birleşmelerini engellemişti.

                        Kadran hiç durmadan devam ediyordu, su adamları gelmeye devam ederken tepenin üzerine birkaç metrelik bir su dalgası gelirken Kadran karanlık dumanını salmıştı su ve duman birbirine karışmadılar Kadran dumanın olduğu yerde kalmıştı. Öldürdüğü su adamları yeniden canlanırken küçük bir deniz imparatoru ona hızlıca saldırıya çekti, bir oktan daha hızlıydı fakat yıldırımdan daha hızlı olan Kadran için bu hiçbir şeydi. Yanından geçen deniz imparatoruna bakış atarak onu gözü ile kesti. Yılanın kafası karanlık dumanın olduğu yerde kaldığı için yılan bir daha birleşemedi. Karanlık duman suyu bastırdı ve su dağılıp toprağa karıştı. Su adamların hepsi karanlık dumanın içerisinde kaldılar dizlerine baktılar ve başlarını yukarıya kaldırmaya bile Kadran onlara fırsat tanımamıştı. Su çekildiğinde Deniz şövalyesi kılıcını çekmişti. Bedeninden su damlaları damlıyordu, insan formundaydı fakat bedeni tamamen suydu. Kılıcı yere indirdiğinde topraktan su fışkırarak Kadran'a doğru ilerledi. Kadran suyu durdurmak için bıçağını kullandı su yanından geçip giderken elbiselerine sıçramıştı. Islanan yerler delik açılmıştı. Kadran bıçağını beline soktu. Mavi kılıcını sırtından çekti, hızlıca gelen ikinci saldırı durdudu. Şövalye yerinden ayrıldı yakın dövüşe girçek istiyordu kılıcı tekrar kaldırıdı indirmeye başladığında öylece kalmıştı. Kadran onun karnını kesip arkasına geçmişti. Baş bir şövalye bir anda portalın içerisinden çıktı, iki eli ile kılıcını tutuyor Kadran'a yukarıdan kılıcını indirmeye çalışıyordu. Kadran tek elinin üzerinde geriye doğru takla atarak kaçtı. Şövelye'nin önünde duran mavi kılıcı uzanmak isterken kolunu kaybetti. Ve bağırdı. İlk kestiği şövalye çoktan ölmüştü ikincisi ise kolunun açısına çok fazla dayanamamıştı. Kadran kılıcını bir anda kaldırdı karanlık hisleri kendiğininden açılmıştı. Kılıca çarpan mermi geri sekti diğer iki mermi birisi baldırına diğeri karnının üstüne saplanmıştı.

             Kılıcı ileyüzünü kapattı öylece durdu. Palmun iki kolunda ki kalan su mermilerini onunüzerine boşalttı, bedenine çarpan her mermi bedeninde delik açıyor açılanyaradan kan ileriye doğru sıçrıyordu. Palmon'un mermileri bittiğinde Kadran halen ayaktaydı. Kolunda ki Borla'yı öldüren zehirlerden birtanesini fırlattı. Kadran kılıcı ile bıçağı kesip kendisine ulaşmasınıengelledi. Yerde ki kırılmış parçaya baktığında bıçağın zehirli olduğunu farketmişti. Kadran kılıcı bıraktı o sıradabelinde ki zehir iksirlerinin bir tanesini ağzına götürdü tıpasını ısırdı ve ağzıile fırlattı iksiri kafasına dikledi. Palmon diğer beş bıçağını ona göndermeye başladı, Kadran harekete geçtikılıcını kaptığı gizi üzerine ilk gelen bıçağı kılıcı ile sektirmeyi başardı,çok hızlı hareket ediyordu sadece Palmon'un sonuncu kez attığı bıçak Kadran'aişabet etmiş ve bedenine saplandığı andan itibaren onu yere yığmayı başarmıştı.