Y.E-48 Suikastçiler Loncası

1K 120 33
                                    

Kelime Sayısı:1176

48 bölüm silindiği için yeniden yazıldı. Bir bakıma daha düzgün fakat esas bölümün bin kelime eksik sürümü ile yayınlıyorum. İyi okumalar. Oscarları gecenin ilerleyen saatlerinde düzenleyeceğim. Şuan taşınıyorum.

48 Bölüm

Daranhazan I

                   Erosharum'un ölüm haberi lonce liderlerine ulaşmıştı, haberi onlardan başka kimse bilmiyordu. Kapıda bekleyen nöbetçiler bu konuda iyi tembihlenmişti. Erosharum öldüğüne göre yeni bir lider seçmenin zamanı gelmişti. Bu lider konusunda lider loncasında kimileri Caparanne'nin lider olmasını isterken kimisi Akasele'nin son eğittiği adam Panoz'u istiyordu. Lonca liderleri tam olarak neye karar vereceğine kararsız kalmışlardı. Erosharum Bretonaska ile iyi ilişkileri olan birisiydi, Panoz hem en iyi kılıç ustası olmuş hem da Kornapa da savaş lordluğu yapmaktaydı, ayrıca Akasele'nin öğrencilerinden bir tanesiydi. Lonca liderleri yeni lideri oylamaya sunmadan önce bazı liderler söz almak istedi. ''Erosharum'un kardeşinin olması bizim açımızdan daha iyi Bretonaska bize yardım edecektir. Batının en büyük krallığını arkamıza alıp doğuda korkutucu işler yapabiliriz. Ayrıca Bretonaska sürekli güçleniyor bir gün dünyayı ele geçirecektir'' dedi. Diğer lonca lideri güldü. ''Dünyayı ele geçirmek mi? Eğer onlar dünyayı ele geçirirse bütün kötülere son vereceklerdir tıpkı İmparator gibi'' dedi. Başka bir lider

''Erosharum arkasında Bretonaska var fakat Panoz'un arkasında Kornapa var. Bu iki krallık elinde sonunda savaşacaklardır. Erosharum denge kurmasını bilmez bu kaçınılmaz savaşta güçlünün yanında olmalıyız. Panoz bildiğiniz üzere dünyada aranmamak için krallığa katıldı, her iki krallıktan birisi savaşta zayıflayınca diğerinin tarafına geçebiliriz. Dünyayı ele geçirme söz konusu bile olamaz buna engel olmalıyız. Panoz Akaselenin son öğrencisi ona birçok suikastçi hayranlık besliyor. Erosharum suikastçiler üzerinde tam bir itaat sağlayamadını hepimiz biliyoruz. Çünkü Akasele den sonra zorla loncayı ele geçirmeye çalıştı ve biz buna yardım ettik. Suikastçiler Panoz'un yanında olmasına rağmen suikastçiler içerisinde ayrılanları engellemek için Panoz liderlik iddasindan geri çekildi. Demem o ki Panoz loncayı düşünen birisi bizimde Akasele gibi loncayı düşünen birine ihtiyacımız var.'' Dediğinde başka bir lider söze karışmıştı. ''Akasele can düşmanı Borla için öldü, loncayı düşünseydi Borla'nın yanında savaşa katılmazdı. '' dedi. Lonca liderleri ona baktılar ve aralarından bir tanesini elini masaya vurup ayağa kalktı.

''Borla ve Akasele yeryüzünün en büyük düşmanları aynı çağda büyüdüler. İmparator'a karşı sırt sırta dövüştüler ama yeri geldi birbirlerini öldürmek için elinden geleni yaptılar. Akasele zor durumda kaldığında lonca Dorianlar tarafından yok edilmek üzereyken bize yardım eden Borla değil miydi? Karanlığın ordusu baş düşmanı Akasele için Dorianların karşısına çıkıp onları bizim için bozguna uğratmadı mı? Üstelik bizden hiçbir şey bile istemediler. O günkü ordu bizim yenilmemizi bekleyebilirdi. Sonrada Dorianları bozguna uğratıp bizim bölgemizi ele geçirebilirdi. Borla ve adamları yeryüzüne gelmiş en kötü adamlardır. Kimse bunun aksini iddaa edemez fakat onlar kana kan dişe diş dövüşmeyi seven en kötülerdir. Siz hiç Gizlilerin veya Büyücülerin savaş meydanında savaşırken gördünüz mü? Onlar hep sinsice iş yaptılar. Bizlerde onlar gibiyiz fakat yaptığımız işlerin arkasında durmasını biliriz. Akasele ölmüştür dolayısı ile Borla ve Akasele düşmanlığı sona ermiştir. Ben Panoz'a güveniyorum, gücümüzü Akasele dönemine çıkaracağına inanıyorum.'' Dedi. Liderlerden birisi oturduğu yerden söz aldı. ''Panoz'u başa geçirirsek Kadran ve Panoz savaşını tetiklemiş oluruz. Dünyanın en iyi kılıç ustası olarak Panoz ona fark etti fakat Borla tarafından eğitilmiş Kadran halen dünya tarafından hafife alınıyor. Şimdi size sorarım Borla, Akasele, Can Dara Ben, Ordon ve Jordan tarafından eğitilipte güçsüz kalan birisini gördünüz mü? Ya hepsi efsane olmuştur ya da krallığın Generallerine kafa tutabilecek kadar güçlenmişlerdir. Daha aşağısı yok. Elbette Panoz seçilirse bir Kadran, Panoz savaşı yaşanacaktır. Bizler Akasele ve Borla savaşını kaç yıl sürdü? 50 yıldan fazla değil mi? Çok can aldık bu savaşta çok can verdik. Her sabah uyandığımızda ya bizden ya onlardan adam eksiliyordu. Dünyanın zaman zaman karanlık dolu haftalar hatta aylar geçirdiğini unutmayın. Onlar dövüşürken dünyanın üzerine güneş doğmuyordu veya dünyanın yarısı aydınlık olurken yarısı karanlık kalıyor. Caparenne böyle büyük bir sorumluluğu kaldırabilecek durumda değil. Zaman çok kötü, krallıklar çok güçlenmeye başladılar Gizliler epey güçlüler. Büyücüler korkulanlar arasına girdiler. İnsanlar Dron ve Crow istilasının yeniden başlamasından korkuyor. Bize kararlı bir lider lazım, tercihinizi yapın fakat yapıldıktan sonra seçilmeyen tarafın öldürülmesi gerek. '' dedi. Lonca liderleri birkaç dakika daha aralarında konuştuktan sonra ayakta olan lonca lideri oylamayı başlattı. Panoz'a kalkan ellerin sayısı daha fazlaydı. Lonca lideri kapıda ki korumayı çağırdı ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Koruma oradan ayrıldı ardından birkaç dakika sonra içeriye Faveteus girdi. Lonca liderleri yerine oturmuş Faveteus'a bakıyordu. Bugüne kadar her emiri yerine getirmiş hiç birini sorgulamamış Faveteus suikastçi okulunun ikinci sırasında ki adamıydı. Lonca lideri

''Erosharum'un karısını, kızını ve kardeşi Caparanne'yi öldüreceksin. Kimse duymayacak, kimse bilmeyecek ve kimse görmeyecek. '' dedi. Faveteus ''Bana üç gün süre vermenizi istiyorum. Bu süre içerisinde dediklerinizi sizin istediğiniz şekilde yerine getireceğim fakat sizde biliyorsunuz ki'' derken Lonca lideri ''Tamam istediğin yöntemi uygula bu konuda sana karışmayağız'' dedi.

Daranhazan Yolları Kadran Tarafı

                           Daranhazan'a gitmek oldukça yorucuydu, durmadan ilerlemek gerekiyordu fakat Borla rahatsızlı sık sık onun için duruyor Kadran yaralarını kontrol ediyordu. Bu şekilde yolculuğun epey süreceği herkesin bildiği bir şeydi. Borla bir an beni bırakın demek istedi fakat Kadran onu bırakmazdı, üç yıldır görmediğini babasını nasıl bırakıpta giderdi? Sevdiği kadın bile olsa ellerinde büyüdüğü onun için kolunu feda etmekten çekinmediği babasını bırakmayı göze alamazdı. Herşeyi göze alabilirdi ama babasını kaybetmeyi göze alamazdı. Ayağa kalktı ondan biraz uzaklaştı. Yol boyunca Kadran babasına yardım ediyordu. Calista ile Mr.Wonderful'un peşinden ayrılmıyor onu soru yağmuruna tutuyordu. Borla'dan korktuğu için onun yanına yaklaşamıyordu. Dünyanın en korkutan adamına bu kadar yakında olmak onu boğuyordu adeta. İçinde bir darlık ve sıkıntı vardı. Dünya sanki onu sıkıp öldürecekmiş gibi bakıyordu, toprak, ağaçlar ve yollar. Kadran parmaklarını ağzına götürdü ve ıstığını çalmaya bir süre çalmaya devam ettikten sonra gökyüzünde yırtıcı bir kuşun sesi duyuldu, onun sesine kulak vermişti. Bulutların arasından heybetini gözlerip aşağıya baktı. Kadran başını kaldırıp ona baktı, Kartal onu görünce etrafında döndü ve aşağıya iniş yaptı. Kartal kafasını aşağıya eğdi. Kadran onun kagasını okşadı ve gülümsedi.

''Beni unutmamışsın anlaşılan'' dedi. Kuşkanatlarını çırpmaya başlamıştı. Kadran ''Bizi Daranhazan'a götürmen lazım. Mr.Wonderful ve Baba Daranhazan'ın nerede olduğunu biliyor musunuz? Havadan takip edersek çok kısa zamanda oraya ulaşırız'' dedi. Borla ''Ben biliyorum fakat yere yakın uçmamız gerek'' dedi. Kartal aşağıya eğildi ve Kadran, Calista, Mr.Wonderful ve Borla Kartal'ın sırtına bindi. Kadran onu biraz okşadıktan sonra ''Gidelim bizi Daranhazan'a götür'' dedi. Kartal yerden havalanırken herkes birbirine sarılmıştı. Calista Kadran'ın belini çok sıkı kavramıştı. Mr.Wonderful'da Calista'yı fazla sıkmadan tutuyordu. Bir yerlere tutunmayan Borladan başka kimse yoktu.

Daranhazan Miçoz Tarafı

                  Güneş yüzü görmeyen yer altı şehri Daranhazan. Tarnovalı kılıç ustaları yaptıkları araştırmalar sonucu Aiaria'nın izini bulmuşlardı fakat bir sürpriz ile karşılaşmışlardı. Miçoz'un yardımcısı Tora Miçoz'un olduğu hana girmişti adamları ile birlikte. Handa Tora ve adamları dışında ki herkes kadındı. Dünyanın en güzel kızlarının yetiştiği bu topraklarda kızlarının yüzüne bakıpta kızarmadığı an yoktu. Bütün kızlar Mamurumuldan gönderilmiş gibiydi. Tora Miçoz'un yanına geldi. ''Aiaria'nin izini bulduk bir kadını hizmetçilik yapıyor. Kadın saygın biri onu ancak para karşılığı veya takas üsülü alabiliriz. Bu arada Aiaria'nin bir çocuğu var. '' deyince Miçoz gözlerini dönmüş bir şekilde Tora'ya baktı. Kadın olmasına rağmen sert yüz hatları erkekleri bile kolayca korkutabiliyordu. Tora o bakışa alışmıştı fakat adamları bir adım geriye atmışlardı. Miçoz ''Hamile mi?'' diye sordu. Tora ''Hayır değil çocuğunun kaç yaşında olduğunu bilmiyorum ama küçük. '' dedi. Miçoz ''İçkimi bitirdikten sonra şu saygın kadın ile görüşmeye gidelim bakalım ne kadar isteyecek Aiaria için'' dedi. Tora ''Çocuğu da alacak mıyız?'' diye sordu. Miçoz ''Tabiki alacağız kimden yaptığının bir önemi yok onun çocuğu benim çocuğum sayılır. Sevdiğim kadının çocuğu böyle bir yerde kadınlara kölelik etsin diye bırakacak değilim'' dedi.

Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin