Yarın bölüm gelmez P.tesi günüde yazmaya başlamam yılbaşından önce gelen son bölüm. İyi okumalar sabaha kadar bilgisayar oynama seansını başlatıyorum. Şimdiden yeni yılınızı kutlarım umarım amaçlarınızı gerçekleştirirsiniz. Yeni yılda bir sene daha yaşlanacağım için hoş geldin yeni yıl demeyeceğim. Bu bölümde birisinin önemli sözünü eklemedim. Bu arada Kapak hikeyeleri neden yok diyenlere. Kapak hikayeleri var. Kadran ve çevresinde gerçekleşmeyen her olan kapak hikayesidir. Hikaye ile bağlantılı olanları olduğu gibi bağımsız da gelişenleri vardır. (Panoz'un hikayesi gibi)
Ms:Word:1448 kelime
10 Bölüm
Quarta Mağaraları
Quarta dağlarının önünde birden Kadran durmuştu. Mağaranın girişini birkaç metre kalmışken arkasında beliren Pandolin Corta onu durdurmuştu. Kadran arkasına döndüğünde Pandolin Corta ile göz göze geldi. P.Corta
''Bu sefer seni benim elimden kim kurtaracak?'' diye sorduğunda Kadran gülümsedi, arkasına dönüp kaçmaya başladı. P.Corta omuzlarını silkti kendisinden ne kadar kaçarsa kaçsın onu bulacaktı. Bu sefer onu korunmasız yakalamıştı. Kadran ondan güçsüz olduğunu biliyordu fakat kaçarak bir çözüm üretemezdi. Mükemmel bir iz bulucu olan P.Corta onu bulmakta zorluk çekmiyordu. Kadran mağara doğru koşarak ondan en son uçarak kaçmasına rağmen buraya geleceğini nasıl geleceğini öğrendiğini merak ediyordu. P.Corta onu koşarak takip etmek istemedi, kaçacak bir yeri olmadığını biliyordu. Nereye giderse gitsin onu bulabilirdi. Kadran peşinden koşarak gelmediği için şanslıydı, savaşı kazanmanın tek bir yolu vardı savaş hilesi yapmak. Mağaranın içerisinde ne olduğunu bilmiyordu araştırmak için zamanı da yoktu. P.Corta önce atlatması gerekiyordu. Mağaranın girişinde durdu ve kılıcını çekti, onun yavaş yavaş gelmesini bekledi. Hiç acelesi yok gibiydi. Onu köşeye sıkıştırdığını düşünüyordu. Kadran bu konuda hiç tedirgin değildi yapabileceğin en iyisini yapmalıydı, hataya yer yoktu. P.Corta ile arasında birkaç metre mesafe kalmışken elini kılıcına atarken diğer eli ile Kadran'ı gösterdi.
''Bu sefer ciddisin değil mi? Dövüşeceğiz erkek gibi'' P.Corta'nın tavırları onu aşağılar niteliklerdi fakat Kadran'ın en ufak moralini bozamamıştı. Zamanında üvey babası ve annesiyle yaşadığı yıllar diğer çocuklar tarafından aşağılanan anıları gözlerinin önünde canlandı. Aşağılanmayı, hor görülmeyi, insan yerine koyulmamayı onlardan öğrenmişti. Kadran derin düşüncelere daldığı sırada P.Corta saldırıya geçmişti, Kolunu yana doğru açıp parmaklarını içeriye doğru çekti. P.Corta'nın kılıcı Kadran'ın göğsüne sağladı fakat kan akmadı. Kılıcı geriye çektiğinde P.Corta şaşırmış hem kılıcına hem Kadran'a bakmıştı. P.Corta
''Daha önce hiç doğuştan karanlık güce sahip birisi ne gördüm ne duydum.'' Dedi fakat şaşkınlığının kelimeler ile anlatamayacak düzeydeydi. Kadran onun bu şaşkınlığından faydalanıp atağa geçti. Oldukça hızlı gerçekleştirdi atağını P.Corta kolayca savurdu. Durmaya niyeti yoktu, aşağıdan yukarıya geliştirdi atağı. P.Corta kendisi iyi savunuyordu. Kadran'dan daha hızlı davranıp saldırıya çekti. Kılıç olmayan kolunun yanından sıyrılmıştı. P.Corta ikinci kez onun olmayan koluna saldırmıştı. Kadran onun zayıf noktasını bulmuş gibiydi. İlk karşılaşmada sağ tarafına gelen saldırılara karşı ezbere hareket ettiğini düşünüyordu fakat ikinci dövüşte ikinci kez sağ tarafa yapılan saldırı sayesinde. P.Corta rakiplerinin her zaman sağ taraftan darbeyi indirmeye çalıştığını anlamıştı. Kadran düşünmek için geri çekilmeli ve savunmaya geçmeliydi. Birkaç adım geriye attı. P.Corta onun üzerine gitti ve atlan yukarıya saldırı düzenledi. Kadran saldırıyı güçlükle durdurabilmişti. Onun henüz özel güçlerini kullanmadı bir karşılaşmada bile ona denk dövüşemiyordu. İleri derece de eğitim aldığı belli idi. Kadran'da çok iyi eğitim almıştı, ölümden defalarca dönmesine rağmen dövüşme stili tamamen savunma amaçlıydı. Panoz'a karşı ölümcül dövüşürken Panoz'a denk olmayan Tarnovalı genç kılıç ustalarına üstünlük kuramadığı gibi kolayca yeniliyordu. Karşısında Panoz yoktu veya uğruna ölmeye göze alabilecek Borla ve Airaria da yoktu. Dövüşmeye bir türlü odaklanamıyordu. Bir saldırı daha geldiğinde kılıcının elinden fırladığı hissetti ardından gelen yüzüne yumruk ile olduğu yerden havalandı, havada taklalar atarak yere düştü. Kılıcı ile çok alakasız yerdeydi. Ters noktaya düşmüşlerdi, ayağa kalkıp kılıcını almaya yeltense bile P.Corta'nın buna izin vermeyeceğini biliyordu. Kafasını tekrar toprağa koydu. Gökyüzünü izliyordu kendisini ne beklediğini merak ediyordu. Yıllar önce Krimorda ölmesi gerektiği inancı tekrar beynine yer etmişti. O zaman halkın gözünde ölmemişti, şimdi insanlığın olmadığı bu dağ başında yalnız ölecekti, olması gerektiği gibi ölümü yalnızken karşılaşacaktı. Hayatta bir düşmanı Panoz olarak belirlemiş babasını Borla olarak anmış birisi. Panoz dünyanın en iyi kılıç ustası olması yolunda ilerlerken o ne bu yolda ilerleyebilmiş ne de savaşta babasını kurtarabilmişti. Kendini işe yaramaz hissediyordu. Mr. Wonderful bile ona inanmış ve onunla birlikte maceraya atılmış. P.Corta
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.