Kelime Sayısı:1011
Son 6 Bölüm
Erika günümü gün ettiği için bölüm iki saat gecikmeli olarak geldi. Teravih öncesi bölüm. Yarın askerlik şubesine gidiyorum bölüm yazamayabilirim. Cuma günü Kadir gecesi olduğu içinde bölüm gelmeyebilir. Olabildiğince hızlı ilerlemeye çalışacağım ikinci finale 6 bölüm kaldı. Haftaya seri bitecektir fakat haziranda bitirme sözünü tutamadığım için herkesden özür diliyorum. Bu arada yarışmaya katıldık bakalım bizim payımıza ne düşecek.
74 Bölüm
Mr.Wonderful'un Sonu
Sabaha kadar işkence edilmesine rağmen Worgreymon ve Kadran hakkında en ufak bilgi alınamamıştı ağzından. Sabah olduğunda yaraları temizledi ve işkence sona erdi. Zen Fole'ye dayanabilen ilk kişiydi. Bedeninde 20 den fazla dağlanmış 50 yakın bıçak yarası vardı. Askerler boğazından pranga vurmuşlardı. Yanında 6 kişi kılıçlarını ona doğrultarak dışarıya çıkmışlardı. Güneş yüzüne vururken gözlerini çokça kapatıp açmıştı. İdam yeri kurulmuştu, Oldukça kalabalıktı. Borla'nın yaverini yakalandığını duyan gelmişlerdi. Borla'nın Krimorda idamı engellemesini üzerine gelen kalabalıkta oldukça fazla kral süvarisi vardı. Birçok krallığın savaş konseyi oraya gelmişti. Worgreymon'un kurtarma girişimini engellemek istiyordu. Dünya üzerinde haberler çok hızlı yayılmaya başlanmıştı. Suikastçilerin Kadran'a uğraştığı haberi çok çabuk yayılmıştı. Kadran idama yetişmesinin bir imkânı olmadığını anlamışlardı. Şehirde güvenlik önlemleri had safadaydı. Yüz binden fazla asker vardı. Sivillerin sayısı yüzbinler olarak nitelendiriyordu.
Birçok insan Borla'nın yaverini merak ediyordu. Bir zamanlar dünyanın en çok korkulan adamın ölene kadar yanında olan kişinin kim olduğunu merak edenler vardı. Kadınların katılımı da oldukça fazla idi. Onlar arasında Mr.Wonderful son derece yakışıklı olduğunu Karanlığın ordusunda yer alan kadınların o geldiğinde ona bakmaktan doğru dürüst çalışamadığı söylentileri yayılmıştı. Mr.Wonderful kendisi için ayrılan yolda askerler bile birlikte yürürken bir çok sivil asker olduğunu farketmişti. Platform'a çıktığında Zen Fole onu orada bekliyordu. Önemli kişiler en önlerde ki. Bu idam son derece politikti Krallar bile buradaydı. Mr.Wonderful ''Bu kadar kralı aynı anda öldürmek ne güzel olurdu. '' dedi. Zen Fole ''Ancak hayallerde olur'' diye cevapladı. Mr.Wonderful ''Hayalleri mümkün kılan güce sahibiz'' dedi. Zen Fole ''Neyse dün gece iyi uyuyabildin mi?'' diye sordu.
''Uykusuz ölmenin benim için bir mahsuru yok. Nasıl olsa sonsuza kadar uyumayacak mıyım?'' dedi. Zen Fole ''Haklısın ama dinlenerek gitmeni isterdim. İhtiyacım olan şeyleri söyleseydin'' dedi. Mr.Wonderful kovanın üzerine çıktı, Zen Fole ipi boğazına geçirip düğümünü sıkı tuttu. Zen Fole kaldıracın başına geldi. ''Yarım tonluk bir kaldıraç kesin ölümü sağlamak için kum torpası kullanacaktık fakat acı çekmeden ölmek sana yakışmayacağını düşündüm. Boğularak ölmen dileği ile'' dedi. Zen Fole ona son kez bakıp. ''Son kez konuşmak istiyor musun?'' Mr.Wonderful ''Son söz ritüelleri söylemeyi sevmem. '' dedi. ''Bu dünyada el edebilecek her şeyi elde ettim. Borla'nın yaveri oldum. İyi bir arkadaş edindim. Size yalvarmayacağım ölümden korkmuyorum ölüme gülerek karşılayacağım'' dedi ve kahkaha atmaya başladı. Sesini olabildiğince yükselmişti. İnsanlar onun bu korkusuzluğundan rahatsız olmuştu ve yuhalamaya başlamıştı. Zen Fole onun altındaki kovaya tekme atacakken durdu ve gülümsedi. Zen Fole ''Seni öylece tek başına yollamayı istemedim. '' dedi ve işaretini verdi. Platform'a bir kişi daha çıkıyordu. Beş adet pranga vurulmuştu. 15 kişinin ona kılıçlarını doğrultması ile çıkmıştı. Mr.Wonderful kafasını çevirip gelen kişiye baktı. Prangalar çözüldükten sonra askerler onu itmeye çalıştılar dizlerine tekme atsada o yıkılmadı. İdam yerine kendi başına çıktı ve başını ipe kendisi geçirdi. Worgreymon
''Zen Fole sanırım bundan sonrasını kendin yapabilirsin'' diye alay etti. Zen Fole ona başını saygı ile eğdi. ''Zevkle yapacağımdan kuşkun olmasın. '' dedi ve ipini sıkılaştırdı. Mr.Wonderful onu görünce şaşırmıştı. Worgreymon onu baktı gülümsedi. ''Duydumki idam ediliyor muşsun seni yalnız bırakmayayım dedim. '' dedi. Mr.Wonderful ''Nasıl yakalandın Sayın Worgreymon?'' dedi. Worgreymon ''Zekice hazırlanmış bir pusu idi. Ortis'i yem olarak kullanmışlardı. Bunun bir önemi yok Mr.Wonderful bundan sonrada olmayacak. Buradayım işte'' dedi. O çıktığında herkes suspus olmuştu. Yuhalamalar bitmişti. Worgreymon
''Hikaye bitti Mr.Wonderful buraya kadar kaybettik. İyiliğin karşısında durabilecek çok az adam kaldı. Dünyayı iyilere teslim ettik. Buraya kadarmış. Yinede üzülme yaratıcı kıyametini kopartana kadar kötülerin hikâyesi bitmeyecek'' dedi. ''Zen Fole ikimize aynı anda son isteyim budur. '' dedi. Zen Fole eline bir kılıç aldı ve kılıcı kaldırdı. Halk ağzı açık izliyordu, bu bir rüyamıydı Worgreymon gerçekten ölecek miydi? Gözlerini ovuşturanlar birbirlerini çimdikleyenler sayısı azımsanmayacak derecedeydi. Zen Fole her ikisininde kovasına aynı anda vurdu ve ilk anda boyunları ikisininde kırılmamıştı. Can çekişiyorlardı. İnsanlar yinede inanamıyordu, gözlerinin önünde kansız Worgreymon can çekişiyordu. Kimse böyle olacağını tahmin edemezdi fakat olan olmuştu.
...
Kadran, Favateus ve Neanes oturdular. Neanes ''İdam günü kurtarabiliriz veya hapishanedeyken'' dedi. Favateus ''Hapishanede daha fazla güvende tutuluyor. İdam gününde ise daha az ama idam günü çok kalabalık oraya gelen birçok suikastçi olacağını düşünürken meydan savaşı gibi bir savaş yaşanır. Sonuçta herkesin ortasında bir kişiyi öldürüp kaçmayacağız bu sefer kurtaracağız.'' Dedi. Kadran ''Hapishaneyi bassak kaçırma gibi bir ihtimalleri var mı?'' dedi ''Gizli geçit'' dedi. Favateus ''Var'' dedi. Neanes ''Hızlı olmaz isek onu hapishaneden kaçırabilirler ve bir daha göremeyebiliriz.'' Deyince Kadran ''Nasıl yani?'' diye sordu bu sefer Favateus sözü aldı.
''Hapishanden tünellere kaçacaklardır ve onlarca tünel var hangisinden kaçtığını bilsek bile nereye gittiklerini anlayamayız. Tüneller birbirine çok benziyor. Labirent gibiler şaşırırsan kaybolursun.'' Dedi. Kadran ''Dışarıda yapalım öyle ise'' dedi. Favateus ''Çok ölümcül'' dedi. Kadran ''Ölümden korkuyormusun yoksa?'' diye sordu. Favatesu ''Kurtaramadan ölürsek ölmemizin bir anlamı kalmaz'' dedi. Kadran ''Lonca liderlerinden bahsettiniz'' deyince Neanes
''Evet, onlarında öldürülmesi gerek.'' Dedi. Kadran ''Öyle ise idam günü yapacağız. Ne de olsa onlarda izlemeye gelecek. Bir kişi ortalığı karıştıracak bir kişi Panoz'u kurtaracak ve bir kişide lonca liderlerini öldürecek. Lonca liderleri sıkı korunacaktır'' dedi. Neanes ''Onlara en yakın kişi Favateus sen onları al kargaşayı ben çıkartırım kurtarmak işine sana kalır Kadran'' dedi. Favateus ''Tamam kabul'' dedi. Neanes ''Seni içeriye sokmak kalıryor geriye'' dedi. Kadran ''Siz şimdi bana kalenin planını getirin ben içeriye sokmanıza gerek yok. Saklamak zorunda kalacaksınız. Panoz ile yakınlığının göz önünde olduğunu sayarsak bu bir risk olur. İçeriye girdikten sonra bir süre ya ortalıkta gözükmeyin daha insanların gözü önünde kalın son zamana kadar. Hazırlıklarınızı bir gün tamamlayın Panoz platforma çıkana bir şey yapmak yok. İlk hareketi ben yapacağım ikinci hareket mutlaka Favateus'ten gelmedi üçüncü ve en göz alıcı darbeyi Neanes yapacak.'' Dedi. Favateus ve Neanes plana herhangi bir itirazı olmadığından dolayı plan kabul edilmişti. Onlar oradan ayrılıp şehre geri döndüler. Kadran ise bulunduğu konumunu değiştirmek için geceyi bekleyecekti. İşler ters giderse planda değişiklik yapmak gerekecekti.
Herkes gittiğinde yalnızlık yine başına çökmüştü. Babasından karısından ve çocuğundan uzaklardaydı. Babasını sonsuza kadar kaybetmişti. Karısı ve çocuğunu bir daha görebilecek miydi bilmiyordu? İyi insan olmak mı çok zordu? Yoksa sadece doğuştan mı iyi insan olunabilirdi bilmiyordu. Kendisine fırsat tanınmamıştı, savaş kan, şiddet ve kargaşanın içerisinde doğru ve ömrü boyunda hep böyle devam etmişti. Mutluluğu tam bulmuşkan yine can almak için yollara düşmüştü. Panoz'u kurtardıktan sonra sıra Palmon'a da gelecekti. Bir efsane olmak için efsane ile dövüşmenin zamanı gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasíaAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.