Kelime Sayısı:1103
We Took Peldam Deadly Avenger
76 Bölüm
Hedef Palmon
''Ve müdahale etmedin. Çok değişmişssin Kadran. Benim bildiğim Kadran iki eli kanda olsa bile arkadaşlarına yardım ederdi.'' Dedi. Kadran ''Senin bildiğin Kadran babası ile birlikte öldü'' dedi. Karanlık yok olduğunda tek bir kılıç darbesi ile 100 suikastçi ölmüştü. Kalanları savaşmak için platform'a çıkarken Panoz onlar ile dövüşüyordu. Neanes ateş bombalarını etrafa sallamış ve suikastçilerin yanmaya başladığını görmüştü. Kadran ikinci saldırısını da aynı şekilde yaptı, etkisini ilkinin kat be kat üstündeydi. Gökyüzü kararmış yanan insanlar dışında mavi kılıcın renginden başka hiçbir şey görünmez olmuştu. Karanlık ilkine göre daha çabuk dağılmıştı. Etrafta yeniden güneş ışığı vurduğunda Neanes ve Panoz dışında ki herkesin yere ölü yattıklarını görmüştü. Panoz
''Favateus ne yaptı?'' diye sordu. Neanes ''Sanırım hepsini yaktı'' dedi. Kadran platformdan aşağıya inmiş çıkış kapısına doğru ilerliyordu. Panoz ''Hemen gidiyor musun? Bana kılıç çekmeyecek misin yoksa?'' dedi. Kadran ''Herşeyin bir zamanı var Panoz o zaman henüz gelmedi.'' Dedi ve kalenin çıkışına doğru yürümeye başladı. Kalanlar onların işine bıraktı. Kadran oradan uzaklaşana kadar Panoz arkasından bakmıştı. Neanes merakla sordu. ''Başkan bir şey mi var?'' diye sorduğunda ''Bir tuhaflık var Neanes kardeşi ve arkadaşı asıldı ve onun verdiği tepki yok. Çok fazla tepkisiz, onların asılacağından haberi olupta buraya beni kurtarmaya gelmesi mantıklı değil. Onun bildiği ve bizim bilmediğimiz bir şey var veya bu işte apaçık tuhaflık var. Ayrıca çok fazla güçlenmiş onunla son karşılaşmamızda bu gücünün yarısı bile yoktu. Kısa zamanda nasıl güçlendiği anlamak güç. Acı onu güçlendirmiş görünüyor. '' dedi.
...
Kadran Panoz'u kurtardıktan sonra yapacak tek bir işi kalıyordu babasının vasiyetini yerine getirmesinin zamanı gelmişti. Rhidger ona Palmon'un nerede saklandığını söylemişti. Yollara düşmüştü, bu sefer yalnızdı yardım edecek kimsesi yok gibiydi. Palmon denizin ortasında bir adaya kurulmuştu. Denizkızları, deniz imparatorları, denizin köpekleri onun yanındaydı. Rhidger ona nasıl dövüşülceği ile verdiği bilgiler aklına gelmişti. Borla'nın cenazesinden önce Rhidger ve Kadran konuşuyorlardı. Rhidger ''Doğuştan karanlık gücüne sahip olanlar 11-13 seviye arası güçlenebilirler. Normal karanlık gücüne sahip olanlar en fazla 10 seviye kadar güçlenebilirler. Her seviyenin bir özel gücü var. Yani 13 seviye ait bir insanın 3 farklı özelliği vardır. O yüzden Borla'nın irade gücüne ihtiyacı yok'' dedi. Kadran ''Babamın seviyesi neydi?'' diye sordu. Rhidger
''Babanın seviyesi 13'tü yani Karanlığın efendisine denk bir karanlık gücü vardı. Doğuştan karanlık gücü olmamasına rağmen karanlık gücü doğuştan olan birisinden çok daha fazla idi. Bunuda çok kötülük ve çok çalışma ile sağlamıştı. Şimdi sana göstereceğim şey efsaneler ile kapışırken yapman gereken şey. '' dedi ve yanında bir Rhidger daha oluştu karanlık dumandan. Rhidger kılıcı ile yanındaki kopyasının kafasını kesti, Kafa yere düştü herhangi bir kan çıkmadı. Kafa sonrada yere düşen meden duman haline gelip Rhidger'in bedeninin içine girdi. ''Saldırmaya meyilli iki Rhidger her zaman her yerde her efsaneyi zor duruma düşürür. %50 ihtimal var ama sen bu ihtimali %25 veya daha altına çekebilirsin.'' Dedi. Kadran gördükleri karşısında etkilenmiş. ''Yani 4 den fazla olabilir mi?'' diye sordu. Rhidger ''8 tanede yapabilirsin gücüne göre. Bunları yapman çabuk gücünü tüketir ama birkaç kez yaptığında doğru vuruşu Palmon'a vurabilirsen gücün tükense bile onu yenmiş olursun. '' derken Kadran ''O zamaan Rarar gibi bir şey olacağım birden fazla Kadran'' dedi. Rhidger güldü.
''Rarar gibi olmuyorsun. O taklitçi ve bu konuda inandırıcı sen ikinci Kadran ile saldırma şansın var. Bu saldırı sahte bir saldırı karşı tarafa hasar veremezsin. Hücüma dayalı dövüşeceksin savunma yapmayı unutma fakat ana amaç hücum. Bir efsaneyi vurkaç taktikleri ile ona taklit yaparak veya kaçarak dövüşerek yenemezsin. Karşında biraz Borla, Kadlou, Rhidger ve Robando göreceksin. Bitiriş vuruşlarına yoğunlaşmasının artık iki kılıcın var. '' dedi. Kadran ''Peki dövüşürken hangi kılıcı tercih etmeliyim ikisini de kullanmalımıyım?'' diye sordu. Rhidger ''Henüz karanlık gücünle bilmediğin şeyler var o yüzden kolunu geriye getirme heleki Palmon karşısında. Sars gücü deniz fakat o okyasuna bile hâkim olabiliyor. Bu da onun sarsta ne kadar iyi olduğunu gösteren kanıttır. Ayrıca Karanlık gücü senden daha ileri bir seviyede bir de buna irade gücüde eklersek karşılaşacağın en güçlü adam. P.Corta da zorlandıysan bundan çok daha fazla zorlanacaksın. Onu devirmek için her yıl yüzlerce kişi karşısına dikiliyor fakat bugüne kadar dönen olmadı hepsi hundarca öldürüldü. '' dedi. Kadran ''Tıpkı babam ve Worgreymon gibi'' dedi ve Rhidger kahkaha attı. ''Onların karşısında belki beş yılda birkaç kişi ancak çıkmıştır. Çünkü onları yenebileceği iddaa eden insan sayısı çok azdır. '' dedi. Kadran ''Peki diğerleri?''
''Arslan'ı tanımıyorsan onu yenemezsin onu yarı tanıyan sadece Ortisdir. Worgreymon gelene kadar bu ordudaki en güçlü üçüncü kişiydi. Sagata tokatçıdır, çoğu dövüşleri sadece tokat atarak bitirmişliği vardı. Tokatları yerden kaldırmaz tokadı olarak tarihe geçmiştir, kalkamayan ya ölür ya da felç kalır. Çok az insan onun ilk tokadından sonra yerden kalkabilmiştir. İrade ve Sars gücünde ustalaşmıştır. Lakabı Kemikkıran Sagata olarak bilinir. Sadece bir parmağını oynarak bir insanda ki bütün kemikleri kırabilir. Ustalar birliğinde kendisi 20 kişiden fazla kişiyi asla eğitmezdi. Onun eğittiği adamlara deliler derlerdi silah kullanmazlar hatta taşımazlardı bile savaşta her biri 70 veya daha fazla ok'a dayanabilirlerdi. '' dedi ve sözlerini bitirdi. ''Palmon öncesi sana Rarar'a bile göstermediğim teknikleri göstereceğim. Seni sadece Borla beklemedi, ben diğerleri ve diğerleride bekleyenler vardı. İhtiyacın olan bilgilerin hepsi Tarnova sarayında seni bekliyor ve bunu'' derken yakasından anahtar çıkartıp Kadran'a uzattı. ''Zamanı geldiğinde bu anahtarı kullanacağını biliyorum.'' Dedi. Kadran ''Rarar neden o teknikleri göstermedin?'' diye sordu. Rhidger ''Rarar o tekniklerde ustalaşamaz sars gücünden dolayı. Onun için boşa zaman kaybı olurdu. En iyi savaşçı en iyi bildiği yolla savaşandır'' dedi.
...
Palmon önüne serilmiş meyve sofrasından türlü türlü meyvelerini ağzına dolduruyor bazılarını yanındaki denizkızlarının ağzına bırakıyordu. Yerde 10 cm yakın su vardı, böylece denizkızlarının onun yanında kalabiliyordu. Karşısına bir deniz şövalyesi çıktığında Palmon denizkızlarına mola verdi. Şövalye ''Efendi Palmon Kadran'ın buraya geldiğinin haberini aldık ne yapmamızı istersiniz. '' dedi. Palmon ''Tek başına mı geliyor?'' diye sordu. ''Evet, ama bir grup onu bekliyor kim olduklarını bilmiyoruz silahlı bir grup'' dedi. Palmon ''Dokunmayın onlara bakalım aralarında ne geçecek onun dışında yerimi Rhidger'den öğrenmiş olmalı. Değiştirebildiğiniz kadar tuzakları değiştirin. Rhidger ona nerde ne olduğunu söylemiştir muhakkak'' dedi. Şövalye konuşmasını bitirdikten sonra odadan ayrıldı. Palmon denizkızlarının yanından ayrıldı, parti sona ermişti. Hiçbir şey söylemeden içeride ki odaya gitti kapıyı kilitledi. Altına deri pantolonu giydi üzerine beyaz gömlek üzerine deri yelek giydi. Kendisini özel yaptırdığı zırhı üstüne geçirdi, dolabını açtığında kolluklarını geçirdi. Sandığın üzerinde ki zehirli grit taşını eline aldı sehpanın üzerine koydu. Yatağın altında ki en keskin hançerlerini aldı. Grit taşında hızlıca bilemeye başladı birkaç seferden sonra üzerine zehiri damlattı. Hançerin rengi mor rengini almış zehirin sıcaklığından dolayı zehir dumanlaşmıştı. Hançeri kolluğuna yerleştirdi her bir koluna üç hançer yapacaktı ayrıca deri levralarının içini oyup katılaştırmış olduğu su mermileri yerleştirecekti.
Hançerlerinin üzerine zehirleri damlatıktan sonra zehir bıçağın üzerindeyayılmıştı, hepsini koluna yerleştirdi. Kolluğun üzerine su mermilerini yerleştirmek deri mekanizmasını yapacaksu mermileri yerleştikten sonra el ve ayak bileklerini saracak ve en sonundasiyah pelerinini giyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.