Y.E-60 Borla Vs Kadran

892 111 14
                                    

Kelime Sayısı:1042

Bir sonraki bölümde bir kızla yaşadığım mistik hikayeyi anlatacağım. Bakalım mistik hikayelerden hoşlananlar varmı anlayalım. Bu arada Biz bunu istiyoruz'a ikinci bölüm geldi 2017 yazacağım hikayeler aslında muhtemel hikayeleri oraya yazıyorum.



60 Bölüm

Borla VS Kadran

           Oylama sonucu bittiğinde Favateus ile Panoz Lonca liderlerinin karşısına geçmişlerdi. Lonca liderleri kendileri görünmeyen odadan ikisini izliyorlardı. Suikastçiler arkalarında yanlarında surlarda kısasacı her yerdeydi. Oylar hesaplandıktan sonra oylama sonucu açıklandı. ''Panoz 337 Favateus 0'' denildiğinde çoşku ile karşılanmıştı. Lonca liderleri sonuçtan memnun değildi. Favateus'un kendisine oy vermesini söylemişlerdi fakat o kendisine bile oy vermemişti. Panoz ona bakmadan ''Neden kendine oy vermedin?'' diye sordu. Bu kadar ezici üstünlük ile başkan olacağını düşünmüyordu. Favateus ''Bu loncada beni bir kişi bile sevmiyor buna kendimde dâhil ama inatla bu loncadayım Panoz zaferin keyfini çıkar'' dedi ve oradan yuhalanarak ayrıldı. Lonca liderlerinin bir sonraki pis işlerini yapmak üzere kaleden ayrılıp şehrin en belalı sokaklarına geri döndü. Panoz sonunda Akasele'nin yerine geçmişti. Onun yarım bıraktığı işleri devam ettirecekti. Onun söylediklerini hatırlayınca eli kaşınıyordu. Akasele gibi her gün olay yaratan bir efsaneninin loncasını ele almış tıpkı onun gibi her gün olay yaratmak için koyulacaktı. Tek farkı planlarının çoğu kötülerle alakalıydı Akaselenin tersine yinede Akaselenin vasiyetini yerine getirecekti. Bu vasiyet sadece kötülerle iş birliği yaparak gerçekleşebilirdi. Panoz onun vasiyeti için kötülerle iş birliği yapmak zorundaydı.

Dünyanın Sonu Borla Kalesi

             Borla ve adamları cenazaden sonra dünyanın sonuna çekilmişlerdi. Beklenen olmadı ve Borla intikam emri vermedi. Dünya Borla'nın yumuşadığını zannetmişti ama Robando'nun ölümü alsında onu daha büyük çaplı bir katliam yapma planı ile kafasını yoruyordu. Kadran ailesi ile birlikte daha önce hiç gitmediği dünyanın sonuna gelmişti. En güvenli yok Irdenserin bir kapı açarak kaleye ulaşmasıydı. Borla ve Kadran haricinde herkes sofrada yemeklerini yerden tavanda ki avize sallanıyor tozlar yere dökülüyordu. Irdenser masaya tozların dökülmesini engellemek için tavanı dondurmuştu. O ve arkadaşları tozdan etkilenmiyordu. Arslan içeriye girdiğinde ''Hahaha halen dövüşleri bitmedi'' dedi. Başına dökülen tozlar ile yüzü koyu kahverengiye dönerken Worgreymon göğsünü tutarak kahkaha attı. Irdenser ve diğerleri kendilerini gülmekten zor tuttular. Yüzünde ki toz nedeni ile Arslan bir hortlağa benziyordu. Arslan gülmeyi bıraktı. Masa her vuruşta sallanmaya başlıyordu. Rhidger ''Borla sanırım bütün bildiklerini öğretiyor ileride tehlike oluşturmasın'' dedi. Herkes bakışlarını Rhidger'e çevirdi, ordu daha önce ihanete uğramıştı. Palmon'un Robando'yu öldürmek için geldiğinden haberleri vardı. Kadran ve Palmon'un ileride birleşip Worgreymon'u öldürmek için gelmeyeceğinin garantisini kimse veremezdi. Irdenser

''Diyorsun ki Kadran herşeyi öğrenirse ileride Worgreymon ile ters düşerse aralarında bir dövüş olur.'' Dedi. Worgreymon ''Onunla dövüşürsek onu öldürürüm'' dedi. Rhidger ''İşte ben bu yüzden dedim. İyiler aslan gibidir, sürünün liderliğini ele geçirmek için birbirleri ile dövüşürler fakat yenilen yenene boyun eğer. Yenildiğinde öldürülmez. Kötüler ise kaplanlar gibidir. İki kaplan birbiri ile karşılaştığında savaşçı ruhları dışarıya çıkardı ve dövüş iki taraftan birisi ölene kadar devam eder. Üst düzey katil kötüler üst düzey savaşçı iyiler. '' dedi. O sırada bir tıkırtı oluştu. Irdenser kapıya baktı.

''Sanırım birisi bizi dinliyordu'' deyince Worgreymon ayağa kalktı elini kılıcına attı. Irdenser ''Otur Worgreymon bizi dinleyen Aiaria'dı'' dedi. Arslan ''Hahaha bu daha kötü şimdi Kadran'a kim bilir neler söyleyecek'' dedi. Irdenser ''Açıkçası umurumda değil iki kaplan birbirleri ile dövüşecekse bunu ben engelleyemem. Bütün iyiler zaten birbirizi öldürmemizi bekliyor. Onların bizler için fazladan bir şeyler yapmasına gerek yok. Bu masada kim oturuyorsa gerektiğinde yanında ki öldürmeye teşebbüs etmekten çekinmez.'' Dedi.

Borla VS Kadran

           Çölü iki tarafa bölmüşlerdi. Borla tarafında şiddetli kum fırtınaları kol gezersin Kadran tarafında gökyüzünde tek bir bulut bile yokken yıldırım düşünüyordu. Kadran Borla'nın hortum saldırılarını kılıcı ile aldığı elektrik akımı sayesinde gökyüzünde yıldırımlar oluşturmaya başlamışlardı. Dövüşlerinin 5'inci gününe gelmişlerdi. Her gün birkaç saatlik mola dışında savaşlar dur durak bilmiyordu. Bu savaştan en çok çöl yılanları ve akrepleri zarar görmüştü. Borla iki adet çöl yılanı ve bir adet akrep öldürmüştü. Kadran henüz hiçbir yaratık öldürmemişti. Borla onun gözünü bağlamış gözü kapalı dövüşme yeteneğini ölçmek istiyordu. Borla hareket etmiş Kadran onun geldiği yöne dönmüş kılıcı ile kendini savunmaya almaya hazırlanırken Borla onun yüzüne indirdiği yumruk ile büyük patlama meydana gelmişti. Kadran metrelerce sürüklenmiş ve kuma saplanmıştı. Borla ile Kadran arası mesafe 100 metreye çıkmıştı. Kadran kılıcı ile kumdan kurtulmayı başarmıştı. Borla çok sessiz olmasına karşılık Kadran onun nereden saldıracağını tahmin etmiş fakat kendisinden kat be kat hızlı olan Borla'yı durduramamıştı. Hayatı boyunca ona karşı hiçbir şekilde üstünlük kuramamıştı. Son beş günde Borla'ya çizik atmayı bir kenara bırakıp Borla'nın her saldırısı yemişti. Her gün az uyuyor yaralarını sarıyordu. Borla'da en ufak yorgunluk belirtisi yoktu. Zamanında yaklaşık bir ay dövüştüğü İmparator onu epey dayanıklı kılmıştı. Borla ona adım atarak yürümeye başladı. Kadran ayağa kalktı, çok dayanıklı olduğu herkese göstermişti. Gözlerini kararttı, mavi kılıcından mavi dumanlar çıkmaya başlamış bedeninden çıkan karanlık korkutucu bir görünüşe sahip olmuştu. Borla gözden kayboldu ve bir anda Kadran'ın karşısına dikilti yumruğunu indirdi. Kadran bu sefer aradaki hız farkını eşitlemişti. Kılıcını kafasının ortasına koydu. Yumruk kılıca çarptı ve öylece kaldı. Kılıc ve yumruk birbirine dokunduğunda kendi çevreleri hariç etrafları 17 metre yumrakıya kalkmıştı. Borla yumruğunu geriye çekti, toz dağılınca Kadran'ın karşısında Borla yerine akrep vardı. Kadran ileriye atıldı ve kılıcını akrepe savurdu. Akrep harekete geçemeden ikiye ayrılmıştı. Borla Kadran'ın arkasına geçmişti, Kadran hızlıca döndü Borla'nın gözü ile havaya delip gönderdiği saldırısına karşılık savunma yerine saldırı ile karşılık verdi. Mavi kılıcını Borla'ya doğrulttu, kılıcın ucundan çıkan mavi lanet ve karanlık güç birbirine karşışarak ortaya çarpıştılar. Büyük deprem meydana geldi. Karanlık güçleri sayesinde bu depremden etkilenmiyorlardı fakat yanı başlarında duran kum tepeleri yerle yeksan olmuştu.

                  Onların bu saldırısı Borla kalesinde hissedilmişti. Kadran bekletmeden ikinci saldırıyı gönderdi bu sefer kılıcını yere vurmuştu, büyük bir uğultu duyuldu. Borla neyin geldiğinin farkına varmış kolları ile yüzünü kapatmıştı. Saldırı Borlaya çarpıp az önceki saldırının daha büyüğü idi. Etraflarında büyük bir çöküntü oluşmuş deniz seviyesinin 10 metre aşağılarında kalmışlardı. Borla o sırada elini yüzüne götürdü ve Kadran'ın ona attığı çiziğe dokundu, kanıyordu. Kadran ile sevinçten havalara uçtu. Direk olaydı 227'inci dövüşlerinde ilk çiziğini atmıştı. Borla ''Şimdi bir de ben saldırayım.'' Dedi. 10 metre çöktükleri için Borla iki eli ile hortumu başladı, kumlar gökyüzüne çıkarken hortumlar devden kum dalgalarını oluşturmuşlardı. Borla ''Kum tusunamisi'' dedi. Bilindik tusunami idi fakat bu kumdan yapılanıydı. Deniz tusunamisi saldırısını Palmon'a Borla öğretmişti. Kimse kendi öğrettiği saldırıyı Kadran üzerinde denemenin zamanı gelmişti. Kadran dişlerini çıktı, yüzünde ki damarlar belirginleşmeye başladı ve sonunda karanlık gücünü kullanarak gökyüzünü siyaha boyadı. Hortumlar tusunamiyi yapmış dört bir koldan Kadran'ın üzerine geliyordu. Kadran kılıcını akrobatik bir şekilde savurdu ve sıkıca kavradı. Tusunaminin içerisine koşarak kolunu açıp saldırı pozisyonuna geçti. Kadran

''Ölürsem buraya kadar dayanacak adamım demektir. Ben bundan daha fazlasını yapacak adamım baba'' diyerek bağırdı. Borla onun bu saldırı delip delemeyeceğini oturarak izleyecekti.

Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin