Y.E-17 Miielena Ve Arkadaşları

1.2K 121 38
                                    


Ms word:1044 kelime



17 Bölüm

Miielena Ve Arkadaşları

        Sonunda Quarta mağaralarına yakın bir yere varmışlardı. Kuruyami'nin kılıç yağmuruna tuttuğu yeri geçmişler ve ilerde durmuşlardı. Una kendini kenara çekerken yüzlerce kılıcı yere saplayan adamın kim olduğunu merak ederken Miielena ''Onun adı Kılıç Efsanesi Kuruyami gökyüzünden kılıç yağdırabilme özelliğe sahip ileri derecede sars ve irade gücü kullanıcısı ayrıca tahminim doğru ise ondada Selena gibi aydınlık gücü var. '' dedi. Miielena ilerlemeye başladı, izleri takip ettiğinde Mr.Wonderful'un Kuruyami ve P.Corta ile karşılaştığı yeri geriye bıraktı, mağaralara doğru ilerledi. Mağaranın ağzının kapatıldığını görmüştü. İzler burada bir dövüşün olduğunu gösteriyordu. İkinci P.Corta ile Kadran dövüşünün burada yapıldığını anlamıştı. Girişi P.Corta'nın kapattığına dair güçlü düşüncesi vardı. Duvara hiçbir kılıç darbesi vurulmamış öylece bırakıp geriye dönmüştü. Calista ise Mr.Wonderful ile Kuruyami'nin dövüştüğü yere gelmişti.

''Bir efsane ile dövüşmenin zorluğunun farkına varmış Bay Wonderful. Saldırıları sonuçsuz kalınca onu oyalamaya çalışmış. Belli ki Kuruyami'yi oyalamaya çalışmış fakat P.Corta, Kuruyami,Wonderful ve Kadran aynı anda bu mağaralara gelmesi oldukça şaşırtıcı. Kuruyami diğerlerinin peşinde değil. '' dedi. Una ''Belki Kuruyami bu mağaralarda bir şeyler aramak için geldi. Ve tesedüf sonucu onlar ile karşılaştı. '' dedi. Calista izleri iyice baktı ve Una bakmadan cevap verdi.

''Tesadüf olması imkânsız, bana kalırsa Kadran bir şeyin peşindeydi ve Bay Wonderful ona yardım etti. Zaten bataklıkta ki izler Bay Wonderful'un Kadran'ı kurtardığı yönde. P.Corta sürekli Kadran'ı takip ediyordu. Kadran ile Kuruyami aynı şeyin peşinde olması muhtemel fakat neyin peşine düşmüş olabilir üç yıl sonra'' dedi ve derin düşüncelere dalarak çenesini sıvazlamaya çalıştı. Una ''Borla'nın peşine düşmüş olabilir'' dediğinde Miielena arkadaşlarının yanına gelmişti.

''Bir şeyler bulabildiniz mi kızlar?'' diye sordu. Una ''Wonderful ile Kuruyami dövüşmüş başka bir şey yok'' dediğinde Calista ayağa kalktı. ''Kadran buraya bir amaç uğruna gelmiş öyle bir amaç ki aynı amaç Kuruyami içinde geçerli. Wonderful onu oyalamak için dövüşmüş ve perişan olmuş. Kuruyami çok ilginç Wonderful'u öldürmemiş daha da ilginç olan P.Corta en kötü neslin peşine düştüğü halde Bay Wonderful'u öldürmekten vazgeçmiş. İzler şu tarafa gidiyor anlaşılan dövüşten Bay Wonderful sağ çıkmayı başarmış. Sen ne buldun?'' diye sordu. Miielena

''P.Corta diğer taraftan gelmiş. Yolu bilmiyor olsa gerek biliyor olsa idi. Wonderful'u takip ederdi. '' dediğinde Calista ''Sanmıyorum o kadar bekleyeceğini. Bay Wonderful neredeyse iki gün burada ölü gibi yatmış ve kimsenin onu takip etmediğine inanıp ayağa kalkmış. Büyük ihtimalle bu yolun sonunda Kadran ile buluşacaklar. P.Corta aşağıya doğru gittiğine göre Kuruyami çapraz gitmiş. Bu durumda P.Corta onu aramak için farklı bir yol denemiş Kuruyami nereye gittiği hakkında kesin fikir yürütemem'' dedi. Una

''Yani diyorsun ki Kadran isteğini orada buldu Wonderful ile buluşacak. P.Corta ise bulunduğumuz yeri tersten dolaşıp onları takip edecek. Kuruyami ise'' dedi ve kafasını kaşıdı. Tam olarak anlayamamıştı. İşin içinde bir efsane olunca kafası allak bullak olmuştu. Miielena

''İlki P.Corta ile Kadran karşılaşmasında Selena'nı gördük. İkincisinde Kuruyami'yi gördük. Üçüncüsün de kimi göreceğiz merak konusu. Efsanelerin Kadran ile ne işi olur. Tamam, Kadran Borla'nın oğlu fakat güçsüz. Selena hadi Kadran'ı seviyor dedi. Kuruyami ise aynı amaç uğruna karşılaştılar diyelim. Kadran ile Kuruyami'nin amacı ne olabilir. Efsane küçük işlerle uğraşmaz Kadran ile büyük işlerle uğraşacak durumda değil'' dediğinde sözünü Calista kesti.

''Denklemi bozan Bay Wonderful. Yanında o varsa Kadran çok daha güçlü oluyor. Bay Wonderful ile Kadran birlik olup P.Corta'nın üzerine yürüseydi durum farklı olabilirdi.'' Dedi. Una

''Bence olmazdı. Kötü nesilden en güçlü P.Corta Oro Jackson ve Mr.Wonderful. Kadran bunlara göre çok güçsüz yarısı bile diyemeyiz. Bu durumda P.Corta ikisini de böcek gibi ezerdi. '' dedi ve arkadaşlarının etrafında dönmeye başladı. ''Ne yapıyoruz?'' diye sorduğunda Miilelena Mr.Wonderful'un gittiği yola gitmeye başladı. Yolun sonu uçurumdu. Aşağıya baktı epey yüksekti buradan aşağıya düşenin sağ çıkması mümkün değildi. Rüzgâr aşağıdan yukarıya vurunca insanın içini yükseklik korkusu kapladığının farkına varmıştı.

Bretonaska Savaşı

        Vile sisin içerisinde ilerlerken atını durdurdu. Sis'in içinde karanlık gölge vardı. Bir anda askerler bağırarak yere yığılmaya başladığını kafası çevirip arkasına baktı. Askerler bir bir ölüyorlardı. Sis'in içinde bilinmeyen düşman vardı, geri dönmek istemedi ve ona doğru ilerledi. Savaşta güçlü bir savaş konseyi üyesine denk gelmişti fakat onun düşmanın arkasına sarkacağını nasıl biliyorlardı onu anlamamışlardı. Bretonaskalar normal savaş taktiklerinden daha farklı taktik oluşturmuşlardı. Atın üzerinde ki adama dikkatlice baktı, kukuletası yüzünü tamamen örtse de çenesinde ki siyahlık görünüyordu. Sırtında siyah pelerini dalgalanıyordu, kılıcı sırtında asılıydı. Atının gözü kördü o nefes aldığında atının burnundan çıkan ateşi görebiliyordu. Atının arkada bıraktığı ateş izlerini görünce Vile karşısındakinin kim olduğu anlamıştı. Siyah pelerinli atını şaha kaldırıp durdu.

''Ortis'in nerede olduğunu biliyor musun?'' diye sorduğunda Vile bu sefer Ortis'i satmaya karar vermişti. ''Selena'nın peşine düştü'' diye cevap verdi. Siyah Pelerinli bir anda gözden kayboldu geriye sadece siyah dumanı kalmıştı. Siyah pelerinli ''Atının yönünü değiştirmeden geriye dön Bretonaskalar buradan saldırsınlar ciğersizler için Croubasha krallığının ordusunun bir kısmı yok etti. Yine ünleneceksin Vile'' dedi. Vile sesin nereden geldiğini bakındı fakat Siyah Pelerinli onun çok uzağındaydı. Tarnova savaşında ölmüş birinin sesine çok benziyordu.

Tellgarde Zindanları

Komutan Akas çanların çalınması için emir vermişti. Askerler çanların gökyüzünün karanlık bulutlara bürünmesinden dolayı çalınmasına bir anlam veremiyordu. Akas elinde ki dürbünü ile uzaklardan tozu dumana katarak gelen atlıyı incelediğinde pek şaşkınlığa uğramadı. Onların öldüğüne inanmamıştı zaten arkasına dönüp çan çalmayı bırakan askerlere

''Çanları 27 kez çalın bu gelen Karanlığın ordusu'' dediğinde. General Umur onun elinden dürbünü kaptığı gibi gelen atlıya bakıyor ve sadece bir kişi olduğunu görüp dürbününü indiriyor. ''Sadece bir kişi'' diye önemsemiyordu. Akas

''Gelenin Borla olmadığını nereden biliyorsunuz? Veya ya sol kolu Worgreymon ise'' dediğinde Umur sesli güldü. ''Onlar öldüler Komutan Akas'' dedi. Akas bedeni ter basmıştı, karanlığın ordusuna karşı bir savaşta bulunmuştu ve canını zor kurtarmıştı. Onların ne derece dehşet verici olduklarını Bretonaskalılar bile söylemişlerdi. ''Ya gelen Borla veya Worgreymon ise. Dünya öldü dedi fakat cesetler bulunamadı. Karanlığın ordusu bütünüyle yok edilmiş ise kim cesetleri götürmüş olabilir?'' diye sorduğunda. General Umur ''Robando'' diye cevap vardı. Başka bir ihtimal olamazdı, babasının cesedini ortada bırakacak adam değildi. Akas

''Ya gelen o ikisinden birisiyse gökyüzüne bakın karanlığa bürünüyor bu derece bir gücü başka kim kullanabilir'' diye sorduğunda. General Umur ''Kadlou'' dedi fakat içine bir kurt oturmuştu. Kadlou,Robando veya karanlığın ordusundan geri kalanlardan biri. Bu gücü başka kullanacak kişi aklına gelmiyordu. Palmon ile Kornapa krallığının antlaşması vardı o yapmazdı ve Kuruyami ve Selena karanlık güce sahip efsaneler değildi. Gökyüzünü karanlığa gömecek kadar güçlü kişi başka kim olabilir? Diye düşünmeye başladı fakat fazla vakti yoktu. Güçlü bir insanlar veya varlıkla karşılaşacağı belli olmuştu. Yüzünü Akas'a doğru çevirdi.

''Dediğini yapın ve herkes harekete geçsin. Tellgarde'ye tek başına geldiğine göre kendisini epey güveniyor bu kişi iyi hazırlanın'' dedi.




Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin