Kelime Sayısı: 1096
Son 3 Bölüm
Deadly Avenger Jacob's Ladder(Şarkıların ismini bilerek yazıyorum sonra youtube siliyor kusura bakmayın)
77 Bölüm
Nihai Savaşı Doğru
Palmon bütün hazırlıklarını bitirip karaya çıkmıştı. Her iki kolunda su mermileri ve zehirli bıçakları vardı. İksirini hazırlamıştı. Su mermilerini daha önce koyduyttuğu hedef tahtalarına gönderdi, her mermi tahtayı delip geçiyor ve oyuklar açıyordu. Palmon mermilerin gücünü beyenmişti. İksiri ağzına alıp tükürdüğünde geriye kaçtı ve buza dönüşmüş bir kalkan meydana geldi. Hazırlığını tamamlamıştı artık oturup Kadran'ı bekleme zamanı gelmişti. Ne zaman geleceğini bilmiyordu, toprağa uzandı o genele kadar biraz kestirecekti.
...
Kadran nehirden geçtikten sonra ağlama sesi duymuştu, mavi kılıcını çekti. Palmon'un numaralarından bir tanesi olabilirdi. Orman oldukça sıktı gökyüzü görünmüyordu bile. Ormanı geçtikten sonra geniş ovaları geçip tepeye yükselesek ardından Palmon'un kulesi gelecekti. Ağlama sesinin geldiği yere doğru yavaş yürümeye başladı, bebek sesi idi. Görünürlerde olağan dışı bir şey yoktu. Bastığı adımlara dikkat etiyor arkasını ve çevresini yokluyor ağaçların tepelerine bakıyordu. Elinde ki kılıcı her an kesmeye hazır hale getirmişti, mavi dumanlar yükseliyordu. Kadran karanlık gücünü açmamıştı. Sesin olduğu yere doğru ilerlemeye başladı ve üç ağacın ortasına devrilmiş ağacın altında kalmış boşluğa bırakılmış bir bebek olduğunu görmüştü. İlerlemeye devam etti, ağaçlarda tuzak olup olmadığını kontrol ederken arasına kılıcını toprağa saplıyordu. Görünürlerde bir şey yoktu. Terk edilmiş ormanda yalnız başına çocuk bırakılmıştı. Kadran çocuğun yanına geldi ve kılıcını kaldırdı hızlıca indirdi.
Kılıç ağaca çarptı ve yarısı kesti, yılan çocuğa ulaşamadan can vermişti. Kılıcını toprağa saplayıp çocuğu aldı, Bebek beyazlara sarılmıştı, yeni doğmuşa benziyordu, Kadran'ı görünce ağlamayı kesti. Onu ağacın üzerine bıraktı ve biraz dudağı ile oynadığında onu hemen güldürmeyi başarmıştı. Kılıcı sapladı yerden çıkardı ve çocuğun kafasını kesmek için kılıcı kaldırdı, çocuk yeniden ağlamaya başlamıştı. Kadran kılıcı indirmedi ve babası aklına geldi. Aynı durumda Borla karşılaşmış olsa çocuğu evlatlık edinirdi ve eğitirdi. Kadran kılıcını çocuğun yanına bıçaktı, belinde ki çantada ki çaputları alıp kılıcına sardı. Kılıcı çocuğun bezinden içeriye soktu ve çocuk ile Kadran göz göze gelmişlerdi. Bebeğin koyu kahverengi gözleri vardı. Kadran kılıcını omzuna aldı, bebek onun arkasında kaldı. Çocuk ağlamayı kesmişti ve elleri kılıç ile oynamaya çalışıyordu. Kadran hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmeye karar verdi. Çocuk arkasında ilerliyordu. Ormanın bitimine çok az bir şey kaldığında ormanın dışında ovada konaklayan birilerinin olduğunu hissetmişti. Tehlikeli değillerdi fakat terkedilmiş bu topraklarda ovada konaklayan kim olabilirdi. Palmon'un adamları onu bekliyor olabilirdi veya kendisinden başka birileri daha Palmon'u öldürmeye gidiyor olabilirdi. Her yıl yüzlerce ziyaretçi olan birisi için Kadran gereğinden fazla kuruntu yaptığına inanda ve boş verdi.
Ormadan dışarıya çıktığında birkaç kişi ateş yapmış konaklıyordu, hepsi savaşçıydı. Onu görünce ayağa kalkmak istediler Kadran kılıcı aşağıya eğdi bebek aşağıya doğru düşerken ayağını arkaya doğru uzatıp bebeğin ayağı ile yakaladı yere bıraktı kılıcı sallarıp çaputların çıkmasını sağladı. ''Ayağa kalkanı öldürürüm!'' dedi. Kimse ayağa kalkmamıştı onun tek kollu birisi olduklarını anladıklarında aslında uzun zamandır bekledikleri kişi olduğunu anlamışlardı. Ateşin başında üç erkek vardı. Onlardan uzakta ve birbirinden ayrı bir şekilde yere oturmuş iki kadın vardı. Ateşin başında ki erkeklerden bir tanesi
''Benim adım Negro sizin yoldaşınız olmaya geldik. Yanımda ki Forcelini ve karşımda ki Saber. Arkamda kalan kadının ismi Yukira diğer taraftaki kadının ismi yok ona aramızda Sarışın diyoruz.'' Dedi. Negro kısa zamanda herkesi tanıtmıştı ve tanıtılan herkes ona bakıyordu. Meraklı ve heyecanlıydılar Borla'nın oğlunu yakından görüyorlardı. Kadran ''Ben tek kılıcım yoldaşa ihtiyacım yok. '' dedi ve devam etti. ''Buradan giderken yanlış hereket yapmanız sonunuz olun'' dedi. Negro ''Mr.Wonderful'u arkadaşınız olarak kabul ettiniz bizide yoldaşınız olarak kabul edin sizi mahcup etmeyeceğiz. Karşımda ki Ateş kılıç Saber belki duymuşuydunuz. Yanımdaki Yerovanın en iyi hırsızlarından biri olan Hırsız Forcelini. Aramızdaki kadınlar sizin cariyeleriniz. Ben Negro zaman içerisinde birbirimizi daha iyi tanırız. Size eşlik etmemize izin verin'' dedi. Kadran kılıcı kınına koydu yerde ki çaputu aldı sonrada bebeği alırken Negro ayaklanmak istedi Kadran bunu fark eder etmez ''Ayağa kalkın demedim'' dedi. Negro yeniden yerine oturdu. Kadran ateşin başına ilerlerken kadınlara işaret etti. Sarışın olan fiziki ve yüz güzelliği olan bir kadındı belinde kısa kılıç ve zincir taşıyordu, diğer kadın iki elle tutulan ağır kılıçlardan birini taşıyordu. Kadran
''Çocuğun aç olup olmadığını kontrol edin bu çocuk ikinizden birisinden emerse hepinizi yoldaşım olarak kabul ederim emmez ise hepinizi öldürürüm çocukta bir süre sonra açlıktan olur ve yine olması gerekti gibi tek kılıç kalırım'' dedi. Kadın yerlerinden fırladılar, İlk önce Yukira geldi çocuğu Kadran'ın elinden aldı, Sarışın Kadran'a bakıyordu. Bakışlarını Sarışın'a yönlerdindiğinde Sarışın korkup yere doğru bakmaya başlamıştı. Yukira birkaç metre ilerleyip göğüslerini açtı ve çocuğun emmesini sağlamak için göğsünü dışarıya çıkarmıştı. Kadran elini sarışının omzuna attı ve onu oturttu. Kadran birkaç adım gerileyip mavi kılıcını tekrar çıkardı ve elinde onla oynamaya başladı. Yukiranın sütü yoktu çok uğraştı ama başaramadı, Kadran bakışlarını kaldırmıştı. Sarışın ayağa kalkmak istedi, Kadran gözleri ile ona baktı ve işareti verdi. Sarışın izni aldıktan sonra kalktı, hızlıca Yukiranın yanına gitti çocuğu elinden aldı. Oraya oturup göğsünü dışarıya çıkardı ve emzirmeye başladı. Çocuğun birkaç dakika içerisinde ağlaması durmuştu. Negro derin nefes almıştı. Saber ve Forcelini terlerini silmişti. Yukira hep sevinçli hem kızgındı, Sarışın ona bakarak gülümsüyordu. Kadran kılıcını omzuna dayamış yaprağı havaya atmıştı, kılıcın üzerine düşen yaprak ikiye ayrılmıştı, Aynısını kaderin kılıcı içinde denemiş oda başarılı olmuştu. Kılıçlarını yere serip bileylemeye başladı daha da keskin olmalıydı.
Dövüşe mavi kılıç ile başlamayı düşünüyordu, özel olarak hazırlamış olduğu iksir belindeydi. Kadran belinde ki bıçağı çıkardı. Karşısında kileri baktı. ''İyi kesebilen ve iyi dikebilen birisi var mı aranızda?'' dedi. Herkes birbirine baktı. Negro ''Hepimizde iyi keseriz Usta'' dedi. Kadran kolunu kaldırdı, ''Bu kolu damarları kesmeden keseceksiniz. '' dedi. Negro ve diğerlerini birbirine baktı bunu yapmaya kimse cesaret edemezdi. Bıcağı yere ters sapladı ve üzerinde ki siyah pelerini çıkardı kollarını açtı. Dirseğinin biraz daha aşağısına kolunu sapladı. Kan akmaya başladığında biraz daha aşağıya indi. Kolunda yeterince kesik açtığını düşünerek koluna baktı. Kesiğin boyu yeterliydi fakat açtığı kesiği oyması gerekiyor. O sırada iksiri çıkardı. Kolunu birkaç daha bıçağın üzerine oturttu. Yeterince oyduğunu düşünmüştü. Kadran ''Aranızda iyi dikebilen var mı?'' diye sordu. ''Benim adamım olacaksanız belli başlı konuları iyi bilmeniz gerekli'' dedi. Yukira kısık sesle ''Ben anlarım'' dedi. Kadran onu çağırdı kolunu çevirdi. Yukiya yanına gelip oturdu. Kadran
''İsmin neydi?'' diye sordu. Yukira ''İsmim Yukira'' dedi. Kadran ona baktı, oldukça güzel bir yüzü vardı dalgalı siyah saçları vardı, oldukça bakımlıydı bir savaşçıya göre Kadran ''Senin gibi bir kadın evlenmeli ve evinde kocası ile birlikte oturmalıydı yanlış hayatı tercih etmişsin. '' dedi. Yukira ona bakmadan ''Seçme şansım yoktu'' dedi. Kadran ''Seçme şansın var şimdi buradan çekip git ama önce bu kolu dik'' dedi. Yukira bir şey söylemedi. Kadran ''Şimdi iksiri açılan oyuğa koyacaksın başını açık bırakacaksın ve bu şekilde açılan yeri iyi bir şekilde dikeceksin fakat zamanı geldiğinde bu iksiri oradan çıkarmak kaydı ile dikeceksin. Aranızda kuleye ne kadar kaldığını bilen var mı?'' diye sordu. Negro ''Dinlenirsek yarın varırız dinlemez şuanda gidersek akşam kuledeyiz. '' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.