Kelime Sayısı:1080
Finale Son 5
75 Bölüm
Panoz'un İdamı
Sarışın sinirli sinirli Tarnova mezarlığına gelmişti. Arkadaşları her birinin aklı bir karış havadaydı. Negro ise diğerlerinin yanı sıra Worgreymon ve Kadran için mezar kazıyordu. Onun kazdığı yerde vurdu. ''Niye onların mezarını buraya kazıyorsun? Onların cesedini bile alamayız bu saatten sonra'' demişti. Negro ''Gıyabi mezar bu ne kızıyorsun Sarışın?'' diye söylendi. O sırada Yukira'da Sarışının yanına gelmişti. Birbirlerinden pek hoşlanmadıklarını biliyordu. Her alanda birbirlerine rakiptiler. Negro kazmayı bırakıp ellerini ve başını küreğe yasladı. ''Hem kim demiş ölülerini alamayız diye alacağız. Vermek zorundalar yoksa şehirlerde katliam yaparız'' dedi. Yukira kahkaha patlattı. ''Beş kişiyle mi?'' diye hatırlattı. Negro ''Olsun onlar 6-7 kişiyken imparator'a suikast yaptılar. Bakın 6-7 milyon kişi değil 6-7 kişidiler topu topu. O zamanlar öyle çok da güçlü değillerdi. '' dedi. Sarışın ''Biz onlar gibi olamayız kitap okumayı bırak.'' Dedi. Negro birkaç kez daha kazmayı vurduktan sonra mezarlıktan dışarıya çıktı.
Kısa kılıcını yerde çeviren Saber ''Diğer mezarlarıda hazırladın mı?'' diye sordu. Negro ''Hepsi hazırlandı. Bizi burada tutan yok hadi gidelim'' dedi. Yukira ''Cesetlerini almak kolay olmayacak'' dedi. Negro ''Kolayı hiç sevmem zaten'' dedi. Sarışın böbürlenerek ''İkisini de buraya getireceğime emin olabilirsiniz'' dedi. Yukira ''Onları ben getireceğim'' dedi. Sarışın ''Peh sen ancak gölden balık getirirsin'' dedi. Yukira ''Saçını başını yolarım senin kahbe'' diye bağırdı. Saber ''Ayaklarınız konuşsun biraz'' dedi.
...
Panoz herhangi bir işkenceye maruz kalmamıştı, sorgulanmış ve mahkeme suikastçi loncasına ihanet ettiği gerekçesi ile idamına karar vermişti. Değişik bir karar beklemiyordu, tahmin ettiği gibi olmuştu. Panoz herhangi bir direnç göstermemişti, prangalara vurulmamıştı. Ruh avcıları daima yanındaydılar. Dünyanın en iyi kılıç ustasının hemen ruhunu çalmak için 20 kişi civarında onu gözetliyorlardı. Hapishaneden çıkartıldığında halkın içerişe çıkmıştı, kalabalık yarılarak ilerleniyordu. Suikastçiler ve halk onu yuhalıyordu. Panoz savunma yapmamış kendisine yöneldtilen ağır suçlamaların hepsini kabul etmişti. Favateus ve Neanes bu işten kanıtları ile birlikte kurtulmayı başarsa da tehtit onlar içinde devam ediyordu.
Favateus idam saati yaklaşırken uzaktan kendilerine ayrılmış yerden izleyen lonca liderlerine baktı. Zamanı gelmişti kalabalığın içerisinden sıyrılmaya başladı. İçeriye girdi iki suikastçi kapının önünde onu görünce selam vermedi. İçeride biraz yürüdükten sonra daha önce yerleştirdi ekipmanlara almak için koridordan ilerledi. Köşeyi döndükten sonra ikinci odanın önüne geldi, maymuncuk ile kapıyı çok hızlı bir şekilde açtıktan sonra içeriye girdi. Burada 8 suikastçi yatıyordu, dün gece yoklamadan sonra hepsini öldürmüştü. Sabahki yoklama defrerine yok yazılsalarda yoklama defterinin bir kopyasını çıkartmıştı. Kopya öğlen yoklamasında fark edilecekti fakat öğlene bir saat daha vardı. Bütün suikastçileri öldürmenin planı son derece kötü bir fikirdi fakat Panoz uygulamak istemişti. Suikastçilerin yok oluşuyla sonradan çıkacak yeni loncalara zemin hazırlamaktı. İçeriden çantasını aldıktan sonra dışarıya çıktı. Koridora geçince sonuna kadar yürüdü bıçaklarını hazırlamıştı koridor bitiminde sola dönecekti her iki eline sekiz tane bıçak aldı, koridoru döndükten sonra kapının önünde on koruma olduğunu görmüştü. Bıcaklarının hepsini savurdu, bıçaklar suikastçilere isabet ettiği anda yere düşürüyordu onlar yere düşerker iki bıçağı daha fırlatıp kalan iki kişiyi indirdi. Herkes yerde hareketsiz olduğunu görünce çantasını açtı ve içinden ince görünmez ipi çıkardı. Bir tanesini yapıştırışı ile alta boytan boya uzattı, diğeri ise daha üste boydan boya uzattı. Çantasından duman bombalarını çıkardı, kapıyı araladı ve içeriye iki adet bıraktı. Çantasından Fitrik yayı çıkartıp eline almıştı. 10 saniye bekledi ve içeriye girdi. Duman kısa sürede etrafı kaplamaya başlamıştı. İçeride ki korumalar silahlanmıştı.
İçeriye girdiğinde üzerine gelen birisini ok attı, ardından yanından gelen iki kişiye ok attı. Yürümeye devam ederken karşısına çıkan bir kişiyi daha öldürdükten sonra odadan dışarıya çıktı, merdivenlere yöneldi, hızlı adamlarla en üst kata çıktı. Burada sadece bir koruma bekliyordu belinde ki kısa kılıcı çıkardıp ona fırlattı adamın yere düşmesine izin vermeden onu yakaladı ve yavaşça sürükleyerek kimsenin göremeyeceği kuytu yere bıraktı. Fitrik yayın oklarını doldurdu ve içeriye girdi. İçeride on tane lonca lideri vardı. Onun içeriye girdiğini gören lonca lideri ''Hoş geldin Favateus Panoz'un idamını buradan izlemek için gelmedin heralde'' dedi. Favateus ''Buraya sizi buradan götürmeye geldim. Panoz Kadran'a haber ulaştırmış'' dedi. Birkaç lonca lideri ayağa kalkmıştı, diğerleri ise Favateus'u dinlemeye devam ettiler. ''Kadran şuan burada dün gece şehre girerken gördüm. Sadece gelen o değil Rhidger, Arslan ve Worgreymon'da burada.'' Deyince Lonca lideri ''Olamaz! Worgreymon ve Mr.Wonderful asıldı. Arslan zehirlendi Rhidger yatağında öldürüldü yalan söylüyorsun.'' Dedi. Favateus ''Surlara doğru bakın!'' dedi. Lonca liderleri pencere yanaşıp surların üzerinde ki suikastçilerin Kadra tarafından öldürüldüğünü görülmüştü. Lonca liderlerinin hepsi ayağa kalkmıştı. Favateus ''Sizleri koruyacağım efendimlerim hemen bu şehri terk etmeliyiz. '' dedi. Lonca liderleri ''Almamız gereken şeyler var'' dediklerinde gökyüzünün karanlığa büründüğünü görmüşlerdi. Favateus çantasından ateş bombasını çıkartı ve eli ile oynamaya başladı. Kadran aşağıya indiğinde şenlik başladığında Favateus elinde ki bombayı patlatmasının zamanı gelmişti bundan önce bitiriş sözünü yapmalıydı.
''Güle güle lonca liderleri bu arada şaka yapmıştım'' dedi.
...
Biraz Önce
Kadran surların dışında kancayı tek eli savurup yukarıya fırlattı, idam günü oldukça kalabalık ve gürültülü olduğundan dolayı kancanın sesi duyulmamıştı. Hızlıca yukarıya çıkmaya başladı, surlar çok yüksek değildi çıkması 10 dakikadan az bir süre almıştı. Kancanın olduğu yere surlara az kaldırığının farkında idi. Hızlıca yerinden ayrıldı ve kancayı bıraktı, duvarıda birkaç adımdan sonra mavı kılıcını çıkartıp taşa sapladı. Kılıcına tırmanıp burçlara çıkmıştı elini açarak kılıcın eline gelsini istemişti mavı kılıç eline geldiğinde iki suikastçiyi öldürüdü diğerleri çok çabuk fark etmişti fakat Kadran daha hızlı davranıp onlar kılıçlarını çekmeden olları havayı keserek öldürmüştü. Aşağıya baktığında Panoz'un daha yeni platforma götürüldüğünü görmüştü. Belinde ki son kancayı yere sapladı ve ipi aşağıya saldı. İp surların yarısında bitiyor kalan yarısını ise aşağıya atlmayaı düşünüyordu. O kancaya tutundu ve hızlıca ipin sonuna kadar indi ve sonunda kendini aşağıya bıraktı. Panoz'u idam edecek kişi ona yerde hareketler savururken sözünü bitiremeden Kafasından giren kılıç ile yere yapışmıştı. Kadran çömeldiği yerden kalktığında Panoz'un başına yeni ip geçirilmişti. O sırada Lonca liderlerinin olduğu yer patlamıştı. Panoz
''Geleceğini biliyordum ama bu şekilde değil'' dedi. Kadran bir şey söylemedi onun boynunda ki iği kesti elleri arkadan bağlanmıştı. Onlarıda kestikten sonra Panoz bileklerini ovuşturdu. Kadran öldürdüğü adamın belinde ki kılıcı tekme ile çıkartıp arkaya doğru attı. Kılıç yerde sürüklenirken Panoz üzerine basarak durdurdu eline aldı. Panoz'' Sana karşı duran herkesi öldür'' dediğinde Kadran kalabalığa baktı, birkaç kişi platform'a çıkmıştı. Panoz'a dönüp
''Yani herkesi demek istedin peki bunları öldürdükten sonra lonca diye bir şey kalmayacağını biliyorsun değil mi?'' diye sordu. Panoz ''Orası seni ilgilendirmez Kadran sen sadece işini yap'' dedi. Kadran ''Dünyanın en iyi kılıç ustası yardımıma ihtiyaç duymuş geri çevirir miyim?'' diye Panoz ile alay etti. Panoz ''Worgreymon ve Mr.Wonderful öldü biliyorsun değil mi?'' diye sordu. Kadran bir adım öne çıkmıştı, karanlık dumanlar bedeninden çıkmaya başlamıştı. Gökyüzü karanlığa bürünürken Kadran iç çekti mavi kılıcını havada savurduktan sonra platform'a savurmuştu. Bir anda etraf kararmış mavi kılıçtan başka bir şey görünmez olmuştu.
''Haberim vardı'' diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.