Kelime Sayısı:1058
67 Bölüm
Av Ve Avcı
Aradan henüz bir yıl bile geçmeden yeniden Tarnovaya gelmişlerdi. Mezar Robando'nun yanına eşilmişti. Worgreymon mezar başlarına gelirken mezar taşlarını okuyordu. Ilenyas'ın başının ucuna gelmişti. '' İyilerin başına bela olmuş ilk efsane bütün insanlar arasında yenilmeden ölen ilk kişidir. Dövüşlerinde yara almayan dünyada yaşamış tek kişidir. '' yazıyordu. Ordon'un mezar taşında ''İnsanların acımasızlık duygularını onların içine ekmiş ve nesilden nesile aktarılmasını sağlamıştır'' yazısını okudu. Robando'nun başına geldiğinde '' Dünya üzerinde bir kartal insana saldırırsa bilinki bunu Robando istediği için yapmıştır.'' Yazısı yazılmıştı. Borlanın ki ise söyle yazıldı. ''Gelmiş gelmiş bütün insanlar arasında yenilmeden ölen ikinci kişidir. İnsanları ve yaratıkları öldüren her katilin örnek aldığı kişidir aslında'' yazılmıştı. Tabutun içerisinde Borla toprağa verildi. Cenazede yabancılardan neredeyse hiç yoktu. Silah arkadaşları çoktan ölmüşlerdi dava arkadaşları onu son yolculuğuna uğurluyordu. Gökyüzü çok karanlıktı, gaz lambaları süreli sönüyor ve sonradan yine dolduruluyordu. Borla'nın toprağa verildiği gün yerde kara dumanlar dolaşıyordu. Onun ölüler evrenine doğru yolculuğu başlamıştı. Worgreymon, Rhidger, Irdenser ve Kadran kutsal kitapdan Borla için ayetleri okudular. Borla'nın kaplanı da mezarın başucunda oturmuş yıllarca hizmet ettiği savaşçıyı son yolculuğuna uyurluyordu. Zamanla herkes dağılmış en sona Worgreymon ve Kadran kalmıştı. Kadran sırtına ikinci kılıcı takmıştı. Rhidger ayrılmadan önce ona iskelet maskesini vermişti. Worgreymon Ortis'in yerini öğrenmiş Kadran ise Palmon'un yerini öğrenmişti. İkisi ayağa kalktı. Worgreymon ıslık çaldığında ikinci kaplan ortaya çıktı ve daha önce hazırlamış olduğu elbiseyi Kadran'a uzattı. Kadran ''Bu ne?'' diye sordu. Worgreymon ''Bu Borla'nın giydiği son siyah pelerini'' dedi. Kadran elbiseyi aldı ve giydi, kılıçlarının sapını elbisenin boynundan dışarıya çıkardı. Worgreymon
''Genç kaplanda seninle birlikte geliyor. Benden sana hediye olsun. Sana baktıkça babamı hatırlarım. '' dedi.
...
Tarnovadan Kadran ve ailesi ayrılmışlardı artık savaşmak yoktu. Uzun bir yolculuğa çıktılar Kadran Aiaria'ya kılıçlara veda edeceğini söylemişlerdi. Dünyanın omurgasında Kornapa krallığının topraklarında bir köyde Worgreymon Kadran'a verdiği gümüş ile arsa ve ev satın aldılar. Civarda ki insanlar onlara yardım edip evi kısa sürede adam etmişlerdi. Gece olduğunda Kadran arsada ki işlerini bitirmiş eve gelmişti. Evde yemek yapacak hiçbir şey yoktu, neyseki komşular imdatlarına yetişmiş ve onlara günlük yemeklerinden birer parça getirmişlerdi. Aiaria çoktan sofrayı hazırlamış ve tencereyi sofraya koymuştu. Minik Kadran elinde ki ağaç kaşık ile masanın üzerine vuruyor yemek istiyordu. Kapı açıldı ve Kadran içeriye girdi. Aiaria onu ayakta karşılamış ve hoşlamıştı. Minik sofradan kalmış ona doğru koşarken Kadran tek kolu ile bir çırpıda kucağına alıp öpüştüler sonra onu yere bıraktı, minik aynı hızla sofraya geri dönüp kasığı ile masaya vurdu. ''Yemek yemek yemek'' diye söyleniyordu. Annesi ona acele etmemesi konuşunda ikaz edince sustu.
Kadran elini yıkayıp sofraya oturdu, Aiaria onun önüne yemeği koymuştu, kendine tabak alıp karşı tarafına geçti. Kadran ekmeği kırıp hızlıca yemeğe başladı. Aiaria ve minik bir süre ona baktılar. Kadran bakışların kendine doğru yöneltildiğini fark edip yemek yemeği bıraktı geriye doğru yaslandı. ''Bir sorun mu var?'' dedi. Aiaria ve minik birbirine bakıp gülümsediler. Kadran ''Ne o komik bir şey varsa bizde bilelim'' dedi. Aiaria gülmeyi bırakıp ''Aslında yok hızlı yemek yemen garibimize gitti. Daha önce hiç bu kadar hızlı yemek yiyeni görmemiştim'' dedi. Kadran cevap vermedi birkaç kaşık daha aldıktan sonra tabakta ki yemeği bitirdi. Kadran tabağı kaldırıp ''Başka yemek var mı?'' diye sordu. Aiaria ''Evde bir şey yok ama istersen bir tabak daha verebilirim'' dedi. Kadran ayağa kalkıp tencereye baktı, içerisinde çok az kalmıştı. Kepçeyi kaptığı gibi kalan yemeği çocuğuna ve karısına koydu. Arkasına dönüp dışarıya çıkarken Aiaria ''Nerede gidiyorsun?'' diye sordu. Kadran ''Hava alacağım biraz'' dedi ve dışarıya çıktı. Kılıçlara veda etse bile halen avcı bıçağını üzerinde taşıyordu. Bıçağı kınından çekti, havada kötü kokular alıyordu. Evlerin köyün en sonunda ki evdi. Ormana birkaç dakikalık yol mesafesi vardı.
Ormana doğru yürümeye başladı, elinde avcı bıçağı vardı. Ağır adımlarla yürürken esen hafif rüzgârın sesini dinliyordu. Bedeninde ki karanlık dışarıya çıkmak istiyordu. Ormanın girişine çok yakın bir yerde durdu. Orman karanlıktı ve içerisini görünmüyordu, bir süre ormanın sessizliğini dinledi ve etrafı iyice kol açan ettikten sonra geriye doğru yürümeye başladı. Kadran geriye doğru giderken X Kadran ve beş kişilik ekibi nerin nefes almıştı. Ronlar ormanda görünmezliğini kullanmışlardı. Ekibin içerisinde bir kadın vardı.
''Ne zaman öldüreceğiz ailesini?'' diye sordu, meraklanmıştı. X Kadran ''Ben Kadranı alacağım Ronlar benimle birlikte olacaklar sizler karısını ve çocuğunu öldüreceksiniz. Herşey onun gözü önünde gerçekleşmeli fakat Kadran ailesini bu kadar mesafe terk ederken bunları yapmamıza izin vermez. Gözlerini gördüm ilk kez vuruştuğum Kadran'dan en ufak bir eser yok. Aranızda biriniz kuru dala basmış olmasaydınız evinden çıkıp buraya kadar gelmezdi beli bizim burada olduğumuzu biliyor. Dönüp kılıçlarını almayada gitmiş olabilir'' dedi. Oldukça sessiz konuşuyordu. Rüzgâr sesi geldiğinde konuşmaya başlamıştı. Kadran arkasına iki kez dönüp bakmıştı adımlarını hızlandırmadı. Kapıyı açtı, kimseye bir şey söylemeden yatak odasının kapısını açtı. Yatağın yanında ki sandığın kapağını açar atmaz Aiaria'nın elbiselerini bozmadan yatağın üzerine koydu. O sırada Aiaria içeriye girmişti. Mavi kılıç ve Kaderin kılıcı mühürlenmiş bir şekilde yerlerınde duruyordu. Kadran onlara yaklaşınca kılıçların lanetlerinin etkisi altına girmiş Kadran'ın kulağına ''Mührü boz!'' diye fısıldamaya başlamışlardı. Kadran elini içeriye uzatmışken Aiaria ''Kadran iyi misin?'' diye sordu. Kadran elini kılıçlardan geriye çekip Aiaria'nın elbiselerini kılıçların üzerine kapatıp sandığı kapattı. Kılıçlar sesini daha duyuramıyorlardı. Kadran ayağa kalktı. ''Dışarıda bir şey gördüm ve kendimi kılıçlarıma uzanırken buldum. Olmasaydın çoktan kılıçlarımı elime almıştım. Ben uyuyacağım biraz'' dedi. Aiaria ''Kadran da uyudu onu yatağına yatırıp geliyorum.'' Dedi. Kadran o odadan çıktıktan sonra tekrar sandığın başına geldi fakat bu sefer açmadan elbiselerini çıkartıp sandığın üzerine attı. Yatağa uzandı. Odanın kapısı açıldığında Aiaria içeriye girmişti. Elbiselerini çıkarttı, çıplaktı ve Kadran'ın yanına uzandı, onun yanadığında ve boynundan küçük öpücükler kondurdu sonra dudağından öpüp üzerine çıktı. Calista onların yanından iki gün önce ayrılmıştı, Kadran onu azad etmişti bir daha görmemeyi umsada Miielena intikam için döneceğine kesin gözü ile bakıyordu.
...
Ölüler Evreni
Yılın ilk ölüm ayı gelmişti. Ölüm oyunu için herşey hazırlanmıştı. Üç kafes açılacak ve içerisinden çıkanlar ölüm oyununa seçilmiş olanlardı. Bütün ölüler için anons yapılmış ve ilk kafes açılmıştı. Katılmak veya katılmamak kişinin tercihine kalmıştı. Birinci kafes açıldığında içeriden ilk Ilenyas, Ordon, Robando, Can Dara Ben, Kaptan Osmanlı, Kızıl Kan, Kudurmuş Köpek, Cellat ve Akasele çıkmıştı. İkinci kafes açıldığında Keskin, Durdurulamayan, Ultra, ,Ishak Balaban, Amaral, Atrix, Yevil, Wikkommel ve SS-90 dışarıya çıkmışlardı. Üçüncü kafes açıldığında Haluk, Hilti, Yavuz, Kadir, Hamit, Akşit, Bindallı, Ragıp ve Bay Hiç dışarıya çıkmışlardıOnları yukarıdan bakan ve elinde mikrofon olan kişi. ''Kuralları biliyorsunuz amacınız 27 kapı geçip özgür olmak başaranlar kendi dünyalarına geri döndürüleceklerdir. 20 kapıya kadar öldürmek yasak bu yasağı çiğdeniğiniz takdirde öldürdüğünün kişi ölüler konseyi tarafından yeniden diriltecektir. ''
Yine bir kaç sorum olacak. Malum hikayenin sonlarına doğru gidiyoruz aylık vakti her yeni bölümde yaklaşırken. Son düzlüğü yanı 70'inci bölümü görmeden sizlere yine sorular sorayım dedim.
Soru.1:Kitapta yaşanacak 3 Vs kim kiminle yapacak?(5 kişi bilirse fazladan 1 vs açılacak. 5 kişi bilemezse hikayeyi sileceğim.Kimse cevaplamazsa bir sonraki bölüm son olacak)
Soru.2:Bu soru biraz anime/manga izleyen ve okuyanlara gelsin. Bakıyorum herkes bir otaku sevdasına düşmüş beş anime say diyorum herkes Death note ve naruto ile başlıyor ve söylüyor. Millet death note ve narutodan başka anime bilen yok gibi top 5 sormuyorum. Attack on titançılar yeni yeni türemeye başladı. Neyse Bir anime karakteri var serinin %90 da evde pencerenin önünde elinde keskin nişancı dürbünü ile insan yaratık nasıl ne isterse onu vuruyor. Kimse bu karakteri hikayenin sonuna kadar bulamıyor. Bu karakterin ismi nedir? (Anime 2006 öncesine ait son dönem animelere bakmayın bulamazsınız.)
Soru.3 (Bu soruda gelecek bölüm gelsin buna watpat üyelerinden hakem tutupta gerçekleştireceğim.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.