Y.E-12 Quarta Mağaraları II

1.1K 119 15
                                    


Ms word: 1322 kelime

12 Bölüm

Quarta Mağaraları 2

             Seçtiği yolda ilerliyor gittikçe mağara karanlıklaşıyor mavi kristaller azalıyordu. Girişte duyduğu ses artık gelmiyordu. Su damlacıkları sesi geliyor etrafına baktığında etrafın kuru olduğunu anlıyordu. Su sesinin başka yerden geldiği anlamıştı fakat mağaranın içinde su damlayacağı aklının ucundan geçmemişti. Sese kulak verdiğinde su damlacıklarının bir su birikintisine damladığını zannediyordu. Mağaranın içinde su birikintisi olan bir yer varsa ve sesi bu kadar yakından geliyorsa ya bu yol su birikintisine çıkacak ya da mağaranın içlerinde bir şelale ile karşılaşacaktı. Bastığı yerin altında su birikintisi olabilirdi veya üstünde. Sesi çok iyi dinlemesine rağmen su damla sesinin tam olarak nereden geldiğini tespit edemiyordu. Mağaranın içinde yankılanan su damla sesi belki çok uzak bir yerden geliyor da olabilirdi. İlerlemeden önce bastığı yeri son bir kez daha kontrol etti. Elini yüzeye ellediğinde daha ilginç bir nokta keşfetmişti. Bastığı yerin toprağı yumuşaktı. Daha önce de mağaralarda bulunmuştu fakat içerisi hep sert kayalıklarla dolu iken bu mağara da yumuşak toprak ve yer yer taş vardı. Kafasını omzunun üzerinden çevirdi ve geriye doğru baktı. Gittiği yolun doğru olduğundan emin değildi, geri dönmeyi düşünse de bu düşünceden vazgeçti. Girişi kapattı için başka bir çıkış yolu bulmaya çalışacaktı tabi bu mağarada girdiği yerden başka çıkabileceği yer varsa. Burada günlerce bile kalabilirdi, yanında yiyeceği yoktu sadece matarasında su doluydu. Bu su onu ne kadar idare edeceğini bilmiyordu o da bittiğinde kendi idrarını içmekten başka çaresi kalmayacaktı. Gittiği yol tamamen karanlığa bürününceye kadar gitmeye devam etti. Karanlık olunca karanlık gücünü kullanmaktan başka bir çaresi yoktu. Savaştan sonra gözlerinden akan karanlık gözlerini kör etmişti. Kör kılıç ustası taklidi yapan Borla'nın gözlerini kapatıp kendisini defalarca yenmesini halen hazmedemiyordu. Biraz daha ilerlerdi gözlerini kapatmaya niyeti yoktu. Gözlerini kapatınca başına neler geleceğinin farkındaydı, mağaranın içerisi dışarısından daha tehlikeliydi. Karşısında başka bir yol yoktu, oldukça dar bu yolda elini duvara vererek gidiyor önünde ne olduğunu görmeden hareket ediyordu. Kör gözlerini güçlükle açabilmişti, karanlığa karşı başka bir zafer kazanmak isterse bunu daha rahat bir ortamda yapmak istiyordu. Yürüme hızı yavaşlamıştı. Karanlıkta birkaç dakika daha yol altıktan sonra ileriye attığı ilk ayağını boşa atmış dengesini kaybetmekten son anda kurtulmuştu. Yere çömeldi eli yardımı ile toprağı inceledi ve gerçekten yolun tamamı bir boşluk olduğunu fark etti. Geriye doğru gitti, yere uzandı elini boşluğa uzattı. Kolunun uzanabildiği yere kadar boşluk olduğunu fark etmişti, daha fazlası olup olmadığı hakkında fikir sahibi değildi. Göğsünü toprağa vererek elini boşluya uzattı. Yolun sonuna gelmiş olabilirdi bundan sonra aşağıya inmek gerekiyordu belki de diye düşündü. Fakat aşağıda en ufak bir ışık izi yoktu. Zifiri karanlıkta nasıl güvenli aşağıya ineceğini düşünürken bir yandan eli ile aşağıya inmek için tutunacak yer alıyordu, bulamadı. Eline gelen taşlar çok çabuk ufalan taşlardı. Üzerinde kılıç ve matarasından başka bir şey yoktu. Elbiseleri denemek için çıkartmak istemiyordu. İçeride şuan hava soğuk olmasa bile derinlere inildikçe hangi hava durumu ile karşılaşacağını bilemezdi. Ayağa kalktı, boşluğun tam olarak ne kadar uzun olduğunu bilmiyordu fakat bir kol uzunluğundan daha uzundu. Gerileyip atlamaktan başka bir çaresi yoktu.

              Kadran birkaç adım geriledi ve hızlıca koşmaya başladı. Ayağa takılmadan atlamayı başarmıştı. Tek ile tutunmaya çalışacaktı. Boşlukta süzüldükten sonra eli ile tutunmayı başardı. Yumuşak toprak elinde çabuk parçalara ayrılıp henüz kendini yukarıya çekemeden aşağıya düşmeye başlamıştı. Ne karar derinliği olduğunu tahmin edemediği yerde birkaç saniye sonra toprağın üzerine düşmüştü ve acı ile bağırması bir olmuştu. Ayağını kırmız ve topuğu ezilmişti. Ayağının verdiği acı ile toprağı yumrukluyordu. Borla'nın ayağının topuz ile kırdığı günler gözleri önüne gelmişti. Yatağında uyurken Borla tarafından bayıltılmıştı.

Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin