Kelime Sayısı:1140
17 dakikada yazdım uyuya kalmışım kusura bakmayın. (Yazım hatası diğer bölümlere nazaran çok olabilir)
73 Bölüm
Huzura Doğru
Bretonaska da bayram havası devam ediyordu. Borla öleli uzun zaman olmuştu o gün bu gündür krallıklar kutlamalar bitmemişti. Dünyanın baş düşmanı artık yoktu dahası Rhidger ve Irdenserin öldüğü söylentileri çıkmıştı. Henüz doğrulanmamıştı. Worgreymon pusuya düşürülmüş Mr.Wonderful yakalanmıştı. Karanlığın ordusundan kimsenin kalmadığı söyleniyordu. Eğlence üzerine eğlenceler düzenleniyordu. Dünyayı değiştirebilecek kötülerin sayısı her geçen gün yok oluyordu. Bu olaylar gelişirken Hexan sessizliğini koruyordu. Makrian ise sinirleri bozan bir girişimde bulunmuş Nucurua krallığa topyekün savaş açmıştı. Bretonaska kralı Ortis'in ölümüne sevinmişti sıra Vile'ye gelmişti. Karanlığın ordusu Borla'dan sonra hızlı bir şekilde dağılmıştı. Bazı insanlar yaşayan Worgreymon ve Kadran'dan başka herkesin öldüğünü iddaa etti. Ortaya atılmış oldukça güçlüydü söylentiydi.
Dorian krallığı sonunda kaçmaya çalışan Mr.Wonderful'u yakalamış ve kodese koymuştu. Hakkında çıkacak kararı az çok biliyordu, savunma hakkı bile tanınmayacaktı. Tanınsaydı da söyleyecek bir şey yoktu. Dünyanın en kötü adamının yaverliğini yapmış bir adamın affedilmesi söz konusu bile değildi. Ayaklarından ve ellerinden prangalanmıştı. Hücreye askerler girmişti. Onu ayağa kaldırdılar zincirleri tavana aslılar ellerinden ayaklarından bağlandı ayakları açıldı. Hemen ardından Zen Fole içeriye girdi. O içeriye girince diğerleri çıkmıştı. Krallığın en ileri gelen işkenceci ve en korkunç cellatlarından bir tanesiydi. Zen Fole
''Yarın öleceksin bugün rahat yaşama şansın var. Benim kim olduğumu biliyor musun?'' diye sordu. Mr.Wonderful ''Bunun benim için bir önemi var mı?'' dedi soruya soru ile karşılık vermişti. ''Tabiki ben Zen Fole bu ismi duydu isen başına..'' derken Mr.Wonderful ''Başına iyi şeyler gelmez. Evet, duymuştum işkence tekniklerinde çok üstünsün fakat bir gözünü Borla çıkartmıştı sanırım'' dediğinde Zen Fole onun karnına yumruk aldı. Mr.Wonderful ''Bu kadar çabuk sinirlenmene gerek yoktu. Ben sadece gerçekleri söyledim'' dedi. Zen Fole onun karnına ikinci yumruğu attı. ''Yumruklarını bilerek yumuşak atıyorum çünkü daha çok uzun yolumuz var.'' Dedi. Dışarıdan bir masa ve aletler getirilmişti her çeşit ve her boyutta işkence aleti iki dakika içerisinde hazır olmuştu. Zen Fole arkaya geçti ve onun üstünü yırtıp attı. Çok küçük bıçaktı altı ve baldıra saplayıp çıkartı farklı noktalara ve birbirine yakın yerlere birkaç sefer saplayıp çıkardı. ''Worgreymon ve Kadran nerede?'' diye sordu. Mr.Wonderful ''Kötüler nerede saklanırsa onlarda oradalar'' dedi. Bıcağı diğer bacağına son derece seri saplayıp çıkartıyordu.
''Sen onların yerini söylesende söylemesende öleceksin en azından acı çekmeden ölmeni istemiştim. Sizin taraftan neredeyse herkes öldü. Worgreymon ve Kadran dışında bir tek sen kaldın sende diğerlerinin yanına gideceksin o yüzden en azından birinin yerini söylersen işkenceyi burada keseceğim.'' Dedi. Mr.Wonderful ''Ordudan ayrıldım onların nerede olduğunu bilmiyorum. X Kadran ve Ortis öldü neden oralarda araştırmalarda bulunmuyorsunuz?'' diye sordu. Zen Fole hücreden dışarıya çıktı elinde kızgın demir ile birlikte geri döndü. ''Bu işi bitirmeye bu kadar yakınlaştık sadece siz kaldınız. '' dedi. Mr.Wonderful ''Herkes bir anda ölmüş olamaz.Benimle oyun oynama Zen Fole'' dedi. Zen
''Seninle oynadığım oyun filan yok uzun zamandan beri planlanan bir şeydi. Borla ölünce ordu dağılacak ve bunu fırsat bilip herkesi öldürecektir. Neredeyse bütün krallıklar bir araya geldiler bu plan için. Biz burada konuşurken dünyada Worgreymon ve Kadran fellik fellik aranıyor. Kadran ya seni kurtarmaya buraya gelecek ya da Panoz'u kurtarmaya gidecek. Eğer senin idam edileceğini duymuş ise bu onun için çok zor bir karar olacak. Dünyada ki tek arkadaşını mı yoksa dünyada ki en büyük düşmanını mı ölümden kurtaracak? Herşey yarın belli olacak'' dedi sözlerini bitirdikten sonra demiği Mr.Wonderful'un göğsüne değdirdi. Kızgın demir ete değince dumanlar çıkmaya başladı yanık et kokusu gelmeye başladı. Zen et kokusunu olabildiğince içine çekti. ''Senin etin epey lezzetli olur. '' dedi. Kızgın demiri ona sürttükçe Mr.Wonderful dişlerini sıkıyordu.
''Eee halen söylemeyecek misin? Derinlere ineriz öyleyse'' dedi. Kızgın demiri Mr.Wonderful'un bedenine batırmaya başladı. Birkaç yere daha sürtüp çekti. Zen Fole hücreden dışarıya çıkıp daha önce ısıtılmış ikinci demiri aldı ilk aldığını yerine bıraktı. ''Vücüdünda daha çok delik açılacak yer var.'' Dedi. Bedenine sürtmeye devam etti. En sonunda batırdı. Mr.Wonderful acıdan bayıldı. Demiri masanın üzerine bırakıp kenara bırakılmış içi su dolu kovayı onun başından aşağıya döktü. Mr.Wonderful kafasını kaldırıp kendine gelmişti. Z.Fole ''Bu kadar kolay bayılmak yok. Eee ne diyorduk onlar neredeler biliyor olman lazım. Bu orduya hizmet ettin'' dedi. Mr.Wonderful
''Artık onlardan biri değilim nerede olduklarını bilmiyorum. Muhtemelen sizlerden birilerini öldürüyorlardır hahaha'' dedi. Z.Fole kovaya yere bırakıp yeri yumruklarını konuşturmaya başladı. O kadar seri yumruk atmasına rağmen Mr.Wonderful'un attığı kahkaha koridorun başından duluyordu. Yumrukların faydasız olacağını anlayıp demiri değdirdi ve içeriye doğru bastırdı. Kemiğe kadar giren dermide Mr.Wonderful bayılmıştı.
...
Kadran Suikastçilerin şehrine varmıştı. Şehre gece girmeye deneyecekti. Bu şehirde yaşayanların çoğu suikastçiydi. Dova düştükten sonra buraya gelmişlerdi. Şehirden kopmuş artık kullanılmayan evlerden bir tanesinin içerisinde girdi. Yıkık duvarları kırılmış kapısı iki katlı bir evdi, tavanda çöken yerler vardı. Eve dolaştı ve incelemeye aldı. Daha önce yaşayan var mı diye her tarafı kontrol etti. Böyle evlerde yaşayan fakir insanlar vardı. Onlara görünmek istemezdi. Gündüzün bu kavurucu sıcağından dışarıda kimse yoktu. En azından kendisi görmemişti. Kilerin kapısını açtıktan sonra içeriye sığındı, içerisi oldukça karanlıktı, kapı açılsa bile derin ve uzun olay kilerde kendisinin görünmesi oldukça güçtü. Köşeye kadar ilerledi duvarın başladığı yere çömeldi. Buraya kadar çok az dinlenerek gelmişti ve uykuya ihtiyacı vardı. Gözlerini kapattı elini kılıcına atmayı unutmadı.
Bir zaman sonra evin içerisine girildiğini anlamıştı. Uykuya dalalı henüz 10 dakika bile olmamıştı. Gözlerini açtı ve elini mavi kılıcına attı. İçeriye iki kişi girmişti bunlardan biri Favateus diğeri Neanestı. Favateus ''Biz geldik Kadran buraya girdiğini gördük. Panoz'un arkadaşlarırız. Ezeli düşmanın için bu kadar yol tepmişsin dedi. Favateus ile Neanes yan yana duruyorlardı ev eski idi. Yerlerinden kıpırdamadılar çünkü Kadran'ın nerede olduğunu bilmiyorlardı. Her an ortaya çıkabilirdi. Eğer Kadran onlara inanmaz ise onunla dövüşmek zorunda kalacaktı Favateus. ''Yaşayan savaşçı Kadran ve inanılmaz katil Favateus'' diye mırıldandı Neanes. Favateus onun dediğini duymuştu. Favateus ona ''Pandolin Corta dan bahsetmişti.'' Dedi. Kadran saklandığı kilerden dışarıya çıkmıştı kılıcını çoktan çekmişti. Favateus kılıcı çekme sesini duymamıştı veya Kadran'ın ayak sesleri. Ev eski olmasına rağmen ses çıkarmadan karşısına geçen Kadran'ı görünce ikiside şaşırmıştı. Favateus sözlerine başlamadan Kadran başlamıştı. ''Bende suikastçi olarak eğitimi aldım ama genel olarak sizin gibi insanları gizliden öldürmek yerine herkesin gözü önünde öldürmeyi tercih ederim. İnsanlar üzerinde daha korkunç bir etki bırakır'' dedi. Favateus onun söylediklerine katılmıştı. ''Evet daha iyi bir etki bırakır. Korku insana çok basit hatalar yaptırabilir. Korkutursan çok güçlü olmasan bile insanlara istediğini yaptırabilirsin. Neyseki konumuz bu değil. Konumuz Panoz yakında asılacak '' dediğinde Neanes ''Üç gün içerisinde asılacak'' dedi. Favateus ''Onu kurtarmak için üç günümüz var iyi plan yaparak onu kurtarabiliriz fakat biz sadece kurtarma planı ile ilgilenmiyoruz. Lonca liderleri öldürülmesi gerek.'' Dedi. Kadran
''Beni bunun için mi buraya çağırdınız yani aslında bu bir oyundu'' dedi. Favateus ''Aslında değildi Panoz onları öldürecekti fakat yakalandı dolayısı ile sana haber vermemizi istedi. Bilirim ikinizde düşmansınız şimdi Panoz'a yardım edecek misin? O Pandolin Corta meselesinde sana yardım etmiş sanırım.'' Dedi. Kadran ''Buna mecburum çünkü onu ben öldüreceğim. Başkasının elinden ölürse bunun benim için hiçbir anlamı olmaz. '' dedi. Favateus ''Bir fikrin var mı?'' diye sordu. Kadran ''İki fikrim var. Birincisi Sessiz yol ikincisi gürültülü yol hangisini duymak istiyorsun?'' diye sordu. Favateus ve Neanes birbirlerine baktı. Favateus cevapladı. ''İkisini de''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.