Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]

Y.E-18 Siyah Pelerinliler I

Sıra Seramentlerde

Msword:1090 kelime

18 Bölüm

Siyah Pelerinli

Quarta Mağaraları

          Kadran içeride işini bitirdikten sonra dışarıya çıkmış ve yürümeye başlamıştı. Kartal Yuvasına çok yakındı, Ölüm akıncılarına katılmaya karar vermişti. O sırada bir ağacın tepesinde bir adam ve atı ile ona bakan başka birisi gördü. İlerlemeye başladı, sırtında kılıcı asılıydı. Güçlerini kullanabiliyordu fakat en üst seviyeye henüz ulaşmamıştı. Adamlar onun geldiğini görünce ona baktılar. Ağaçta ki Mr.Wonderful'du atın üzerinde ki ise yüzünü daha önce hiç görmemişti. Mr.Wonderful elini salladı ve atın üzerinde ki adamı gösterdi. ''Kadran!'' diye bağırdı, atın üzerinde ki adamı gösterdi. ''Bir ölüm akıncısı buldum'' dedi. Atın üzerinde ki adam atını geriye doğru çevirdi. Tanımıyordu fakat adını duymuştu. Tarnova savaşına Robando'nun isteği üzerine Borla'nın tarafında katılmıştı. Kadran aşağıya ağacın kenarına inerken Mr.Wonderful ağaçtan atladı ve birbirleri ile kucaklaştılar. Kadran

''Yoksa!'' dedi, cümlenin daha devamını getiremeden Mr.Wonderful ''Yok be Kadran onu yenemedim gerçekten çok güçlü ölü taklidi yaparak canımı zor kurtardım ben görevimi yapıp Kuruyami'yi tuttum.'' Dedi. Gözleri Kadran'ın kılıcına kaymıştı. Kılıcın sapında mavi noktalar vardı. Mr.Wonderful

''Sen sana ait olanı alabildin mi?'' diye sordu. Kadran sırtını gösterdi ve gülümsedi. ''Sırtımda Matar'ın kılıcı bende'' dedi. O sırada atın üzerinde ki adam öksürerek aralarında ki konuşmaya bozdu ve elini Kadran'a uzattı. Kadran onun suratına baktı. Adamın suratında sinsi bir gülümseme vardı.

''Benim adım Alev Voranin Ölüm akıncısıyım. Savaşta babanın yanındaydım'' deyince Kadran ona biraz daha ilgi gösterdi. ''Yaşıyorsun'' dedi. Bildiği tanıdığı herkes Tarnova'da ölmüştü. Karanlığın ordusu yok olurken bir devrin sona erdiğini düşünüyordu. Alev Voranin ''Herkes ölmedi Kadran halen yaşayanlar var. Savaş çok şiddetliydi, aradan üç yıl geçmesine rağmen yaşayanlar ortaya çıkmadı. Bütün yaralarımın iyileşmesi iki yıl sürdü. Halen yaşayan Tarnovalılar var. Karanlığın ordusuna gelince moralini bozma savaşa herkesin katıldığını zannetmiyorum. Baban için üzgünüm. O gün Robando ve Makrian'da savaşa katılacaktı. Makrian yetişemedi, Robando ile Palmon ile dövüşe tutuştu.'' Dedi. Mr.Wonderful heyecanla araya girdi. ''Deniz Efsanesi Palmon'mu?'' diye sorduğunda. Voranin başını salladı sonra Kadran'a döndü.

''Selena'nın elinden kaçmayı başarmışsın ama halen dünya senin peşinde. Peşine Fizani Corta'nın oğlu Pandolin Corta düştüğüne dair söylentiler var doğru mu?'' diye sordu. Kadran ''Evet düştü hatta iki kez karşılaştık. Birincinde Selena'nın yardımı ile ikincisinde Mr.Wonderful'un yardımı ile kurtuldum. Buralara kadar geliş amacım Ölüm akıncılarına katılmak. Anladığım kadarı ile sende onlardan birisin beni Robando ile görüştürür müsün?'' diye sorarken Mr.Wonderful dudak bükmüştü. Ölüm akıncıları sevmez Robando'yu hiç sevmezdi. Borla'nın altında olan Palmon,Robando ve Kadlou'nun efsane olduğu dünyada Worgreymon efsane olmayı Borla yaşarken saygısızlık olarak görmüş ve Efsane savaşından çekilmiş onun yerine Robando ve Palmon efsane olmuştu. Voranin gülümsedi ve ''Gayet tabi Tarihin en iyisinin oğlunu yanımızda görmek bize gurur verir. Kartal Yuvası çok uzakta değil. Şimdi gitmeye başlarsak akşama oradayız. Bu arada arkadaşını da yanımıza alabiliriz'' dediğinde Mr.Wonderful ellerine kaldırıp olumsuzca salladı. ''Ben katılmak istersem Karanlığın ordusuna veya suikastçılar birliğine katılmak isterim. '' dedi. Ayrılık vakti gelmişti. Kadran Voranin ile birlikte gitmeye karar verdiğinde Mr.Wonderful ile macerasının şimdilik sona erdiğini düşünüyordu. Ayrılmadan önce birbirleri ile sertçe tokalaştılar ve birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. İkisi de hırslıydı, o gözlerin içinde dünya düzenini altüst etmek vardı. Mr.Wonderful

''Nerede olduğumu biliyorsun Kadran. İstediğin zaman yanıma gelirsin. Olur, da bir gün yardıma ihtiyacın olursa önce benim yanıma gel. Belki daha görüşemeyiz bir gün o şanlı ordudan birileri görürsen selamımı ilet. '' dedi ve sol elini yumruk yapıp göğsünün sağ tarafına üç kez sertçe vurdu. Kadran o yaptıktan sonra aynısı yaptı. İki kişi karanlığın ordusunun askeri selamını verdikten sonra ayrıldılar. Kadran Voranin ile Kartal yuvasına giderken Mr.Wonderful kendi bataklığına dönmeye karar vardı.

Tellgarde Zindanları

            Siyah Pelerinli Zindanlara 100 kilometre kala atını hızlandırmış ve peşinden büyük toz bulutunu sürüklemişti. Gökyüzü tamamen karanlığa bürünürken zindan duvarlarında sallanmaya başlamıştı. Umur bu kadar uzun mesafeden hücuma geçmesini anlayamamıştı. ''Topçularını hazırlayın'' dedi ve o an zindanların bir kulesinin üzerine düşen yıldırım kuleyi yerle bir etmiş sarsıntının etkisi ile herkes bir yöne dağılmış kendini yerde bulmuşlardı. Akas ve Umur hızlıca kalktılar. Umur ''Kral süvarilerine haber verilsin'' dedikten sonra kuleden aşağıya indiğinde yıldırım ikinci kuleye çarpıp yerle bir etmişti. Geriye sadece biraz önce indiği kule kalmıştı. Umur tekrar yukarıya çıktı ve kulenin en tepesine çıkıp kılıcını kınından çekti. Üçüncü yıldırım gökyüzünden hızlıca indiğinde kılıcı ile durdurup Siyah pelerinlinin üzerine gönderdi. Yıldığım Siyah Pelerinlinin önüne düşüp büyük toprak parçasını yerden kaldırmıştı. Umur ve Akas sessizce beklemeye başladılar. Akas

''Onu durdurabildik mi acaba?'' diye sordu. Asker de meraklı gözlerle toz bulutuna bakıyordu. Henüz içerisinden çıkan olmamış ve toz bulutları dağılmaya başlarken gökyüzünde ki karanlık kaybolmaya geriye çekilmeye başladı. Umur gökyüzüne bakarak ''Sanırım onu durdurduk fakat sen aşağıya in herkes hazır olsun'' dedi. Umur dürbünü tekrar eline alıp uzakları incelemeye başladığında toz bulutunun içerisinden Siyah pelerinli tekrar çıkmıştı. Karanlık yeniden gökyüzüne hâkim olmaya başlıyor toz bulutları gökyüzüne kadar yükseliyordu. Umur ''İşe yaramadı, arkasında bir ordu olmalı'' diye mırıldandı. Akas aşağıya inmiş topçuları hazırlamıştı. Çan 27 kez çaldığında bütün askerler, gardiyanlar ve kral süvarileri hazırlanıp avluya toplanmıştı. Akas onlara yüksek bir yerden seslendi.

''Gardiyanların büyük zindanlara geri döndün. Topçular hazırlansın Kral süvarileri pusuya yatın askerler sizde dövüşmek için hazırlanın'' dedi. Umur o sırada kuleden aşağıya inmişti. Siyah pelerinli giderek yaklaşıyordu. Umur ''Aramızda 100 den fazla kilometre var fakat onun buraya gelmesi'' dedi. Ve durakladı, sur kapısı paramparça olmuş askerler havaya dağılan parçalardan kurtulmak için kendilerini korumuşlardı. Umur ve Akas elini indirip uzağa baktıklarında Siyah pelerinlinin çok yakınlaştığını görmüştü. Umur arkasına bakmadan yüzünü çevirdi.

''Akas Irdenser'i idamını gerçekleştirin. Bizim olmayan onlarında olamaz ben onu oyalamaya çalışacağım.'' Dedi. Siyah pelerinli atı ile çok kısa mesafede surlara varmış kapıdan içeriye girmişti. General Umur ve diğerleri onu bekliyordu. Surların tepesinde bekleyen beş kral süvarisi ona pusu vurmuştu. Siyah Pelerinli geçtikten sonra üzerine atlarken Siyah pelerinli kılıcı çekip daha havadayken beşini birden kesmişti. Umur uzaktan gelen halen Siyah pelerinli görebiliyordu. Bir den fazla kişi olduklarını anlamışlardı başka Siyah pelerinli olup olmadığını bilmiyordu. Siyah pelerinli

''Bize ait olanı almaya geldik komutan. Bir itirazın varsa sana buraya mezar yapacağım'' dedi. General Umur kılıcını çekti ''Kolaysa yap bakalım'' dedi. Siyah pelerinli elinde kılıcı beklemeye başladı. Son hızla surlara doğru ilerleyen arkadaşı gelmeden harekete geçmek istemiyordu. Askerler henüz onun geldiği şokunu atlatamamıştı. General Umur için şansız gündü nöbet tuttuğu sırada uzun süredir ortalıklarda görünmeyen hatta bir şehir efsanesi olarak uydurulan Siyah pelerinliler ile karşılaşmıştı. Uzaktan gelen surlara çok yakın bir mesafedeydi. General Umur askerlerine emir vermişti. Avantaj onlardaydı fakat Siyah pelerinli kendi kaderini değiştirebilecek güce sahipti, o yüzden o pelerini halen giyiyordu. Eskimiz pelerini ve zırhı uzun süreden beli kullanılmadığının ve yenilenmediğinin göstergesiydi. Birkaç dakika içerisinde diğeri de buraya olacakken henüz saldırı gerçekleştirmemişlerdi. Etrafı konuşlanmış durumda bekleyen Kral süvarileri yerlerinden fırlayıp harekete geçtiler. Gökyüzünü bir anda Kral süvarisi ile dolmuştu. Yerde ki askerler ve süvariler de harekete geçerken General Umur Siyah pelerinlinin ne yapacağını merak ediyordu.