Kelime Sayısı:1121
66 Bölüm
Jaredd, Gabas ve Perşava
Borla mezarının kalktığında havada pusluylu, duman yere kadar inmişti. Birkaç adım attı o sırada bedenine baktı, bütün yaraları iyileşmiş ve gençleşmişti. Gökyüzünden bir kapı aşağıya indi. Kapı açıldı. İçeride tezgâhın gerisinde deftere bakan adam ''Kalmukya evreninden Borla ölüler evrenine hoş geldin'' dedi Borla kapıdan içeriye girdikten sonra kapı kapandı, kapanan kapıya baktı. Adam ''Seni kaçmayasın diye kapattım o kapıyı. '' Borla gülümsedi. ''İlk önce karanlık tarafı bulmalı sonradan kalmukyaya geçmelisin. '' diye mırıldandı. Adam biraz şaşırmıştı. ''Demek ne yapacağını biliyorsun seni daha çok korunaklı bir yere koyacağımdan emin olabilirsin.'' Dedi. Borla
''Kaçmak istersem kaçarım nereye koyarsan koy'' diye cevap verdi. Adam ''Siz A sınıfı savaşçılar hep kendilerinizden emin konuşuyorsunuz. Neyse burada hafızanın bir kısmı silinecek ve buradaki yeni lakabın yenilmez adam 2 olarak anılacaksın. Senden daha önce bir kişide yenilmeden öldü. Kurallardan bahsedeyim biraz. Ölüler evreni esas gideceğin yere gitmeden önce her ölen kişinin geldiği yerdir. Buradan tekrar geldiğin dünyaya geri dönmek için ölüm oyununu kazanman gerek. Onun dışında bazen bazı evrenlerde görevlerimiz oluyor evren yolculuğuna çıkıyorsun görev icabı belki bir gün Kalmukyada da olur. Şimdilik bunları bilmen yeter. Amel defterini görmek istermisin? Diye sordu. Borla ''Nereye gideceğimi iyi biliyorum ben göstermene gerek yok'' dedi. Adam ''Soracağın bir soru yoksa ölüler evrenine hapishaneye doğru yolculuğun başlayacak'' dedi. Borla'nın arkasında iki zebani belirdi, boyları kendisinin iki katı daha büyüktü, ellerine kelepçeyi geçirdiler ve prangayı ellerine verdiler, ayaklarını kelepçelediler onun prangasını sürükleyerek götürecekti. Her iki ayağına iki pranga vurulmuştu. Kollarına girdiler ve loş ışıklar eşliğinde yürümeye başladılar. Zebanilerden bir tanesi ''Bugüne kadar hep senin öldürdüklerini götürdük bir an hiç gelmeyecek zannetmiştim.'' Diye mırıldandı. Borla ''Fani dünyadan buraya bende göç ettim'' diye cevap verdi. Onu ölçe hafızasını silmeye getireceklerdi.
...
Neanes Favateus ile konuşmuş onu şehrin içerisinde ki tarif ettiği eve çağırmıştı. Panoz onu orada bekliyordu. İkisi görünmeden oraya gelmişlerdi. Neanes her ihtimale karşı tuzaklar kurmak istemiş fakat Panoz izin vermemişti. Loncada bazı şeylerin kökten değişmesi gerektiğine inanıyor ve bu yüzden Favateus ile görüşmek istiyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde şehrin çoğunun uykuya daldığı sırada kapı yavaşça aralandı. Kapıyı aralayan Favateus'i kapıyı inceledikten sonra tuzak olmadığını görüp kendisinin geçebileceği kadar kapıyı açtı. İçeriye girdiğinde ayakta Neanes vardı, onun yanında oturmuş Panoz'u gördü. Favateus güldü. ''Ne o beklettin mi?'' diye sordu. Panoz ''Zamanında geldin'' dedi. Faveteus ''Sadece gelelim Panoz vaktim yok. Zaten seni tebrik etmiştim yanlış hatırlamıyorsam etmememiş isem şimdi ediyorum. Tebrikler'' dedi. Panoz
''Seni buraya çağırmamın nedeni hakkında bildiklerim. Lonca liderlerinin pis işlerini yaptığının farkındayım. Bir teklifim var Lonca liderlerinin hepsini öldüreceğim bana bu konuda yardım etmeni istiyorum'' dedi. Favateus şaşkına uğramış gözleri bir anda açılmıştı. Neanes ve Panoz'da bir deyişiklik olmadığını görünce oldukça ciddi olduklarını anlamıştı. Favateus
''Bunu yapamazsın. Yapsan bile seni de beni de öldürürler.'' Dedi. Panoz ''Umurumda değil lonca liderleri ölmeden bu lonca eski günlerine geri dönemez. O yüzden onlar ölmeli'' dedi. Favateus ''Sen delirmişsin!'' dedi ve arkasını dönüp kapıya doğru yöneldi. Panoz ''Seni lonca mahkemesinde aklatabilirim. '' deyince Favateus durdu ve tekrar Panoz'a doğru döndü. ''Bunu nasıl başaracaksın bütün suçlarım onaylanmış. Sen aklasan bile kimse buna inanmaz'' dedi. Panoz ''Başkasını suçlu gösterip seni aklatabilirim böylece onaylanmış suçların bile düşer ayrıca lonca liderleri öldürme işinde yanımda olursan seni bu loncada rütbeni arttırırım. Yıllarca insanlar tarafından hor görülmen aşağılanman canına tak etmiştir diye umuyorum.'' Dedi. ''Bu benim umurumda değil'' dedi ve arkasını dönüp kapıdan çıkmaya yeltenirken Panoz bıçağı kapının yanına fırlattmış Favateus bıçağa bakmıştı. Panoz ''Dikkatli ol Favateus Erosharum'un çok fazla sevdiği vardı peşine düşecekler. Hayatta kalırsan ve bir kez bile karşıma çıkarsan bu senin sonun olur'' diye tehdit etmişti. Favateus ''Bıcaklarını atarken saymayı unuttuma Panoz. Dünyanın en iyi kılıç ustası olabilirsin fakat yeterince iyi bir suikastçi değilsin. '' dedi ve dışarıya çıktı. Neanes onun kendilerine katılacağından emindi fakat Favateus dolaylı yoldan onları reddetmişti.
''Şimdi ne yapacağız efendim?'' diye sordu. Panoz ''Hem lonca liderleri hemde Erosharum'un sevenleri onun peşine düşecekler. Lonca liderlerini ben hallederim sen şu sıralar burayı terk et birkaç ay sonra geri dön. Sürekli yer değiştir diğer insanların içine karış normal bir insan ol. Bakalım Favateus her iki tarafın arasında kalınca nasıl bir yol izleyecek. '' dedi.
Jaredd, Gabas ve Perşava
Şehrin içerisinde soğuk bir rüzgâr esiyordu. Gösterissiz bir hanı parasını ödeyip üçü kapatmıştı. İçeride kendilerinin dışında hancıdan başka kimse yoktu. Hepsi bir masaya oturmuştu. Dünyanın en zeki adamlarını tek bir masa altında görmek imkânsızdı fakat onlar zekiydiler imkânsızı imkânlı kılacak kadar zeki. Üçlü birbirine bakarken Perşava söze girdi.
''Sizi dinliyorum'' dedi. Gabas ''Borla öldü, onu zehirleyecektik fakat kısmet olmadı, eceliyle ölmesi bizi üzdü. Başa Worgreymon geçti. Onu öldürmek için bir plan yaptık bize katılman lazım.'' Dedi. Jaredd ''Ortis ve Panoz'un yerlerini ona vermeyi düşünüyoruz. Dövüşmeye tek gidecektir ve bizde o zaman enseleyeceğiz'' dedi. Perşava ''Irdenser faktörünü düşündümüz mü? '' diye sordu. Jaredd
''O artık karanlığın ordusunda değil önümüze bir engel çıkmayacak sende yardımcı olursan bu orduyu tamamen yok edebiliriz.'' Dedi ve önünde ki tavuktan bir lokma aldı. Perşava ''Bu bizim için iyi haber ama Borla yoksa çoktan dağılma sürecine girmiştir ordu. Ben sizin asıl amacınız sadece Worgreymon olmadığını biliyorum. Ne zaman gerçek amacınızı söyleyeceksiniz?'' dedi. Gabas ''Borla'nın eski yaveri bizim adamımızdı. Üç aşamalı bir plan söz konusu, Worgreymon ve Kadran'a istediklerini verip pusuya düşüyeceğiz geri kalanlar ise kalede ölecekler. '' dedi. Perşava ayağa kalktı ve içki şişesini eline aldı. Kapığını açtı ve kokladı. ''Ben bu planda yokum benim tek rakimim Irdenser onun olmadığı bir orduya savaş açmanın bir elemi yok bu arada zehirli içki fikri hoşuma gitti fakat dünyanın ikinci zeki adamı olduğunu unuttuğunuzu düşünüyorum üçüncü ve dördüncü'' dedi ve orayı terk etti. Jaredd
''Onun koku alarak fark edememiş olması gerekiyordu. '' diye sitem etti. Gabas ''Çok iyi hazırlanmış karışımdı tahmin etmesi beni de şaşırttı. '' dedi. Jaredd ''X Kadran ile konuştun mu?'' diye sordu. Gabas ''X Kadran kendi ekibini kurmuş Kadran'ın işini cenazeden sonra bitirecek bu sefer sağ kurtulma şansı yok. Worgreymon'a karşı çok sağlam bir ekip çıkarmak zorundayız. Başarısız olursak Worgreymon bizi aramaya gelecektir. '' dedi. Jaredd ''Öncelik Kadran önü öldürüp bir an önce gücünü almak gerekli. '' dedi.
Pervaşa atına atlamadan önce yardımcısı karşısına dikilmişti. Son gelen haberi ona iletmek için Perşava'nın konuşmasını bekliyordu. ''Vile'nin izini bulabildiniz mi?'' dedi. ''Hexan onunla bağlantı kuracağımızı biliyormuş o yüzden bağlantıyı kopardı. Perşava ''Cenaze'ye katılmayacak bir kişi gönder cenazeye eğer Hexan cenazeye gelirse Vile'yi buluruz. Gelmez ise Vile'yi bulamayız. '' dedi ve sordu. ''Vilenin peşinde ki çaylağı bulabildiniz mi?'' diye sordu. ''Hayır, bulamadık'' cevabını duyunca sinirlenmişti. Perşava ''Ne halta yarıyorsunuz öyle ise? Alt tarafı bir çaylak bulun onu gerekirse haber yayın Vile'nin yerini biliyoruz diye. Vile onunla yüzleşirkende öldürebiliriz. Kralın bu konuda yeterince sabri yok. Ortis ve Vile meselesi artık kapatılması gerek.'' Dedi. Atına atladı ve gitmeden önce şu sözleri sarfetti.
''Borla'nın ölümü bütün kalmukyayı yeniden değiştirecek tıpkı imparatorun öldüğü zamanda ki gibi olacak. Bu devirde hiç kimse gerçek dost veya gerçek düşman değil. Gözünüzü dört açın''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasíaAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.