Kelime sayısı:1393
34 Bölüm
Dova Savaşı I
Oro emrine verilen 80 kişi ile Vale'nin istediği yerin önüne gelmişti. Geceyarısını geçtiğinde ay ışığı yüzlerine vuruyordu. Surlara ipler atılmıştı. Oro surlara ilk tırmanacaktı, surlara beş ip atılmıştı. En baştakini Oro almıştı, İkinci Yerovalı, üçüncü Poligon dördüncü Emrial ve sonuncuyu Frieda almıştı. Kadran'a tırmanmaya ip kalmamıştı. Vobergen ve Calista arkada onlara bakıyordu. Kadran kılıcını çekip duvara fırlattı. Kılıç duvara saplandıktan sonra duvarın dibine geldi. Emrial her iki tarafa baktığında Oro ile Kadran surlara tırmanmaya başlarken Yerovalı geriye çekilip yerini Vobergen'e bırakmıştı. Poligon ''Ne dersin Emrial bir kese gümüşe Kadran'a oynuyorum bu sefer'' dedi. Emrial gülümsedi, ''Yenilmeye doymuyorsun anlaşılan tamam bende Oro'ya oynuyorum surların tepesine ilk kim ulaşırsa gümüşleri o kazanır'' dedi. Poligon başını sallayarak onayladı. Oro tek eli ile ip çekiyor ayakları ile havada duruyor ileriye atılıyordu. Kadran duvara yürüyerek tırmandıktan sonra Oro'ya epey fark atmıştı, çıkıntılara tutunarak kendisini ileriye atıyordu, ikinci kez yaptığında kılıcına tutundu. Seviye 1 Akka her ikisini ağzı açık izliyordu. İkisinin de tek kolu olmasına rağmen çift kolu olanlara göre çok hızlı tırmanıyordu. Poligon
''Emrial gümüşlerimi hazırlasan iyi olur. Kadran üç adam boyu fark atmış görünüyor.'' Dedi ve arkasına döndü. Poligon bahisleri açmak istersen Yerovalı engel oldu. ''Daha Dova yeni başlıyor Poligon çok rekabetlere sahne olacak bu şehir çok. Bunun için acele etme'' dedi. Oro ipden güç alarak kendisini yukarıya çekiyordu. Kadran ile farkı kapatmaya başlamıştı, surların yarısını yeni geçmişti. Kadran ikinci kez kılıcını yukarıya fırlattı ve surların yarısını geçerken duvara yürümeye başlamıştı. Calista Kadran'ın bunu yapacağı aklından bile geçmezdi. Akka ağzını elini ile nihayet kapatmıştı. Emrial ise homurdanmaya başlamıştı. Poligon arkadaşça elini omzuna attı.
''Olur, böyle şeyler Emrial her zaman kazanacak değilsin ya'' niye arkadaşı teselli etmeye başladı. Yerovalı dikkatle ikisini izliyordu. Kadran'ın duvara yürüme alışkanlığını nasıl öğrendiğini merak ediyordu. Duvara yürüme tekniği sadece Yerovalılara has bir özellikti. Kadran elini surlara attığında Oro daha tırmanmaya devam ediyordu. Surlara çıktığında kılıcı beline koydu ve hemen aşağıya eğildi. Oro ondan yarım saniye sonra surların üzerine çıkmış, ilk işi etrafı kontrol etmek olmuştu. Kadran yere oturmuş son derece rahattı. Oro fısıldayarak ''Fazla rahatsın bizi görürlerse bütün plan altüst olabilir'' dedi. Kadran yere yattı ve surlara yapıştı. Oro'ya sus işareti yaptı. Oro Kadran'ın çıktığı yerden birkaç tane Lazarus geldiğini görünce aynı Kadran gibi yaptı ve aşağıya işaret verdi. Yerovalı surlara tırmanmak isteyen çaylakları durdurdu ve herkesin duvara yaslanmasını istemişti. Vobergen ve Calista yanyana gelmişti. Voberhen ona bakarak
''Ne zaman çocuk yapmayı düşünüyorsunuz?'' diye sordu. Calista ''Kadran ne zaman isterse'' diye cevap verdi. Emrial altın kesesinde kileri gümüşleri Poligon'a verdi. Poligon gümüşleri kendi kesesine doldurdu. ''Zararımı çıkarttım şimdi sendekileri alma zamanı geldi'' dedi. Emrial ''Çok beklersin'' dedi. Yerovalı bir adım ileriye attı. ''Emrial ve Poligon susun!'' dedi ve yerine geçti.
Lazaruslar geniş bedenleri ve uzun boyunları ile etrafa dikkatlice bakmadan durdular beklemeye başladılar. Oro ve Kadran hiç kıpırdamıyordu, şanslıydılar ay'ın ışığı onlara vurmuyordu. Bulundukları yer çok karanlık değildi, Lazaruslar biraz dikkatli baksalar göreceklerdi fakat onların tek baktığı surların ortasıydı ve birbirleri ile konuştukları için dikkatleyi dağılmıştı. Bir süre ikisi de bekledikten sonra Lazaruslar arkasını dönüp yürümeye başladı. Oro onların tekrar dönmeyeceğini emin olduktan sonra ayağa kalkıp aşağıda ki çaylaklara işaret verdi. Önce Yerovalı çıkmaya başlamıştı, çaylaklar fazla ses çıkarmadan sıraya girdiler. Oro haritayı açtı ve nerede olduğunu saptamaya çalışıyordu. Uygun mahalleye yerleşmek zorundaydı. Diğer tarafa baktığında Vale'nin ekibinden kimse surlara çıkmamıştı. Tam net göremesede onların tarafı daha sessiz gibiydi. Savaşa gece yarısı ara verilmiş olmasına rağmen şehirden hale dumanlar yükseliyordu. Sesler duyuyordu, Lazaruslar eylenıyordu. Bazı yerler ışıklandırılmıştı. Şehrin görebildiği kısmı karanlıktı. Dış surlar yeterince büyük değildi, iç sur yanı şehrin merkezindeki sur dış surlardan daha uzundu ve orada neler olduğunu sadece tahmin edebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]
FantasyAşk ne kadar ateşliyse de intikam o kadar soğuktu. Ona ikisinin peşinden koştuğunda birini veya ikisini de kaybedeceğini söylemişlerdi. Söylenenleri kulak arkası etti,ne aşkından ne de intikamından vazgeçecek adamdı. Ya hep ya hiç dedi.