Yaşayan Efsane II[Düzenlenecek]

Y-E.31 Dova I

Ms world:1212 kelime

31 Bölüm

Dova Yolu I

                   Hexan sonunda kaleye dönmüştü, herkes onun geri dönmesine sevinmişti, Dova haritası masaya serilmiş şehri yeniden ele geçirme işi yeniden konuşulmaya başlanmıştı. Şimdi işler daha zordu, Ölüm akıncıları savaşa katılmayacak sadece çaylaklar olacaktı. Bir şehri çaylaklar ile ele geçirme çılgın fikri Robando tarafından ortaya atılmıştı. O Yerovasına, Orosuna ve Kadranına güvenerek bu işi başarılacağına inanmıştı. Odadaki hiçbir komutan onların geri dönemeyeceğini söylemişti. Dova asla tecrübesizliği kaldırmayacağını biliyorlardı.

...

                Sabah henüz olmamıştı karanlık henüz aydınlığa yerini bırakmamıştı, kimseye haber verilmeden Robando ölüm akıncıları toplamış ve savaşa gitmek için kaleden ayrılmıştı. Hexan bütün gece uyumamıştı, yaralarının iyileşmesine bile müdahele ettirmemişti. Surların üstünde tek başına Kartal yuvasını ölüm akıncıları ve çaylaklarının yarısı olmadan nasıl savunacağını düşünüyordu. Tek bir yol vardı, bütün kaleyi havaya uçurmak. Bu kaleyi tek başına almıştı ve şimdi tek başına savunmaya karar vermişti. Çaylakları kaleden uzaklaştıracaktı davanın gençlerini hunharca katledilmesine izin veremezdi. Vurdundurmaz Robando göre onun bir kalbi vardı. Dava adamlarını korumalıydı. Komutanlar ve lider ölebilirdi fakat dava ne olursa olsun devam etmeliydi. Bayrağı teslim edecek birileri mutlaka olmalıydı.

            Dova yolcuları çoktan yol almaya başlamıştı. Perşava oyunlarını birbir sıralamıştı. Elçiden haberi vardı fakat Rarar olduğundan haberi yoktu. Rarar kartal yuvasına yakınlaşırken ihtiyar ona yolda birisinin beklediğini söylemişti. Irdenser onu daha önceden uyarmıştı. Rarar bir efsaneyi devirebileceğinden pek emin değildi. Rhidger'le tanıştığından beri eğitimsiz bir günü bile geçmemişti fakat terettütleri vardı. Onlar efsaneydi, krallıkların bile ordu halinde üzerlerine yürümesine karşın yenilgiye uğradıkları zamanlar oluyordu.

            Hava çok soğuktu, fırtına bir türlü dinmiyor hem gürültüsü hemde bütün soğukluğu ile çaylakların kanına işliyordu. 287 çaylak Dova şehrinin güney kapılarına dayanacak ve şehrin güneyi ele geçirmeye çalışacaklardı. Vale durumun vahamiyetinin farkındaydı. Ölüm akıncıları hiç görülmemiş sefere giden çaylakları ne Robando ne Hexan ne de Loria uğurlamıştı. Kulede Loria tek başına sessizce bekliyordu. Hexan surların üzerinde ki bütün adamları aşağıya indirmiş düşünmekte idi. Fırtına'nın onun bedenini dövmesine izin vermiyordu. Öğlen olmuştu kartallar gökyüzünde hiç uçmamışlardı bugün. Savaş sesleri yoktu fakat iyi bir haberde yoktu. Sessiz bekleyişlerin sonu kötüler için hem kötü gelmişti. Bu da onlardan biriydi fakat ne kadar kötü olduğunu tahmin etmek zordu. Kadlou tarafının ne kadar güçlü olduğunu ayırt etmek zordu. Hexan ona yardım edenlerin olduğunu düşünüyordu. Kaleye gelen herkesi öldürdüğüne göre planı oldukça büyüktü. Planın tam olarak ne olduğunu anlayamasa da ya kaleyi ele geçirmek istiyordu ya da Robando'yu öldürmek istiyordu.

           Irdenser dışarıdaydı, hem kendisi hem Robando ona karşı saygılıydı. Çocuklukları hem onun uzaktan korumaları ile geçmişti. Tellgarde zindanlarında çürürken her ay gizlice mektup gönderir hatırları sorulurdu. Mektubun içerisinde daima şekerlemeler bulunurdu. Hexan ile Robando en tatlısını yemek için kavga eder sonrada mektubu büyüklerine okuturlardı. Zamansız gelişen Bretonaska savaşı olmasaydı onu kurtarmak için plan yapmışlardı fakat işler yolunda gitmedi. Savaş kaybedildi ve ölüm akıncıları yeniden kurulması gerekiyordu. Bugünlere çok zor gelinmiş bir kez akıncılar bozguna uğramışlardı. Büyük savaş kapıdaydı, ikinci kez bozguna uğranırsa kaç yılda güçlenebilirlerdi? Gökyüzünden tuşan taş parçasını Hexan parmağı ile ortadan ikiye ayırdı ve gökyüzüne baktı. Kadlou onun tepede olduğunu fırtına sayesinde anlamıştı. Gökyüzünden bulutların arasından fırtına taş yağmuruna tutmaya başlamıştı. Hexan sırtını duvara dayamış bir elinin bütün parmaklarını açmıştı. Gelen taşlar ona yakınlaşamadan ya parçalanıyor ya da uzaklara düşüyordu.