Kafeye girdiğimiz sırada Bartu'nun olduğu masaya doğru yürümeye başladık. Bartu hemen bizi görüp el salladı.
"Geç kaldınız." Dedi sıkıldığı ses tonuna yansımıştı.
"Kimin yüzünden acaba?" Dedi Kuzey bana bakarak.
"Benim yüzümden mi? Yeri yanlış tarif eden sensin." Dedim ve Kuzey'in gözlerine bakıp masaya oturdum.
"Bu gün arabayı Emir kullandı da ondan biraz geç kalmış olabiliriz kusura bakma." Dedi Kuzey pis pis sırıtmaya devam ediyordu.
Elimle omzuna küçük bir yumruk attıktan sonra Bartu'a döndüm: "Gökhan nerede?" Dedim.
"İşi çıktı onun gitmek zorunda kaldı." Dedi ve eliyle garsonu çağırdı.
Garson yanımıza gelip ne istediğimizi tek tek sorduktan sonra siparişleri getirmek için yanımızdan ayrıldı.
"Gidiyorsun demek..." Dedim, daha doğru düzgün konuşamamıştık bile.
"Evet maalesef ama bir daha geleceğim, Eskişehir'den sıkıldığımı fark ettim. Acaba bende mi kaçıp buraya yerleşsem?" Dedi gözlerini açarak.
"Olabilir ama buraya geldiğinde birinin sana evlenme teklifi edeceğine emin ol." Dedim sırıtarak.
"Hı evet onu atlamışım." Dedi Bartu ikimizde bakarak.
Biraz havadan sudan konuştuktan sonra garson istediklerimizi masaya bırakıp gitti. Bende içten içe ona Merve'yle arasında ne olduğunu sormak istiyordum ama Kuzey yanımızda olduğu için konuyu bir türlü açamıyordum. Acaba dün gece ne kadar ileriye gitmişlerdi gerçi Merve'nin dünkü sarhoşluğu aklıma gelince bu sabah pek bir şey hatırlamayacağını düşünüyordum. Önümdeki latteden bir yudum aldıktan sonra Bartu'a göz kaş işareti yapmaya başladım. O da ne oluyor der gibi kaşlarını kaldırdı ama hâlâ ne sormak istediğimi anlamamış görünüyordu.
"Benimde çıkıp not almam gerekiyor ama senide bırakmak istemiyorum." Dedim, üzgün ses tonumu kullanarak.
"Ne notu?" Dedi hemen Kuzey.
"Okul için, hazır çarşıya gelmişken birkaç eksik notum var onu alsam diyorum." Dedim, biraz gözlerimin içine baktıktan sonra önündeki kahvesini bir yudumda bitirip bana tekrardan döndü.
"Benim çarşıda birkaç işim var zaten, siz oturun daha sonra burada buluşuruz." Dedi ve etrafa bir göz gezdirip yanağıma yaklaşıp küçük bir öpücük kondurdu.
Kuzey masadan kalktıktan sonra hemen bedenimi masaya daha da yaklaştırdım: " Dökül hemen dün Merve ve senin aranda ne oldu?" Dedim heyecanla.
"Olaylar olaylar... Dün taksiye bindikten sonra Sima Gökhan'ı aradı ve acıktığını söyledi. Sonra Gökhan'la ikimiz bizim taksiden binip onlarınkine bindik. Ve açık yer aramaya başladık. Tabi ki saat geç olduğu için hiçbir yer açık değildi o yüzden Gökhan kızları kendi evine çağırdı." Dedi.
O anda şaşkınlığımı gizlemeyerek oha dedikten sonra Bartu anlatmaya devam etti: "İşte Gökhan'lara geçtik, Merve'nin kafası gidikti tabi ki o yüzden ayılması için kahve falan yaptık. Biz mutfakta kahve içerken Sima'yla Gökhan'da bahçeye indiler. Sanırım ikisi arasında bir şeyler oluyor tam emin değilim ama Bartu dedi dersin sonra." Dedi ve derin bir nefes alıp elini önündeki neskafeye götürdü.
"İnanmıyorum ya peki siz Merve'yle?" Dedim daha da heyecanlanarak.
"O konu biraz karışık çünkü Merve ayılana kadar ben çoktan koltukta sızmıştım bile. Daha sonra kızlarda bizimle Gökhan'nın evinde kalmışlar. Ben uyandığım zaman zaten gitmişlerdi." Dedi hiçbir şey yaşamadıklarını duyunca ister istemez üzülmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romance"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...