Kuzey'in Yağız'ın üzerine çıkıp savurduğu yumrukları görür görmez hemen yanlarına koştum. Kuzey'in kolunu bir sonraki yumruğu Yağız'ın suratına geçirmemesi için tuttuğum sırada ne kadar güçlü olduğunu unutmuştum. Çünkü ben onu tutmaya çalışırken o beni öyle bir ittirdi ki ne olduğunu anlamadan kendimi toprak zeminin üzerinde buldum. Doğrulup tekrardan yanına gittiğim zaman Yağız'ın kanlar içindeki yüzünü görünce daha da heyecanlandım ve bu sefer iki elimi de kullanıp Kuzey'i durdurmayı denedim.
"Kuzey yeter çocuğu öldüreceksin!" Diye bağırdığım sırada gözlerini bana doğru çevirdi.
Kuzey'in daha önce görmediğim yüzünü görünce ister istemez korkmuştum ama onu durdurmaktan vazgeçmemeliydim. Gözlerindeki sinirle dişlerini sıkıp Yağız'a küfürler savurarak tekrardan yumruklar salladığını görünce bu sefer tüm gücümle Kuzey'i arkadan yakaladım ve geri çektim.
Kollarımdan kurtulmak için çırpındığı sırada: "Bırak Emir, şuna seni öpmenin bedelimi göstereyim."Dedi, deli gibi nefes alıp verirken.
"Hayır, yeter!" Diye bağırdım.
Kollarımdan kurtulmak için direnmeyi bıraktığı sırada kalbimin deli gibi çarptığını ve en başından beri yapmış olduğum bu planın ne kadar aptalca bir plan olduğunu daha anladım. Çünkü eğer Kuzey'i durduramazsam birazdan Yağız'ı öldürebilirdi.
"Bırak Emir, Kuzey sevdiği erkeği tekme tokatla savunsun." Yerde adeta ölü gibi yatan Yağız'ın ağzından kanlar çıkarak kurduğu bu cümle karşısında ortalık tekrardan karıştı.
Kuzey elimden kurtulup tekrardan kendini Yağız'ın üzerine attı: "Ulan sen kimsin benim sevdiğim adamı öpüyorsun!" diyerek tekrardan yumruklarını Yağız'a geçirdi.
Ne yapacağımı bilmeden öylece dona kalmış bir şekilde bekliyordum, elim ayağım titriyordu ve etrafta bizden başka kimsenin olmadığını bilmek beni daha da korkutuyordu. Gözüm arkamızda duran ağlamaktan rimeli akmış bir şekilde bize doğru bakan Seda'a kaydı.
"Kuzey'i durdurmama yardım et, bütün bunları sen başımıza açtın." Diye bağırdım Seda'a bakarak.
Seda'da hiçbir şey söylemedi ve koşarak hemen yanıma geldi. Elindeki çantasını yere bıraktıktan sonra birlikte Kuzey'i tutmaya çalıştık. Bir kolundan ben tutuyordum bir kolundan da Seda tutuyordu ama ikimizin gücü bile Kuzey'in sinirden çıldırmış bedenini durduramıyordu.
"Sen Yağız'ı al, Kuzey'i bana bırak." Diye bağırdım tekrardan Seda'a.
Seda'da hemen Kuzey'in kolunu bırakıp yerde yatan Yağız'a yöneldi ve kollarından tutup onu kaldırmaya çalıştı. Bende o sırada bütün gücümle Kuzey'i tutuyordum. Yağız üzeri yırtık, ağzı burnu kan bir şekilde ayağı kalktığı sırada hiçbir şey yokmuş gibi gülümsedi ve benim yüzüme baktı.
"Âşık olduğun adamın nasıl bir canavar olduğuna iyi bak Emir! Oysa ben sana karşı ne kadar saf duygular besliyordum." Dedi, ben Yağız'dan duymuş olduğum bu sözler karşısında ne yapacağımı bilmeden öylece ona bakmaya devam ettim.
Az önce beni saf duygularla sevdiğini mi söylemişti, Seda'nın tuttuğu Yağız beni saf duygularla mı seviyordu?
"Siktir git şuradan yoksa ölüp gideceksin." Diye bağırdım gözlerinin içine bütün kinimi akıtarak.
O da hiçbir şey olmamış gibi tekrardan güldü ve Seda'nın koluna girerek yanımızdan ayrılmaya çalıştılar. Kuzey, Yağız'ın az önce kurduğu cümle karşısında daha da sinirlenmişti bunu hissedebiliyordum ama ben ellerimi onun üzerinden çekmediğim için kaçamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romance"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...