Bölüm 83

11.9K 577 83
                                    

            Gözlerimi Kuzey'in gözlerine dikmiş, içimdeki mutlulukla olanların bir rüya olup olmadığını düşünmeye başlamıştım. Çünkü Kuzey şuan karşımda birlikte yaşamayı teklif ediyor olamazdı her halde? İzmit'ten buraya gelmiş ve şuan karşımda diz çökmüş olamazdı. Gözlerimi kırpıştırdıktan sonra hâlâ karşımda bana bakarak gülümsediğini görünce rüyada olmadığımı anladım ve sanki az önceki teklifini yeni etmiş gibi elimi ağzıma götürüp olduğum yerde zıpladım. Gözlerimi Bartu'nun yüzüne çevirdiğim zaman kafasını sallayarak teklifini kabul etmemi işaret edip duruyordu. Tekrar gözlerimi Kuzey'e çevirdiğimde bakışlarını bir dakika olsun benden ayırmadığını fark ettim. Tam bir şey demek için ağzımı açacaktım ki birden ağacın yanına yaklaşan arabayı gördüm. Arabanın kapısı sonuna kadar açılıp hafif bir tınıda şarkı yayılmaya başladığında daha da şaşırdım. Şarkı yavaş yavaş çalmaya başlarken arabanın içinden inenleri gördüğümde heyecanım daha da arttı. 

          "Adın başka, tadın başka, sığmıyorsun ele avuca delisin sen. Dilerim ki benle yaşa..."

          Arka fonda Sezen Aksu'nun yeni şarkısı Canımsın Sen çalıyor ve arabadan sevdiğim bütün insanlar tek tek iniyordu. Merve arabadan inip gözleri dolu bir şekilde Bartu'nun yanına geçtiği zaman benim ağzım hâlâ açık onlara bakmaya devam ediyordum. Daha sonra arabadan Sima ve Gökhan'da aynı şekilde inip Kuzey'in arkasında durdular. Kuzey'in, vereceğim cevabı deli gibi beklediğini biliyordum ama nutkum tutulmuş gibi etrafa bakıp duruyordum. Çünkü böyle bir şey olacağı aklımın ucuna gelmezdi, Kuzey'in Eskişehir'de her şeyin başladığı bu ağacın altında bana birlikte yaşmayı teklif edeceği aklımın ucuna gelmezdi. Gözlerim tekrardan Kuzey'le buluştuğu zaman kafamı evet der gibi salladım ve gülümsedim. Kuzey hemen ayağı kalkıp kutunun içindeki yüzüğü çıkardıktan sonra bende elimi ona doğru uzattım.

          Tam o sırada arkadakiler: "Biz cevabı duymadık!" Diye bağırdığını duyduğum zaman kafamı onlara doğru çevirdim.

          Hepsi gözlerini bize doğru dikmiş, cevabımı sesli bir şekilde söylememi bekliyorlardı.

          "Evet, evet Romeo teklifini KABUL EDİYORUM!" Diye bağırdım.

          Arkadakiler çığlık çığlığa bağırmaya başladıkları zaman Kuzey'de elinde tuttuğu yüzüğü parmaklarıma doğru geçirmişti bile. Yüzüğü parmağımda hissettiğim zaman ister istemez içimi bir mutluluk sarmıştı ve o anın heyecanıyla duygulandığımı hissetmiştim. Ellerimi Kuzey'e doğru uzattım ve onu kendime doğru çekip sarıldım. Bu aylar sonra onunla ilk sarılmamızdı, bütün kokusunu içime çekerken onu asla bırakamayacağımı ve onu deli gibi sevdiğimi tekrardan anlamış olmuştum. Bütün kokusu burnuma doluyor ve o kokuyla birlikte yaşadığımız bütün güzel anılarda gözümün önünde beliriyordu. Birlikte geçirdiğimiz günler, birlikte geçirdiğimiz geceler ve daha bir sürü mutlu anılar gözlerimin önünden gelip gidiyor ve beni daha da çok duygulandırıyordu. Kuzey, kollarını yavaşça benden çektiği zaman yakasına dökülen birkaç damla göz yaşımı gördüm. Bunlar haftalardır döktüğüm göz yaşlarından farklıydı, bunlar şuan mutlu olduğum için döktüğüm göz yaşlarımdı.

          "Bunu takmayı da unutmayalım!" Merve hemen yanımızda belirince bende ellerimle göz yaşlarımı sildim.

          Merve, elinde tuttuğu bir başka kutuyu bana doğru uzatıp: "Malum bu yüzük sadece bir kişide olacak değil ya." Dedi.

          Gülümsedikten sonra kutudan yüzüğü çıkardım ve Kuzey'e doğru uzattım: "Sen Sinan Karacaoğlu'nun oğlu Kuzey Karacaoğlu... Benimle bir ömür boyu birlikte olmaya, iyi günde kötü günde hatta küçük küçük kavgalar ettiğimiz zamanlarda bile beni asla bırakmayacağına ve sevmeye devam edeceğine her şeyin başladığı bu ağacın altında söz eder misin?" Dedim.

Tuhaf Bir Evcilik OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin