Penceremde öten kuşun sesiyle uykumdan uyandığım zaman havanın aydınlandığını fark ettim. Kalkıp yataktan doğrulduğum sırada bana çocukluğumu hatırlatan o odada olduğumu görünce gülümsedim ve parmaklarımı beyaz ipek çarşafın üzerinde gezdirdim. Evet, tıpkı hatırladığım gibiydi her şey eskisi gibiydi. Ayılmaya çalışırken kapı çaldı ve içeriye babaannem girdi. Gülümseyerek yatağımın başına gelip yanıma kıvrıldı.
"Günaydın, eşek sıpası."Dedi ve yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.
Bende onu sarıp kokusunu içime çektikten sonra: " Günaydın Hatice Sultan..." Dedim.
"Hadi kalk bakalım misafirleri bekletmeyelim senin Kuzey erkenci bu gün sabah koşusuna bile gitmiş." Dedi, bir dakika Kuzey koşuya mı gitmişti?
"Ne koşu mu?" Dedim ve hemen yatağımdan fırladım.
"Evet, eşofmanlarla mutfakta portakal suyu sıkıyordu. Hiç beni de uyandırmamış ne kadar efendi bir çocuk." Dedi babaannem, az önceki vermiş olduğum ani tepkiden dolayı da kaşlarını kaldırmayı unutmamıştı.
"Tek başına mı gitmiş?" Dedim şaşkın bir şekilde.
"Yok babaannesiyle, oğlum tek başına tabi kiminle gidecek başka?" Dedi ve güldü.
Bende gülmek istiyordum ama içimden gülmek gelmiyordu şuan içimden gelen tek şey gidip Kuzey'e atar yapmaktı. Babaannemi odamda bırakıp koşar adımlarla merdivenden indim ve mutfağa girdim. Kuzey'in bir elinde gazetesi bir elinde de portakal suyuyla masada otururken buldum. Üzerinde de onu on kat daha fit gösteren sıkı bir eşofman takımı vardı. Hemen yanına yaklaştım ve eşofmanına bakarak.
"Oo Kuzey Bey, sabah koşusuna gitmişsiniz hem de bana haber vermeden." Dedim ve ona daha da yaklaşıp: "Hem de şu seni Yunan tanrısı gibi gösteren eşofmanınla!" Diye fısıldadım.
"Uyuyordun uyandırmak istemedim, bu arada sana da günaydın sevgilim." Dedi ve hiçbir şey olmamış gibi dudağıma bir öpücük kondurdu.
"Kuzey, bu öpücük seni kurtarmayacak sen neden sabah koşusuna gidiyorsun? Tek başına? Etrafta o kadar ak baba varken?" Dedim, burası Büyükada'ydı ve tabi ki yurtdışından gelen onlarca insan İstanbul'da kalmak için burayı tercih ediyorlardı ve eden kızları düşünmek bile istemiyordum.
"Hiçbir şey olmadı, zaten kimse koşmuyordu." Dedi, tabi ben buna inandım mı hayır!
"Hiç sanmıyorum ama neyse uzatmayacağım seninle sonra hesaplaşacağız Kuzey Karacaoğlu." Dedim ve o anda içeri babaannem girince hemen masadan kalkıp buzdolabına yöneldim.
"Kahvaltılıkları çıkarıyorum Hatice Sultan." Dedim ve dolabın içindeki kahvaltılıkları çıkarmaya başladım.
O sırada da Kuzey'in babaannesi de mutfağa geldi ve herkese günaydın dedikten sonra masaya oturdu.
"Kuzey çok güzel omlet yapar, yapsana oğlum bize." Dedi babaanne oturduğu yerden.
"Kuzey ve omlet hı." Dedim kaşlarımı kaldırıp Kuzey'e bakarak.
"Çocuğu yormayalım ben hazırlarım." Dedi babaannem hemen.
"Yok sorun değil yaparım tabi ki hem Emir'de yemek yapabildiğimi görmüş olur bu arada." Dedi ve portakal suyunu bitirdikten sonra hemen ayağı kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romance"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...