Işıklarını söndürdüğümüz odada derin nefesler alıp veriyordum çünkü birazdan Kuzey kapıdan içeri girdiği zaman bütün ışıklar tekrardan açılacak ve bizde hazırlamış olduğumuz doğum günü sürprizini başarıyla tamamlamış olacaktık. Çünkü şu iki günde değiştirmediğimiz plan, Kuzey'e söylemediğimiz yalan kalmamıştı. Hem kararsızdık hem de kötü yalancılardık. Merve'yle birlikte iki gün boyunca Kuzey'e bir şeyler çaktırmamak için ucu açık yalanlar söyleyip durmuştuk. Ben daha fazla dayanamayıp Kuzey'e soğuk davranmaya başladığım zaman neyse ki Kuzey biraz olsun durulmuş ve artık sorgulamayı bırakmıştı. En son arabasında gördüğüm silah olayını da bahane ederek böyle bir şey yapmıştım, evet için rahat değildi ama başka türlü de bu doğum gününü planlayamazdık. Onlarca düşünce arasında Kuzey'in en sevdiği kişileri internetten araştırıp bulduğum bu orman evinde toplamaya karar verdim. Daha önceden bildiğim ve İzmit'te geldiğim zamanda gitmek için aklımda bir yerlere yazdığım Maşukiye'yi araştırmaya başladığım zaman bu evi bulmuştum. Evin yanından geçen nehir, bütün pencereleri yere kadar uzanan dışarının güzelliğini gözler önüne seren evin odalarını ve tam bizim için dikilmiş bir ev olduğunu doğrulayan sessizliğiyle doğru bir karar verdiğimi eve daha girer girmez anlamıştım."Yolumu şaşırdı acaba şimdiye kadar gelmesi gerekiyordu?" Merve yanımda mızmızlanmaya başlayınca bende içten içe onun dediklerini onaylamıştım.
"Arasana bir bakalım." Dedim.
Merve hemen karanlıkta elini cebine götürdü ve telefonun ışığı bütün odayı aydınlattıktan sonra Kuzey'in numarasını tuşladı. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı ve bende hemen kulağımı telefona doğru uzattım.
"Geldim, şimdi evi gördüm galiba burada ne işiniz var Allah aşkına Merve? Emir nasıl oldu, hemen hastaneye gitmemiz lazım kırık çıkık falan varsa." Kuzey'in telaşlı sesinden ve hızlı hızlı nefes alıp verişinden anladığım kadarıyla koşa koşa eve doğru geldiğini anlayınca gülümsedim.
Merve telefonu kapatır kapatmaz herkese sessiz olması için seslendim ve kapı yavaş yavaş açılmaya başladı. Kuzey'in bedeni kapı aralığında belirince ışıklar birden yandı ve hep bir ağızdan iyi ki doğdun Kuzey diye bağırmaya başladık. Kuzey gözlerini aniden gelen ışık yüzünden ovuşturduktan sonra şaşkın şaşkın bize doğru bakmaya başladı.
"Ayağın?" Dedi o kadar sesin arasından telaşlı bir şekilde.
"Bir şeyim yok hepsi planın bir parçasıydı." Dedim koşa koşa yanına giderken.
Gözlerini tekrardan bana şaşkın şaşkın diktiği zaman yanına ulaşmış oldum. Hemen ellerimi soğuk ellerine uzattım ve sıkı sıkı tuttum.
"İyi ki doğdun adam..."Dedim ve kafamı yavaşça ona doğru uzattım.
Nefes alıp verişi yavaşlamaya başladığı zaman gözlerimi birazdan ne yapacağımı merakla bekleyen gözlerine biraz diktim ve dudaklarımı dudaklarına doğru yaklaştırdım.
"İyi ki doğdun sevgilim..." Diye fısıldadım dudaklarına doğru.
Dudakları yavaş yavaş yay şeklini aldıktan sonra daha fazla dayanamadım ve dudaklarımı dudaklarına kilitledim. Kuzey yapmış olduğum şeyle birlikte ellerini az önce onu tutan parmaklarımdan kaçırdıktan sonra daha tutkulu bir şekilde beni öpmeye devam etti. Ellerini saçlarımın arasında gezdirirken ben sanki onu ilk defa öpüyormuşum gibi tepki veren bedenimle kendimi ona daha da kaptırıyordum. Ne kadar zamandır dudaklarımız birbirine değip geçiyordu bilmiyorum ama sonunda birinin yanımızda belirdiğini fark edince ikimizde zorlukla kendimize geldik. Kafamı çevirdiğim zaman Merve'nin başımızda dikildiğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romansa"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...