Bölüm 79

8.6K 525 106
                                    

Az önce açtığım gözlerimi tekrardan kapattım çünkü şuan rüya görüyor olmalıydım, evet gerçekten şuan rüya görüyor olmalıydım. Ya da az önce tetiği çekmiş ve ölmüştüm çünkü karşımda Kuzey'i görmemin başka bir açıklaması olamazdı.

"Emir, lütfen silahı indir. Bak yanındayım." Kuzey'in sesini tekrardan duyduğum zaman korkudan sıçradım çünkü hâlâ gerçek olup olmadığını anlayamamıştım.

Ellerini omuzlarımda hissettiğim zaman bütün bedenim kaskatı kesilmişti. Rüyadayken ya da ölüyken onu hissetmem normal miydi? Derin bir nefes aldım ve tekrardan gözlerimi açtım, silah hâlâ şakağımda bekliyordu.Kuzey'se hâlâ karşımdaydı ve dudaklarını açmış bana doğru bir şeyler söylüyordu ama ben onu duyamıyordum. Sessiz bir sinema izler gibiydim konuştuğu şeyleri duyamıyor ama hareketlerini görüyordum. Yüzüne doğru baktım, hatırladığım gibi değildi çok değişmişti. Saçları ve sakalları uzamış, elmacık kemikleri biraz şişmiş ve daha da belirginleşmişti sanki kilo almış gibiydi. Ama gözleri, bana her zaman aşkla bakan gözleri hiç değişmemişti. O bakışlar, beni bu dünyadan alıp başka bir dünyaya götüren o bakışlar hâlâ aynıydı. İstemsiz bir şekilde gülümsediğimi hissettim, içimde tarif edemediğim bir duygu oluşmuştu. Olanlar gerçek değilse bile onu haftalar sonra gördüğüm ve şuan karşımda durduğu için çok mutluydum. Birazdan silahı sıkacak olmam ya da az önce sıktıysam bile hatırlamamış olmam umurumda değildi. Çünkü o şuan karşımdaydı, sevdiğim adam karşımdaydı. Ben gülümseyerek ona baktığım sırada o ellerini omuzlarımdan çekti ve parmaklarını silahı tuttuğum elime doğru uzattı. Parmaklarını, elimin üzerinde hissettiğim zaman haftalardır unuttuğum o hissi tekrardan hatırladım. Ona her dokunduğumda yaşadığım bu duygu ellerimden kalbime doğru giderken sanki dünyadaki en mutlu insan benmişim gibi hissediyordum. Ben az önceki duygunun vermiş olduğu hisle kendimden geçmek üzereyken Kuzey birden silahı kendine doğru çevirdi. O anda kendime geldim ve etraftaki sesleri tekrardan duymaya başladım.

"Kendine sıkmandan önce bana da sık anlıyor musun? Bana da sık!" Kuzey'in karşımdaki görüntüsü ses bulduğu zaman parmaklarımı gevşettim ve silahı bıraktım.

Kuzey hemen silahı arkasında duran birine uzattı ve bende şaşkın bir şekilde ona bakmaya devam ettim.

"Gerçekten karşımda mısın?"Diye sordum fısıldar gibi.

"Evet, karşındayım. Yanındayım..." Dedi Kuzey ve parmaklarını yüzüme doğru uzattı.

Ilık elini yüzümde hissettiğim zaman gözlerimi kapattım ve bir kedi gibi elleriyle yanaklarımı okşamasına izin verdim. İçinde bulunduğum duygularla neler olup bittiğini anlamaya çalışırken hâlâ yaşadığını inanmadığım Kuzey'i görmek için tekrardan gözlerimi açtım. Karşımdaydı, karşımda ve bana bakıyordu.

"Nasıl oldu bu?" Diye sordum ve o anda kafamı hafifçe sağa çevirdiğim zaman parkedeki kanı gördüm.

Hemen kendimi geriye attım, az önce birini vurmuştum, ben az önce Savaş'ı vurmuştum. Deli gibi bağırıp geriye doğru giderken etrafa bakınıyordum ve Savaş'ın cesedinin nerede olduğunu bulmaya çalışıyordum. Ama oda da herkes vardı bir tek Savaş'ın bedeni yoktu.

"Öldürdüm mü, onu öldürdüm mü?" Diye bağırmaya başladım Kuzey üzerime doğru gelip beni yatıştırmaya çalışırken.

Kafamı sallayıp öldürmemiş olması için dua etmeye başladığım sırada Kuzey yanıma geldi ve beni kolları arasına alıp sardı.

"Ölmedi bebeğim, onu vurmadın." Diye fısıldadı kulağıma doğru.

Hemen kafamı kaldırdım ve: "Nasıl, ateş ettim, ona ateş ettim." Dedim, her şeyi hatırlıyordum kurşunun ona doğru gittiğini görmüştüm.

Tuhaf Bir Evcilik OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin