Ellerimi direksiyona daha sıkı bastırarak arabayı sürmeye devam ediyordum, gözlerim arada bir yan tarafta duran silaha kayıyor ve az sonra yapacak olduğum şey için içime cesaret doluyordu. Bunu yapacaktım, her şeyi mahveden adamdan sonsuza kadar kurtulacaktım. Kuzey'in ve ailesinin intikamını alacaktım, kimsenin yapamadığını yaparak bu caniyi öldürecektim. Tıpkı onun beni günlerdir öldürdüğü gibi bende karşısına geçecek ve her şeyi anlattıktan sonra alnının ortasına dayadığım silahın tetiğini çekecektim. Nefes alıp verişlerim hızlanmaya başladığı sırada gözlerimi yola sabitliyordum çünkü durmadan etraftan arabalar çıkıp duruyordu. Uzun zamandır araba kullanmadığım için de daha dikkatli davranıyordum çünkü trafik bıraktığımdan daha kötü durumdaydı. Yol boyunca arabanda inip biriyle kavga etmemek için kendimi zor tutuyordum. Arabayı Savaş'ın ofisinin olduğu tarafa doğru sürerken dikiz aynasından arkaya doğru baktığım zaman Ömer'in arabasının arkamda olduğunu fark edince sinirlendim ve kornaya basarak önümdeki arabanın çekilmesini sağladım. Çünkü bir an önce Savaş'ın yanına gitmem gerekiyordu eğer Ömer beni yakalarsa her şey mahvolurdu. Parmaklarımı direksiyonun üzerinde gezdirip dururken gözlerimde durmadan dikiz aynasına gidiyor, Ömer'in hâlâ arkamda olup olmadığına bakıyordum. Ömer'den kaçmak için ara sokaklara girmeye karar verdim ve böylece izimi kaybettirip Savaş'ın yanına gidebilecektim. Ama maalesef bu planımda işe yaramadı çünkü Ömer İzmit'i benden daha iyi biliyordu ve ben daha sokağın sonuna gelmeden bir yerden önüme çıkıp duruyordu. Daha da sinirlenmeye başladığım ve içimdeki intikam susmadan Savaş'a ulaşmak için aklıma başka bir şey geldi. Hemen cebimden telefonu çıkardım ve Savaş'ı aradım. Telefon birkaç arama sonunda açıldı ve Savaş'ın sesi bütün arabada yakılandı.
"Efendim Emir?" Sesini duyar duymaz içimde etmeye başladığım küfürleri yutmak zorunda kaldım çünkü şuan sırası değildi, her şeyin bir sırası vardı.
"Çok kötü bir şey oldu, Karacaoğulları'nın evine ne kadar kısa sürede gelirsin?" Diye sordum.
"Ne oldu? Önemli bir şey mi var?" Savaş arka arkaya sorular sıralamaya başladığı zaman ben yine kendimi kaybetmeye başlıyor ve içimdeki küfürler dudaklarımdan dökülmemesi için kendimi zor tutuyordum.
"Gelecek misin gelmeyecek misin onu söyle?" Diye bağırdım çünkü hâlâ istediğim cevabı alamamıştım.
"Tamam geliyorum ama gelmem biraz uzun sürebilir." Dedi Savaş ve bende hemen telefonu suratına kapattım.
Hemen gazı kökledim ve Kuzey'lerin evine doğru sürmeye başladım. Savaş'la buluştuğum zaman yapacağım şey aklıma gelince ister istemez bedenimin ısısı yükseliyor, bu soğuk havada terlemeye başlıyordum. İçimde beliren intikam ve nefret bana gerçekten bunu yaptıracak mı düşünmek istemiyordum sadece Savaş'la karşılaşıp yaptıklarını bir bir suratıma bakarak anlatmasını istiyordum.Dikiz aynasından tekrardan Ömer'e baktığım zaman hâlâ arkamda olduğunu gördüm. Ama bir yolunu bulup ondan kurtulmalıydım ya da onu yavaşlatmalıydım. Tam gazlamış gidiyorken birden kırmızı ışık yandığını görünce beklememeye karar verdim ve yola devam ettim. Neyse ki birden çıktığım için sürücüler üzerime doğru sürmemiş, sadece kornaya basarak beni uyarmaya başlamışlardı. Ama bende istediğim şeyi elde etmiş, Ömer'i kırmızı ışıkta bırakmıştım. Kuzey'lerin evine doğru yaklaştığımız zaman telefonumun çaldığını duydum, kafamı çevirip baktığım zaman Ömer'in aradığını gördüm. Sabahtandır beni takip ettiği ve sonunda izinim kaybettirdiğim için beni araması çok normaldi.
"Birazdan cevabını alacaksın Ömer..." Diye fısıldadım kendi kendime. "Birazdan nereye gittiğimi öğreneceksin."
Arabamla Kuzey'lerin kapısının önünde durduğum zaman hemen korumalardan biri yanımda belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romance"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...