Kuzey'in ağzından...Birkaç adım daha atıp gözlerimin içine bakan Emir'e daha da yaklaştım, heyecanlandığını görebiliyordum. Alnından inen ter damlasının şakaklarından aşağı inip güzel burnunu geçtikten sonra şuan dokunmak için zor tuttuğum yanaklarına vardığı sırada kendimi ona biraz daha yaklaştırdım. Dudaklarına bakıyordum, güzel kalın dudarına... Bir erkeğin dudakları bu kadar güzel olabilir miydi yoksa bu sadece Emir'e özel bir şey miydi? Sağ elimi kaldırıp Emir'in dudaklarına doğru uzattım, parmaklarımı dudaklarına değdirdiğim sırada gözlerini kapattı ve küçük bir ah çekti. Bende ister istemez ona dokunduğum zaman elimde beliren yoğun duygularla yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve dudaklarına doğru yaklaştım. Bu onu üçüncü defa öpüşüm olacaktı ve bu öpüşüm diğerlerinden farklı olacaktı biliyordum. Çünkü en son bu odaya geldiğimiz zaman çok sarhoştu, ona bunu anlatmaya çalışsam da o durmamıştı ve birden dudaklarıma yapışmıştı. O an hayatımda ilk defa bir erkeğin beni öpmesiyle neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde ona bakıyordum ve dudaklarını dudaklarımda hissettiğim zaman hiçbir kızda hissetmediğim elektriği almıştım. Sanki o dudaklar sırf benim onu öpmem için yaratılmış, sanki o dudaklar sırf benimle konuşsun, sırf benim parmaklarım üzerinde dolaşsın diye yaratılmıştı. O gece biraz öpüştükten sonra sarhoş olduğunu bildiğim için çok fazla ileri gitmek istemedim. Çünkü sabah kalktığı zaman her şeyi unutacaktı ve pişman olmasını istemiyordum. Ama o tabi ki rahat durmamıştı ve üzerindekileri bir çırpıda çıkarıp beni yatağı atmıştı bile. Yatakta öylece sırt üstü yattığım sırada üzerime doğru gelip beni tekrar öpmüştü. Bu öpücük beni ilk öptüğü seferden daha da etkilemişti ve elimde olmadan kendimi ona kaptırmıştım. Ellerimi saçlarında gezdiriyordum ve dudaklarını dudaklarıma her değdirişinde sanki tekrardan ölüp diriliyormuş gibi hissediyordum. Bedeninin loş ışıkta parlaklığı, sırtına dokunduğum zaman bende bıraktığı hisle daha önce duymadığım hazzı duymaya başlamıştım. Ama tabi ki ben kendimi kaptırmış gidiyorken birden Emir öpüşmeyi kesti ve kafası hafifçe göğsüme düştüğü sırada uyuyakaldığını anladım, yüzüme kocaman bir gülümseme oturttum ve beni iki dakikada çılgına çeviren bu çocuğu kollarımın arasına alıp uyuttum.
Şuan ikinci kere karşımda duruyordu ve ikimizde sarhoş falan değildik. Ellerimi yüzünden çektikten sonra gözlerini açtı, bana her zamanki bakışıyla bakıyordu. Koyu yeşil gözlerini kocaman açmış ve birazdan olacakları düşünüyor gibi. Tam üzerine doğru gidiyordum ki ellerini üzerimdeki gömleğimde gezdirmeye başladı ve üst düğmemi yavaşça açtı. Gömleğimin düğmelerini soymaya devam ederken gözlerini benden ayırmıyordu. Ve o zaman bir kere daha anlamıştım, bu çocuk beni deli ediyordu ve sürprizlerle doluydu. Gömleğimin düğmelerini soyduktan sonra yavaşça kollarıma dokundu ve çıkarmama yardım etti. Karşısında üstsüz bir şekilde duruyordum, bakışlarında beni daha önce çıplak gördüğü zamanlardaki gibi bir hayranlık vardı. Bunu ilk günlerde anlamıştım ama onun bana karşı bir şeyler hissettiğini bir türlü kendime inandıramamıştım. O kadar tatlıydı ki böyle birinin beni seveceğini hiç düşünmemiştim. Sadece oyunu oynamak için yanımda kalıyor sanmıştım. Üzerimdeki gömleği çıkarıp yatağın üstüne attığı sırada bende ellerimi beline doğru uzattım ve üzerindeki tişörtü bir çırpıda çıkardım. Yine bütün vücudu odanın ışığında parlıyordu, pürüzsüz ve o kadar güzel bir renge sahipti ki. Sanki daha önce böyle bir ten rengi görmemiş gibi hissettiriyordu bana. Ve o beli, hafif belirginleşmiş karın kaslarının etrafındaki ince beli... O bele yerleşip bütün bir ömrümü orada geçirebilirdim. Daha fazla dayanamayıp ellerimi beline attım ve onu kendime çektim. Kafamı dudaklarına doğru yaklaştırdıktan sonra küçük bir öpücük kondurdum. Bu küçük öpücük beni mest etmeye yetmişti ben bir sonraki öpücüğü kondurmayı düşünürken o birden beni kafamdan tuttu ve kendine doğru çekti. İşte beni yine beni şaşırtıyordu ve dudakları dudaklarıma değip duruyordu. Onu hafifçe kavrayarak ayağı kaldırdım ve öpüşmemiz devam ederken yatağı doğru yatırdım. Yatağın üzerinde duran şarap kovasını elimin tersiyle yataktan atıp yere düşüp çıkardığı sesi umursamayarak Emir'i öpmeye devam ettim. Her öpüşümde onu içime daha da sokasım geliyordu. Ellerimi bedeninde gezdirmeye başladığım sırada parmaklarımda bıraktığı his beni alıp başka yerlere götürüyordu, hep olmak istediğim ama bir türlü olamadığım yerdeydim şuan. Emir'in kollarında...
"Sanırım sen benim Romeo'm oldun." Dedi dudaklarını yavaşça benden çekerek.
"Bu durumda sende benim Romeo'm oluyorsun." Dedim bende kafamı biraz geriye çekip gülümseyerek.
"Evet, bu hikâyede Juliet'e yer yok. Ve iki Romeo birbirini sever." Dedi ve gülümseyerek dudaklarıma doğru yaklaştı.
"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." Dedim, tıpkı Emir'in bana diğer bütün kadınları unutturduğu gibi.
Gözlerimin içine aşk ve mutluluğum karışık olduğu bir şekilde baktığını görünce onu kendime daha da çektim ve bütün nefesimi onun kokusuyla doldurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romansa"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...