Son sözümden sonra Kuzey, hiçbir şey söylemeden öylece gözlerime bakmaya devam etti. Her şeyi affedip olan biteni unutmam için bir ışık aradığını biliyordum ama yapamazdım, o kadar sözden sonra kalbimde kırılmamış yer bırakmadıktan sonra onu affedemezdim.
"Emir ben pes etmiyorum." Dedi ve yanıma yaklaşıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra hiçbir şey demeden kapıyı açtı ve kendini dışarı attı.
Kapının önünde Kuzey'in az önce beni öpmüş olmasının vermiş olduğu hisle boş boş dikilmeye başladım. Ellerimi dudaklarıma götürdüğüm sırada içimde susturmaya çalıştığım bir ses peşinden gitmemi ve onu affetmemi söylüyordu ama diğer sesler o kadar güçlüydü ki onu duyamıyordum. Ya da duymazlıktan geliyordum tıpkı diğer her şeye yaptığım gibi. Ellerimi dudaklarımdan çektikten sonra tekrardan oturma odasına döndüm ve kendimi koltuğa attım. Dizlerimi ağzıma kadar çektiğim sırada ileri geri sallanmaya başladım. Onca olandan sonra şimdi ne yapacaktım, hayatıma nasıl devam edecektim? Her şeyi bir kenara bırakıp hiçbir şey olmamış gibi nasıl yaşayacaktım? Kendi içimde kazdığım kuyularımda sessizce boğulmayı beklediğim sırada kapı açıldı ve kafamı çevirdiğimde gelenin Merve olduğunu gördüm. Hemen yanıma geldi ve ellerini saçlarıma doğru uzattı.
"Gelirken Kuzey'in arabası evden çıkarken gördüm." Dedi parmaklarını saçlarımda gezdirerek.
"Evet, az önce buradaydı. Sanırım her şeyi bitirdik." Dedim, Kuzey'le olan ilişkimizin bittiğini sesli bir şekilde söylediğim zaman duygularıma ne kadar ağır geldiğini fark ettim.
"Ama yapamıyorum, sanırım bunu kaldıramayacağım." Dedim tekrardan ve kollarımla Merve'i sarıp gözyaşlarımı serbest bıraktım.
"Bu günler geçecek ve ikiniz tıpkı eskisi gibi olacaksın. Bunu biliyorum." Dedi Merve kollarının arasından.
Ona inanmak istiyordum, şuan ki bulunduğum kötü durumdan kurtulacağımı ve Kuzey'le ilişkimizin eskisi gibi devam edeceğini düşünmek istiyordum.
"Tamam bundan sonra üzülmek ve ağlamak yok. Şimdi ne yapacağımı düşünmem gerekiyor." Dedim birden Merve'nin kollarından sıyrıldım ve gözlerimi ellerimle sildim.
"Heh şöyle." Dedi Merve'de gülümseyerek.
Kendime geldiğim sırada bundan sonraki hayatımı tartışmaya başladık. Eskişehir'e geri dönmeyi gerçekten istiyordum ama sınavlarım için durmadan gelip gidecek olmam beni yıpratacaktı ve eğitimimi de etkileyecekti. O yüzden İzmit'de kalmayı denemeye karar verdim, Merve'de hemen bana uygun bir ev bakacaktı. Bende buraya geldiğimden beri kullanmadığım banka hesaplarıma bakacaktım ve elimde ne kadar param varsa ona göre kendimi hazırlayacaktım. Babaannemin yüklü bir para gönderdiğini biliyordum, aynı şekilde annem ve babamın da her ne kadar evden kaçar gibi gitsem de beni parasız bırakmayacaklarına da emindim. O yüzden bankamdaki parayla bir ayı rahat geçirebilirdim, daha sonrası içinde işe girer bir şekilde hallederdim. En azından kimsenin çatısı altında yaşamamış olacaktım ve bir daha Sinan Bey ve Aysel Hanım'ı görmeyecektim. Yapmam gerekenleri tek tek ayarladıktan sonra Merve bize dışarıdan pizza söyledi.
"Bu gün benden çok bahsettik birazda sizden bahsedelim." Dedim önümde duran pizzaya uzanarak.
"Biz?" Dedi Merve, birden elindeki pizzayı yerine bırakıp bana şaşkın şaşkın bakarak.
"Yani Bartu ve sen..." Dedim ve göz kırptım.
"Şey aslında pek bir şey yok aramızda sadece konuşuyoruz o kadar." Dedi gözlerini kaçırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romance"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...