Bölüm 44

16.2K 739 167
                                    

    Multimedya, denizden çıkan Kuzey seksiliği...

          Biraz daha bahçede boş boş oturduktan sonra odama geçtim ve aklımdaki düşünceleri birkaç saatliğine susturup Kuzey'le buluşmaya karar verdim. Odama gidip hazırlandığım sırada Rime'de odasında mamasını yiyordu.  Üzerimi giyip hazırlandıktan sobra Kuzey'e  hazır olduğumu belirten bir mesaj attım. Malum evden dışarı çıkmam yasak olduğu için yine gizli kapıdan kaçıp Kuzey'le buluşmam gerekiyordu. Gitmek için hazır olduktan sonra Rime'nin tasmasını taktım ve kucağıma aldım. Sırt çantamı alıp odamın kapısını da sessizce kilitleyip yavaş adımlarla mutfağa yöneldim. Oradan da arka bahçeye geçerek çardağa doğru yürüdüm. Her adımımda arkama bakıp duruyordum çünkü korumalardan biri olaya uyanırlarsa babama öteceklerini biliyordum. Eğer öterlerse de benim için esas ev hapsi o zaman başlıyor olacaktı. Sessizce çardağın yanındaki kapıya ulaştığım sırada hemen kapıyı açtım ve kendimi Kuzey'lerin bahçesine attım. Biz bahçeye girer girmez Rime, Kuzey'i gördüğü için kucağımda tepinmeye başladı ve bende daha fazla onu tutamayıp yere bıraktım.  Rime, tüm hızıyla koşup Kuzey'in bacaklarında durduğu sırada havlayarak ona selam vermeyi de ihmal etmemişti. Bende yavaş adımlarla onlara doğru yürüdüm ve Kuzey'in yanına yaklaştıktan sonra yanağına doğru yaklaşıp öptüm.

"Babasını çok özlemiş." Diye fısıldadım kulağına doğru.

"Bende onun diğer babasını özledim." Dedi o da sessiz bir şekilde.

Birbirimize birkaç saniye bakıp gülümsedikten sonra Rime'i kucağıma aldım ve kimseye yakalamadan otoparka doğru yürüyüp kendimizi arabanın içine attık. Ön koltuğa oturduğum sırada emniyet kemerimi bağladım ve Rime'de kucağımda hareketlenmeye başladığı için onu ayakucuma bıraktım.

"Kendimi giyotine doğru yürüyen bir suçlu olarak hissetmem normal mi?" Dedi Kuzey kafasını bana doğru çevirip.

"Ya o kadar abartmayalım biraz eğleneceğiz sadece. Pardon eğleneceğim." Dedim ve yine pis pis sırıtmaya başladım.

Kuzey arabayı çalıştırdıktan sonra yola koyulduk, aylar sonra ilk defa onunla yine aynı arabadaydım. İzmit'e geldiğim zamandan beri tek şoförüm o olmuştu ama malum vurulma olayı ve sonrasında gelişen olaylardan sonra hayatlarımız birden değişince ayrı kalmıştık. Şimdi yanımda olduğu için kendimi çok şanslı hissediyordum. Onca şeye rağmen hâlâ birlikteydik ve bu birlikteliğimize kimse engel olamamıştı.

"Bu şarkı sana gelsin o zaman." Dedi Kuzey, parmaklarını müzik çalara doğru uzattı.

Bende şaşkın bir şekilde çıkacak olan şarkıyı beklemeye başladım. Şarkı kemençe sesiyle başladığı sırada şaşkınlığım daha da arttı.

"Dur bakma bana öyle, içime akıyor kara gözlerin. Ne hisset ne de söyle, canımı yakıyor veda sözlerin..." Volkan Konak söze girdiği zaman ister istemez gülmeye başlamıştım çünkü Kuzey'in böyle bir şarkıyı bana ithaf edeceğini düşünmemiştim.

"Ya delisin gerçekten." Dedim gülüşlerimin arasında.

Kafasını tekrardan bana doğru çevirdi ve: "Seviyorum da uşağum!" Diye bağırdı bütün arabayı doldurarak.

Tabi bende bu tepkiden sonra tekrardan gülmeye başladım, gözlerimin gülmekten yaşardığını fark ettiğim sırada elimle hemen sildim ve dayanamayıp ellerimi Kuzey'in yüzüne doğru uzattım.

"Alnuma yazdı kader silemedum." Dedim ve tekrardan gülmeye başladım.

O da bana eşlik ederek gülmeye başladı, yol boyunca bir dakika olsun kendimi durduramamıştım. Bir ara Kuzey'e Seka Park'a gideceğimizi söylediğim zaman durmuştum ama sonra tekrar gülmeye başlamıştım. Daha sonra müzik bitince yavaş yavaş kendime gelmiş ve camı açarak biraz içeri hava doldurmuştum. Derin nefesler alıp vererek gülerken unuttuğum oksijeni tekrardan içime doldurdum. Kuzey, Seka Park'a geldiği sırada arabayı park etti bende çantamı sırtıma geçirdim ve Rime'i hemen kucağıma alarak arabadan indim. Daha sonra tasmasındab tutarak Rime'i yere bıraktım ve onunla birlikte yürümeye başladım. Kuzey'de bize yetişmiş yanımızda yürüyordu.

Tuhaf Bir Evcilik OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin