Kuzey boş boş biraz suratıma baktıktan sonra kendine geldi ve hışımla doğrulup hemen odanın diğer ucuna adeta uçuşa geçti. Üzerinde sadece siyah Calven Klein marka bir boxer vardı ve Yunan heykeli gibi vücuduyla dikilmiş bana doğru bakıyordu. Bir dakika onlar six pack miydi yoksa ben hâlâ alkolün etkisinde miydim?
"Tamam ben bakmıyorum hemen üzerine bir şeyler giy." Aniden çocuğa değişik duygular içinde baktığımı fark ettim ve elimle gözlerimi kapattım.
"Tamam giyindim gözlerini açabilirsin." Dedi birkaç uzun dakika sonra.
O giyinmişti fakat ben hâlâ çıplak bir şekilde yatakta yatıyordum ve çarşafı neredeyse arşa kadar çıkarmıştım birazdan nefessizlikten boğulup gidecektim.
"En son ne hatırlıyorsun?" Dedi ve yanıma doğru gelmeye başladı.
Çarşafı dudaklarıma kadar indirdim: "Seninle dans ettiğimizi..." dedim ve konuşmam bittikten sonra tekrar kaldırdım.
"Güzel, zaten işler ondan sonra koptu. Yani koptuk. Çünkü ben senden daha çok şey hatırlıyorum." Dedi ve o anda neler hatırlıyor olabileceği aklımın ışık hızıyla gidip gelmeye başladı.
Şuan şehrimize uzaylılar saldırsa da beni bu yatakla beraber alıp uzayın en ücra köşelerine götürseydi keşke çünkü daha ne kadar utanabilirim bilemiyorum.
"Deli gibi dans ediyorduk, etrafımızda çok fazla insan vardı ve tabi ki içiyorduk da." Dedi ve komedinin üzerinde duran bardağa biraz su koyup peçetenin üzerinde duran hapları da bana doğru uzattı: " Bunları iç, baş ağrını ve mide bulantını geçirir." Diye ekledi.
Bende elimi yorganın altından uzattım ve ilaçları alıp yuttum. Ama şuan beni etkileyen şey başımın deli gibi ağrıması, boğazımın yanması ve midemin bulanması değildi. Dün gece ne yaşadığımızdı.
"Ben özür dilerim gerçekten o restoranda şarabı biraz fazla kaçırmış olabilirim sonra buraya gelmemiz falan hepsi benim suçum." Dedim, evet şuan gerçekten kafamı yorganın içine sokup bir saat boyunca çıkarmayıp nefessizlikten boğulup ölmek istiyordum.
"Özür dilenecek bir durum yok ortada, bende eğlenmek istedim ve dün gece uzun zamandır ilk defa bu kadar eğlendiğimi hatırlıyorum." Dedi, beni teselli etmeye mi çalışıyordu yoksa doğruyu mu söylüyordu karar veremiyordum.
"Sen en son ne hatırlıyorsun?" Dedim hâlâ neden üzerimizde sadece boxer kaldığını merak ediyordum.
"Saat epey bir geç olmuştu bende bizim şoförlerden birini aradım ve bizi otele bırakmasını söyledim. O da bizi buraya getirdi, ondan sonrasını pek hatırlayamıyorum. Yani eğer merak ettiğin şey neden soyunuk olduğumuzsa, bilmiyorum." Dedi ve dudağını ısırdı.
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum, gerçekten hayatımda yaşadığım en rezil durumlardan birini şuan yaşıyordum ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Dün gece ne yaşanmıştı, nasıl bu halde yatakta yatıyorduk hatırlamıyordum ve bir tarafımda bilmemeye devam etmemi istiyordu.
"Her şeyi unutup eve gitsek?" Dedim, olan oldu desem daha mantıklı olurdu her halde.
O da tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki susup sadece tamam der gibi kafasını salladı. Bende kendimi yataktan çıkardım, karşı koltukta tişörtüm ve pantolonumu görünce hâlâ üzerimde bir şey olmadığı aklıma geldi. Ani bir utanma ve yanaklarıma toplanan kızarma duygusuyla öylece Kuzey'in yüzüne baktım. Kuzey'de hiçbir şey olmamış gibi bana bakmaya devam ediyordu. Kaşımı ne oluyor der gibi kaldırdığımda tamam anladım diyip odadan çıktı ve bende hemen üzerimi değiştirip odadan ayrıldım. Otelin lobisine indiğimde Kuzey elindeki telefonuyla uğraşıyordu bende yanına doğru yürüdüm ve tam o sırada telefonun ekranında ikimizin baya samimi bir şekildeki fotoğrafını görünce olduğum yerde OHA diye bağırdım. Bütün lobidekiler vermiş olduğum tepki karşısında bana doğru baktılar fakat benim şuan umursadığım şey onlar değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romansa"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...