Kuzey'e mesaj attıktan sonra hizmetçilerden birine çantalarımızı kapıya indirmesini söyleyip Kuzey'in babaannesinin odasına gittim. Kapıyı tıklatıp kafamı içeri soktuğum sırada odanın içinden gelen orkide kokuyla hafifçe bedenimi içeri çektim ve kocaman bir odanın ortasında kaldığımı fark ettim. Osmanlı dizaynı kullanılmış bu odada ağzım açık etrafa bakmaya devam ediyordum. Kocaman bir yatak üzerinde işlemeli epey bir pahalı olduğunu düşündüğüm yatak örtüsü, onun yanında ahşap ve yine gayet şık duran bir komedin... Tabi yatağın başının tam üzerinde duvara asılmış bir şekilde duran Kuzey ve babaannenin resmi bana bir kere daha Kuzey'i ne kadar sevdiğini hatırlatmıştı. Yatağa doğru yaklaştığım zaman ayağımın altındaki işlemeli halı dikkatimi çekti, kahverengi tonundaki halının üzerine o kadar güzel işlemeler yapmışlardı ki insanın o işlemelere baktıkça bakası geliyordu. Ben kendimi odanın büyüsüne kaptırmış bir şekildeyken babaanne bir odadan çıkıp karşımda belirdi.
"Ah sen miydin bende Nermin geldi sandım." Dedi yavaş yavaş yürüyerek pencerenin yanında duran padişah koltuğu gibi duran koltuğa oturarak.
Bende biraz ona baktıktan sonra eliyle karşısındaki koltuğu işaret etti ve bende hemen gidip koltuğa oturdum. Koltuğun rahatlığına diyecek bir şey bulamıyordum o da yetmezmiş gibi pencereden sızan rüzgârın odayı hafifçe doldurması içimi daha da huzurla dolduruyordu.
"Demek ki gidiyoruz, Emir sana teşekkür etmem gerekiyor sanırım. Böyle bir teklifte bulunduğun için..." Babaanne konuşmaya başlayınca gözlerim onunla buluştu.
"Teşekkür edecek bir durum yok lütfen. Hem babaannemle çok iyi anlaşacağınızı umuyorum." Dedim, babaannem herkese karşı çok iyi olmuştu şuana kadar umarım Kuzey'in babaannesine de aynı ilgiyi gösterirdi.
O da kafasını salladıktan sonra biraz daha öylece oturup ikimizde aynı anda ayağı kalktık ve birlikte odadan çıktık.
"Şey bu arada babaannem Kuzey'le olan ilişkimi bilmiyor sizde bir şey söylemezseniz..." Dedim kapıya doğru giderken.
"Hayır tabi ki söylemem. Bu seninle Kuzey arasında isterseniz siz söylersiniz."Dedi babaanne beni rahatlatarak çünkü babaannemin nasıl bir tepki vereceğini hâlâ kestiremiyordum.
Birlikte kapıya geldiğimiz sırada görevlilerden biri gidip babaannenin de bavulunu getirdi ve Kuzey'in gelmesini bekledik. Büyükada'a gideceğimiz için şoförlerden biri bizi arabayla vapura kadar götürecekti daha sonra eve geçirdikten sonra gidecekti. Bizde Kuzey'in daha gelmediğini anlayınca babaanne şoföre arabayı hazırlattı ve arabaya doğru yürümeye başladık. Siyah bir Mercedes Vito VİP'in önünde durduğumuz zaman şoför hemen önümüze geçip kapıları açtı. İçeri girdiğimde derinin kokusu bütün burnumu doldurmuştu, bunun yanında içerideki koltukların rahatlığını, küçük bir minidolabı ve LCD ekran kocaman televizyonu gördüğüm zaman yolculuğun eğlenceli geçeceğini anladım. Arabayı incelemeye devam ederken kapı tekrardan açıldı ve Kuzey nefes nefese içeri girdi.
"Kusura bakmayın, işim biraz uzun sürdü." Dedi ve babaannesine yaklaşıp yanağına küçük bir öpücük kondurdu.
Daha sonra yanıma oturup kulağıma doğru: "Ne haber yavrum?" Dedi fısıldayarak.
Kuzey'in yavrum derkenki sesinde beliren seksiliği söylemiş miydim söylemediysem tam söylememin sırası bence çünkü her defasında o seksiliğe salıncak kurup sallanmak istiyorum. Kuzey üzerindeki ceketi çıkarıp astıktan sonra babaannesiyle küçük bir sohbete daldılar. Bende yanımdaki mini dolabı açtım ve elime ilk geçen içeceği aldım. Kolamı açmış içiyordum ki arabanın İzmit'in sokaklarına karıştığını gördüm, camlar filmli olduğu etrafa bakarken daha rahattım. Bir yandan kolamdan yudum alıyor bir yandan da insan kalabalığı arasında gözlerimi gezdiriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Evcilik Oyunu
Romansa"Bazen bir erkek sana bütün kadınları unutturur." "Aşkın cinsiyeti yoktur." Yıllardır ailemin baskısıyla hiçbir şey yaşayamamış bir çocuk olarak sessiz hayatıma devam ediyordum ta ki başka bir şehre kaçana kadar. Evet, hayatım boyunca yapmak is...