Bölüm 8

18.2K 1.4K 600
                                    

İyi okumalar...

"Uyan artık."

"Cecelia!"

Tepemde duyduğum sesler ile mızmızlanarak açtım gözlerimi.

"Acıktım. Uyan da yemekhaneye gidip kahvaltı yapalım."

"Jessie?"
Mırıldandığımda sesin sahibi yeniden konuştu.

"Sesim kız sesi gibi mi geliyor?"

"Alec?"

Gözlerim bulanık gördüğü için hızla açıp kapatıyordum. Alec dedikten sonra ses kesilmişti. Görüşüm iyice netleştiğinde karşımda bana sinirle bakan bir Klaus duruyordu.

"Odama nasıl girdin sen?"

"Bu okul ve içindeki binlerce yetenekli sana garip gelmiyor ve benim odana girebilmiş olmamı sorguluyorsun?"

"Sen de haklısın tabii."

Deyip gerindim. Odam yol geçen hanı olmuştu bir kere, kaçış yoktu.

"Alecle ne konuştunuz dün?"

"Nereden gördün sen?"

Diye sordum merakla. Ayılmıştım birden.

"Jessie çıkıyorlar diye uçuyordu etrafta."

"Uçabiliyor mu o?"

Şaşkınca baktığımda göz devirdi.

"Sevinçten uçuyordu demek istedim."

"Ha. Geçmiş olsun demeye gelmişti."

"Emin misin?"

"Giyinmeliyim, hadi sen aşağı in."

Arkadaşım da olsa bu konu fazla özele giriyordu ve o bir erkekti. Bana hesap sormasına izin vereceğimi sanmıyordum.

"Peki."

Memnuniyetsizce mırıldanıp giyinmem için odamdan çıktığında dolabımdan kırmızı ve çok dar olmayan bir tişört alıp siyah kısa bir şort ile giydim. Altıma da ayak bileğimin boyunu hafif geçen su yeşili converse tarzı bir ayakkabı giymiştim.
Zıt renklerin uyumunu hep sevmişimdir.
Saçlarımı at kuyruğu yapıp yemekhaneye indiğimde girer girmez dikkatimi çeken Jessie'nin olduğu tarafa doğru gidip masaya oturdum.

Oturduktan birkaç dakika sonra Alec geldiğinde göz devirmemek için zor durmuştum.

"Selam güzellik."

Yanağımda hissettiğim öpücükle gözlerimi pörtletip birileri gördümü diye hızla etrafa bakındım. Umarım kimse -özellikle Klaus -görmemiştir.

Biraz daha bakınmam ile bizim oturduğumuz yere doğru bayağı sinirli bir ifade ile bakan Klaus'u görmem bir olmuştu.
Onu tamamen unutmuştum. Bir bana bir Alec'e bakıp dışarı çıktığında derin bir nefes verdim.
Onu sonradan fark eden Alec de sinirli görünüyordu. Jessie anlamış olacak ki ortamı yumuşatmak adına sevgi kelebeği gibi sırıtmaya başladı.

"İlişkiniz nasıl gidiyor?"

"Bir ilişkimiz yok Jessie."

"Ee ama siz de karar verin artık Cecelia."

Tıpkı Jessie gibi Alec de sıkıntıyla soluyup ayağa kalkarak ilerideki masada bulunan vazoyu eline alıp içindeki çiçekleri çıkarttı.
Onun ne yaptığını merakla izlerken tam önüme dikilip tüm yemekhaneye susmaları için bağırdı. Ne yapıyordu bu çocuk?

Yetenekliler Okulu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin