ACABA BU BÖLÜME BOL BOL YORUM ALABİLİR MİYİİM??
Kendisi 3400 küsur kelimelik bir bölüm de!!!
Neyse, bölüm gecikti biraz üzgünüm, bazı sağlık sorunlarım vardı da. Sağlık sorunları demişken aman diyeyim ha kendinize dikkat edin, virüsün kol gezdiği zamanlar.
İyi okumalaar..."Ne yapıyorsun?"
Şaşkınca sorduğumda başını hafifçe yana eğdi, zihnimi okumaması adına korumaya almayı akıl ettiğimde yüzünde tek bir mimik olmayışı içime küçük bir korku tohumu ekerken bunu dışımdan yansıtmamak adına ben de ifadesiz kalmaya çalışıyordum."Bana sürekli temas etmeye çalışmanı neye bağlamam gerektiğini düşünüyorum."
Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken dudaklarımı bir şeyler söyleyebilmek adına araladım, bu girişimimde başarısız olduğumda yüzündeki ciddiyetin biraz da olsa azaldığına şahit olmuştum. Alay mı ediyordu yoksa ciddi miydi? Alay etmiyorsa egosu için bir zırh kuşanmam gerekebilirdi çünkü.
"Beni sinirlendiriyorsun, bu yüzden sana tahammül edemeyip vuruşumu hoşlantı olarak algılayacak kadar ruh hastası mısın gerçekten?"
Başını yeniden yana eğip yüzüme yaklaştığında şaşkınlıktan indiremediğim kaşlarıma iyice açılan gözlerim de eşlik etmişti.
"Çekilir misin önümden."
Bu bir soru cümlesi değildi. Aksine sesim avının üzerine saldırmak üzere olan bir aslanınki gibiydi. Yani, bana göre öyleydi.
"Çekilmezsem ne yapmayı düşünüyorsun? Beni annen ve babana 'eş adayım beni duvarla arasına sıkıştırdı' diye şikayet mi edeceksin?"
Gözlerimi birkaç saniye kapatıp açtığımda artık iyice keyiflendiğini iki yana kıvrılan dudaklarından anlayabiliyordum. Aniden geri çekildiğinde duvara sertçe bastırdığım bedenimin gevşediğini hissedip doğrulmaya çalıştım.
"Bu tarz şakalardan hoşlanmam Taehyung. Neden gidip Lemarize durumu tam anlamıyla açıklamıyorsun?"
Kaşları alayla havalanırken başını salladı.
"Ben de bana vurulmasından hoşlanmam Oswant. Kraliçe olacaksın ama hâlâ çoğunlukla ergen biri gibi davranıyorsun. Ayrıca Lemarizin bunlardan zaten haberi vardı, aksi halde o kadar sakin kalmazdı."
Son dediklerini umursamadan alayla hah'layıp kollarımı önümde birleştirdiğimde aynı şekilde karşılık verip tam önüme dikildi.
"Ben ergensem sen ergenliğini en ağır yaşayan türlerdensindir. İki gün öncesine kadar sen benim kölemsin, ben evrenin en güçlü varlığıyım diye dolanan ben değildim unutma."
Kıkırdadığına ikinci kez şahit olmuşken ne yaptığını fark edip yeniden ciddi tavrını takınması ile göz devirdim. Gülerken daha güzeldi ama o suratsızlığını maskesi olarak kullanmayı tercih ediyordu.
"Düşüncelerin beni rahatsız ediyor. Üzerime atlamayacaksın değil mi?"
Tek kaşını kaldırdığında diğer gözüne oranla bir kat daha fazla açılan gözüne birkaç saniye bakıp bakışlarımı yüzünde gezdirirken düşüncelerimi duymaması adına zihnimi ona yeniden kapattım. Dünyadayken hiç Koreli arkadaşım olmamıştı.
Hepsi onun kadar prüzsüz tene ve kusursuz bir yüze sahip miydi yoksa o sayılı üretim miydi merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetenekliler Okulu
FantasyYıllarca ait olmadığınız bir gezegende sahip olduğunuz onlarca doğaüstü gücü kimseye belli etmeden yaşamak zorunda kalsaydınız; size verilen şans ile her daim merak ettiğiniz esas gezegeninize gitmek ister miydiniz? Peki orada yaşayanların yalnızca...