"İkisini de depoya götürün!"
—
Gözlerimi açtığımda, daha doğrusu açamadığımda birkaç ses işittim.
Başımı sesin geldiği yöne doğru çevirmem ile inanılmaz bir ağrı hissetmem arasında birkaç salise geçmiş olmalıydı.Acı beynimi yerinden söküp alıyorlarmış gibi kuvvetliyken idrak ettiğim birkaç sesin ardından tanıdık gelen sesler ile acı ikinci plana geçmişti. Bana doğru gelmeye başladıklarını adım sesleri sayesinde anladığımda kıpırdanmaya bir son verdim ve yapacaklarını beklemeye başladım.
Görüşümü engelleyen bez parçasını açtıklarında ne kadar süredir hakim olduğunu bilmediğim karanlık yüzünden hemen açamamıştım gözlerimi.
Bir süre sonra yavaşça açıp etrafa baktığımda depo tarzı bir yerde olduğumuzu anladım.
Etrafı biraz süzdükten sonra görüş açıma giren adamları görmemle kısa çaplı bir şok geçirmem bir olmuştu."Naber Cece? "
"Siz?"
"Evet biz."
İnanmak zor olsa da karşımda iğrenç sırıtmaları eşliğinde konuşanlar aynı sınıfta olduğum Paul ve Brad'ti.
"Ne istiyorsunuz bizden bu saçmalık da ne?! Alec nerede?"
"Şşh. Ses tonuna dikkat et. Ayrıca merak etme, o oldukça iyi. Tabii şimdilik."
Ve iğrenç bir kahkaha daha.
Telekinezi ile iplerimi çözmeye çalıştığımda başıma yeniden iğrenç bir ağrı girmesi ile acıyla inledim."Boynunda takılı olan kolye güçlerini etkisiz hale getiriyor, boşuna uğraşma güzelim."
"Paul. Kesin şunu. Bizden ne istiyorsunuz?"
"Sizden değil Cecelia, senden bir şey istiyoruz."
Kaşlarımı çattım. Tamam sınıfta aramız iyi değildi ama bu kadarı fazla değil miydi?
"Alec'e aşık mısın?"
Dikkatimi yeniden ona verdim.
"Sana ne bundan?"
"Klasik asabi Cecelia diyorsun yani? Hmm."
"Alec nerede? Onu görmek istiyorum."
Deyip bağlı olduğum sandalyede debelenmeye başladım. İşe yarayacağından değildi.
İçinde bulunduğum ruh hali saçma şeyler yapmama olanak sağlıyordu o kadar."Sözümüzü dinleyip uslu bir kız olursan neden olmasın?"
Bu sefer Brad konuşmuştu.
"Ne istiyorsunuz?"
Paul sırıtarak cevap verdi.
"İşte beklediğim soru."
"Uzatma Paul. Ne istiyorsunuz?"
"Sabırlı ol biraz."
"Ne sabırı ya? Oyun mu oynuyorsunuz siz?"
"Susucak mısın yoksa sevgili Alec'ini gözünün önünde öldüreyim mi?"
İşin içine ölüm sözcüğü girdiğinde gözlerimi korkuyla açtım. Aynı sınıftaydık ve onlarla toplasan iki kere konuşmamıştım şu ana kadar. Benden ne istiyor olabilirlerdi?
"Tamam...Tamam ona dokunma lütfen.."
"Hah şöyle."
Paul Brad'e döndü.
"Alec'i getirin."
Brad depodan çıkıp birkaç dakika içinde Thomas ile birlikte Alec'i getirdiğinde hızla üstünü inceledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetenekliler Okulu
FantasíaYıllarca ait olmadığınız bir gezegende sahip olduğunuz onlarca doğaüstü gücü kimseye belli etmeden yaşamak zorunda kalsaydınız; size verilen şans ile her daim merak ettiğiniz esas gezegeninize gitmek ister miydiniz? Peki orada yaşayanların yalnızca...