Bölüm 35

8.5K 541 214
                                    

Kitabın en beğendiğim bölümlerine geçiş yapıyoruz arkadaşlar. Bu önemli bir geçiş bölümü, aklınıza takılanlar varsa sorabilirsiniz :)

Medya-Klaus

İyi okumalar...

"Anlaşacaksak önce şunu öğreneceksin. Adınız neden Seltae hiç düşündün mü?"

Dedikleri ile parmaklarımla yokladığım görünmez duvarı bırakıp ona doğru döndüm.
Bunu o mu yapmıştı? Ayrıca diğer deniz insanları hipnotize mi olmuştu? Son bir haftadır yaşadığım hiçbir şeyi anlamadığım yetmiyormuş gibi bir de bu çıkmıştı.

"Bıktım artık, gideceğim buralardan..."
Ağlamaklı bir halde gemileri yanmış kaptan modunda konuşmam üzerine bir kıkırtı doldurdu kulaklarımı. Bana gülüyor muydu bir de?

"Daha hiçbir şey görmedin. Şimdi git ve oyunlar için dinlen, işin zor olacak."

Neyi uzatıyorduk ki gerçekten de?

"Haklısın, saçma kavgaların anlamı yok. İyi anlaşıp adil yarışalım."

Kaşları alayla kalktığında önümdeki görünmez duvarın yok olduğunu fark edip hızla çıkmıştım odadan. Yarın gelen tüm türler bahçedeki büyük alanda toplanıp oyunlar adına bilgi alacaklardı.
Buna pek hevesli olmasam da başka türler ile yarışacak olmak ufak bir heyecana sebep oluyordu, bunu inkar edemezdim.
Deniz insanlarının güçlerini öğrenebilmek adına daha sonra ayrıntılı bir araştırma yapmayı aklıma not ederek odama girdiğimde tek isteğim güzel bir uyku çekebilmekti.

-Bir gün sonra-

Tüm gece sebepsizce uyuyamamıştım demeyi fazlasıyla istesem de hayatımda onlarca boktan olay olduğu ve sürekli yenileri eklendiği için uyuyamadığım bir gerçekti. Sabahın köründe Lonan, Lemariz, diğer ırk yöneticileri ve okul yönetiminden sorumlu üç profesör onlara özel hazırlanan platformda yan yana oturmuş konuşurlarken büyük alana dizilmiştik.
Her yarışma grubundan dört temsilci şeklinde burada dikilmeye zorlanmışken başta sıkılmış olsam da diğer türler alanı doldurmaya başladığında şaşkınlıkla onları gözlemlemeye başlamak dikkatimi toplamam ve sıkılmamam adına önemli bir rol oynamıştı.

Ten rengi mora çalan lacivert gibi olan yarışmacılar şu an için dikkatimi en çok çekenlerdi.
Kulakları elf kulaklarını andırıyordu, yüzlerinin ve kollarının giydikleri garip deri kıyafetten açıkta kalan kısımları bir yanığın ardından kalan deri bozulmaları gibi görünse de bunun onlara ayrı bir hava kattığı bir gerçekti. Vücutları yer yer dövmeyi andıran semboller barındırıyordu. Vücut yapıları ten renkleri dışında bizden çok da farklı sayılmazdı. Daha çok yanlışlıkla bir iksir içip laciverte dönmüş gibiydiler.

"Tüm türlerin temsilci öğrencileri burada mı?"

Bay Hall Hades'e ev sahipliği yaparak sorduğunda türler hep bir ağızdan yüksek bir "evet" cevabı vermişti. Yedeklerde olacağımı düşünürken bir anda esas yarışmacı olmamı neye borçlu olduğumu gerçekten merak ediyordum.

"Denbora gizonak, öne çıkın."

Yönetici alanında oturan, öğrencileri ile aynı ten rengini paylaşan kadın ayağa kalkıp işaret verdiğinde az önceden beri kestiğim dört öğrenci büyük alanda yan yana dizilerek büyük bir çember oluşturmuş diğer türlerin tam ortasına geçerek yine yan yana sıraya dizilip yöneticilere selam vermişlerdi.

Yetenekliler Okulu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin