Bölüm 45

4.2K 374 213
                                    

Medya- Taehyung
Valla bana göre karışık bir bölüm oldu biraz ama umarım beğenirsiniz. Tae ve Cecelia destekçilerinin beğeneceği bir bölüm olduğunu ümit ediyorum.

"Vay, aksiyon diyorsun? Bayılırım."
Gülümsemem yüzümde yayılırken beni takip etmesini işaret edip yürümeye başladım. Umarım küçük planım ters tepmezdi.

"Ciddi değilsin. Değil mi? Bir anda bana gelip planım var diyorsun ve...Planın bu mu?"
Kaan ellerinin avuç içlerini belinin iki yanına yerleştirmiş buruşturduğu yüzüyle bakarken başımı yavaşça salladım. Anlattıklarımın nesini anlamamıştı da kabullenmiyordu?

"Oldukça ciddiyim Kaan ve evet, planım bu."
Okul bahçesindeki hayvanların bakımından sorumlu, arkası bize dönük yaşlı yetenekliyi bir süre süzüp boğazımı seslice temizlediğimde taradığı attan çekip ikimizin üzerinde gezdirmişti bakışlarını.
Bir süre bahçede tavşan arama saçmalığına girmiş olsak da sonunda hiç olmadığına karar kılıp çareyi buraya gelmekte bulmuştuk. Buraya gelmeden önce Tae hariç diğer deniz insanlarının odada bulunmaması adına Lisa'ya da kısa bir bilgilendirme yapmıştım.
Neyse ki Tae'den çok kısa süre önce yediği azarlara rağmen beni kırmamıştı.

"Evet?"

Yaşlı yeteneklinin kulaklarımı dolduran tok sesi ile düşüncelerimden zorlukla sıyrılıp gülümserken birkaç adım atıp tam önünde durdum.

"Bize bir konuda yardım etmenizi rica edeceğim."

Vay canına, istediğimde kibar da olabiliyordum demek ki.
"Nasıl bir konuymuş bu küçük hanım?"

Tek kaşını kaldırdığında Kaan'ın başını iki yana sallayıp göz devirmesini umursamadan bu sefer gerçekten gülümsemiştim.

"Küçük bir tavşana ihtiyacım var ama nasıl bulacağımı bilmiyorum. Ormanda aramak istemedim açıkçası. Doğal ortamlarından kopmalarını istemiyorum. Sahipleneceğim ya da bunun için özel yetiştirilmiş bir tavşan satın alabileceğim yeri nasıl bulabilirim?"

Bir süre düşünüp çenesini kaşıdı.
"Siz ikiniz, ne yapacaksınız tavşanı?"
Kaan'a ve bana şüpheyle baktığında direkt gerçeği söylemeye karar vererek derin bir nefes aldım.
"Bu konuda henüz çok küçükken yara almış olan bir arkadaşıma hediye edeceğim."

Ses tonumdan gerçeği söylediğimi anında anlamışçasına yüzündeki sorgulayıcı ifade birkaç saniyede yerini sevimli bir gülümsemeye bırakırken yine bir süre düşünüp sesini kısarak cevap verdi.

"Öyleyse Profesör Vehyun'un odasına git. Küçük büyüler için yetiştirdiği tavşanlardan birini almana izin verebilir belki."

Tabii ya! Nasıl aklıma gelmemişti?
Profesör Vehyun ilk sınıftakilerin öğretilen alan dışı büyüleri deneyebilmesi için süs tavşanları da yetiştiriyordu. Belki birini almama izin verebilirdi.
Teşekkür edip bayan Vehyun'un üçüncü kattaki odasına çıktığımızda içeri girer girmez etrafta tavşan varmı diye kontrol edişime engel olamamıştım. Bunun için neden bu kadar heyecanlıydım? Neden ona küçük tavşanı bulursam çocukluğunu geri verecekmişim gibi hissediyordum?

"Çocuklar?"
Okulun en güzel manzarasına sahip olan oda burası olabilirdi. Üstünde çeşitli biblolar bulunan kahverengi dolaplardan çektiğim bakışlarımı Profesör Vehyun ile buluşturdum.
"Tavşanlarınızdan birini alabilir miyiz?"
Kaan direkt konuya girdiğinde odanın geniş balkonundan çektiğim bakışlarımı ona yöneltmiştim.

Yetenekliler Okulu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin