Bölüm 38

9.2K 669 160
                                    

Medya- Bir saatlik uğraşım sonucu yağlı boyam ve fırçam olmadığı için sulu boya kullanarak -kulak pamuğu ile- boyadığım resmim😂

Bölüm çok gecikti bunun için üzgünüm, hastanelerden pek çıkamadım son birkaç haftadır. Günde yüz kelime bile yazamadım diyebiliriz.
İyi okumalar...

"Su ve yiyeceğimiz kısıtlı. Ara vermeden ilerlersek birkaç saat sonra Cougar magikoa alanına varmış oluruz muhtemelen."

Klaus çok bilmişliğini gözümüze sokan sesiyle kulaklarımızı meşgul ederken Kaan vermek istediğim tepkiyi vererek alayla gülmüştü.
Yaklaşık iki saattir okul dışında kalan şahsen pek hakim olmadığım ülke kesiminde yürüyorduk.
Klaus elindeki haritaya bakıp kafasında planlar kuruyorken ben daha çok Taehyung'ı alt etme hırsıyla yanıp tutuşuyordum. Kaan ve adını hâlâ bilmediğim sarışın vampir ise etrafı keşfetme derdinde gibi görünüyorlardı.

"Bize geri dönmemiz için değil, kolyeyi almamız için verilen toplam süre iki gün değil mi?"

Kaan merakla sorduğunda Klaus bir onay mırıltısı çıkarıp başıyla onaylayarak yürümeye devam etmişti.
Her grup kendilerine verilen farklı başlangıç noktalarından hareket etmişti.
Yönetim bu sayede varmamız gereken esas alana gidene kadar birbirimize sataşmayacağımızı düşünmüş olmalıydı.

"Unutmadan, Jessie acilen dünya'ya dönmek zorunda kaldı. Annesiyle alakalı bir şeyler olmuş sanırım. Bu yüzden seni uğurlayamadığını ve bol şans dilediğini iletmemi istemişti."

Pek dikkatli dinlemediğim Kaan'ı başımla onaylayıp halsiz hissettiğim bedenime evrenden pozitif enerji çekebilmek adına ellerimi iki yana açtığımda Klaus'un hızla kolumu tutup bedenimi kendine çektiğini hissetmiştim. Sinirle kolumu çekecekken kısık sesi doldurdu kulaklarımı.

"Kafayı mı yedin? Diskalifiye edeceksin bizi. İzleniyoruz unutma."

Kaşlarım hızla çatılırken etrafa kısa bir bakış atıp yeniden onunla buluşturdum bakışlarımı.

"Bedenim yorgun olduğu için olumlama yapacaktım. Neden yasak ki bu?"

Göz devirip başını iki yana salladığında vampir ve Kaan da yanımıza gelip durmuştu.

"Yarışma boyunca güç kullanmayacağız Cecelia. Eğer tehlikeli bir duruma düşersek ancak o zaman güçlerimizi kullanabiliriz. Bize vakit kaybettirmekten başka bir şeye yaramıyor yaptıkların."

Sinirle nefesimi verip işaret parmağımı ona doğrulttum.

"Senin derdin ne? Canın birileriyle uğraşmak mı istiyor?"

Kaan beni, sarışın olansa Klaus'u geri çektiğinde yan yana ancak aramızda yaklaşık beş metre mesafe kalarak yürümeye devam etmiştik.
Arada Klaus'a attığım kötü bakışları saymazsak şu ana kadar herhangi bir gerilim durumu ile karşılaşmamış oluşumuza seviniyordum.
Bir saat kadar sürenin sonunda ormanın güney tarafına doğru, etrafında daha çok yosun tutmuş büyük kayalar barındıran küçük bir gölün yanına gelmiştik. Karşıya geçmemiz için gölün içinde kendini zar zor gösteren basabileceğimiz taşlar olsa da hissiyat olarak güçlü olan yanımın dediklerine kulak verip olduğum yerde durdum ve beklemeye başladım.

"Burası yolun yarısı sayılır, iki engel dendi. İlk engelin buralarda olacağını seziyorum."

Oldukça kuvvetli bir altıncı gözüm vardı.
Bu yüzden her ne kadar geleceği göremesem de çoğu zaman hislerim bana iyi ya da kötü bir şey olacağının sinyalini verirdi.
Sanırım buydu beni gölün başında kendim gibi diğerlerini de durdurarak etrafa meraklı bakışlar atmaya iten. Klaus beni şaşırtarak dediklerimi onaylayıp ağaçtan ya da yosunlardan pek görünmeyen etrafa ve haritaya bakınırken Kaan ilk taşa doğru bir adım atma girişiminde bulunmuştu.

Yetenekliler Okulu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin