Bölüm 18

13.5K 1.2K 129
                                    

İyi okumalar...

"Klaus!"

Uykumdan hışımla sıçrayıp Klaus'un başımda endişeyle bana seslendiğini gördüğümde bilincimin yavaş yavaş yerine gelmeye başladığını hissediyordum.

Kendime kısmen de olsa geldiğimi gördüğünde üzerime eğilip vücudumu kolları arasına aldı, hissettiğim huzur ile hızla sarılışına karşılık vererek derin nefesler almayı sürdürdüm.
Başıma küçük öpücükler bırakıyordu ve bu gerçekten rahatlatıcıydı.

"Seni bu kadar korkutan ne gördün?"

Kalbim hızlanmaya başladığında ondan yavaşça ayrılıp yüzünde gezdirdim bakışlarımı.
Ona rüyamı anlatırsam Alec'e hâlâ değer verdiğimi düşünür müydü?

"Bu rüyana bağlı güzelim."

"Zihnimden defol!"

Omzuna vurduğumda biraz geriye sendelemişti vücudu. Bunu bilerek yaptığını biliyordum çünkü eskiden olsa rahatlıkla hükmedebileceğim bu vücudu yerinden bir vuruşla kıpırdatmak için çok güçsüzdüm.

Rüyamı fazla detaya girmeden anlatmaya başladığımda ben bitirene kadar pür dikkat dinledi ve bitirince bir süre düşünüp konuşmak adına derin bir nefes aldı.

"Dönüşümünün belirtileri başlamış."

Merakla kaşlarımı çattım.

"Belirtiler mi?"

"Vücuduna betix zehri yayılanlar uyumlanma dönemine girerler. Bu dönemde kısa bir süreliğine göktanrının vermiş olduğu bir çeşit güç ile geleceğe dair kesitler görebilirler."

"Y-yani Alec ölecek mi?"

Bakışları birkaç saniye yüzümü buldu, ardından devam etti.

"Bunu bilemeyiz ama amcasının pek de masum olmadığı kesin."

Başımla onayladım.
Bir süre ikimiz de sessiz kaldıktan sonra aklıma gelen soruyla ona döndüm.

"Alec bana o gün dağ evinde bir adam gördüğümü ve onun benim babam olduğunu söyledi."

Bakışları endişeli bir hal aldığında duymaya hazır olmasam da devam ettim.

"Bana yalan söyledi değil mi? Yani benim babam-.."

Hızla lafımı kesip bir soru yöneltti.

"Annen sana baban hakkında ne anlattı?"

Bir süre düşündüm. Çok bir şey anlatmamıştı, genellikle geçiştirirdi beni.

"Bana babamın evimize yapılan bir saldırıda bizi korurken öldüğünü ve soyumuzu yok etmek isteyenlerden korunmamız için beni dünya'ya kaçırdığını söyledi. Bunun dışında pek bir bilgi edinemedim-"

"Yalan söylemiş."

Duyduğum ses ile başımı hafifçe kaldırıp orta yaşlı görünen adama yönelttim bakışlarımı. O muydu? Yavaş ve temkinli adımlarla bize doğru yürüyüp Klaus'a kapıda beklemesini söylediğinde Klaus bana güven verici bir gülümseme yollayıp adama karşılık verdi.

"Peki efendi Max."

"Klaus."

Kolunu kavradığımda Klaus kısa bir süreliğine yeniden adama baktı ve canımı acıtmadan kolunu elimden kurtardı.
Ardından kafasıyla Max dediği adama selam verip odadan çıktığında baş başaydık.
O odadan çıktığında huzursuzca yatağın en ucuna oturmuştum.
Benim babam yoktu ki...

Yetenekliler Okulu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin